Geçtiğimiz pazar günü yine tarihi bir gün yaşadık. Beş yıllık sözleşme ile yönetimi yeniden ele alan Recep Tayyip Erdoğan'ı kutluyorum. Sporcu tavrı ile, sanki yeniden kulüp başkanı seçilen eski başkana benzettim onu. Memleketimize hayırlı olsun, yolu açık olacağına yürekten inanıyorum... Hepimiz biliyoruz ki; Sayın Başbakan Fenerbahçeli. Hem de fanatik demeye dilim varmıyor ama neden saklayalım. Bazı politikacılar var, sorarsın "Efendim hangi takımı tutarsınız" diye. Kibarlık olsun kabilinden, "Ben takım tutmuyorum Milli Takım'dan başka" derler. Yapmayın dostlar, atmayın. Doğruyu söyleyin. "Ben F.Bahçe, G.Saray, Beşiktaş taraftarıyım" diyemez misiniz? İşte Recep Tayyip Erdoğan'ın farkı burada. Açıkça söylüyor. "F.Bahçeliyim" diyebiliyor. Küçük kardeşi Mustafa Erdoğan da koyu bir Beşiktaşlıdır haberiniz ola. Kim nereli olursa olsun "Maksat F.Bahçe'ye gol olmasın" lafını kim çıkardı bilemiyorum da, yüce meclisimize bir F.Bahçeli daha katıldı. Kim olacak, değerli dost Fuat Bol. Gazetemizin Genel Yayın Müdürü'ydü. Sohbetlerinde yapıcı üslubu ile iyi bir sarı-lacivertli olduğunu gösterirdi. Ne de olsa Tayyip Erdoğan'la okul sıralarından arkadaşlığı ve taraftarlığı var. Onlara da hayırlı olsun diyelim. Efendim bizim ligin başlamasına çok az kaldı. Sözüm ona yurtdışı hazırlık kampları tamamlandı, dönüş yapmaya başladılar ama memnun olmayanlar var. Hâlâ, "Şu mevkiye adam lazım" diyerek kasalarında paraları olmayan kulüp yöneticilerini sıkıştırıp duruyorlar. Aldıkları futbolcularla yetinmeyen, özellikle yabancı teknik adamlar. "Susun ve elinizdeki kadrolardan iyi futbol oynayan ekip kurun." Bu taraftarlar onu bekliyor. Dönüp dolaşıp Trabzonspor ve Ziya Doğan hocaya takıyorum kafayı. Biraz daha takarsam oynatacağım. Yattara koskoca kulübün oyuncağı oldu. Yönetimle, Ziya hocayla sanki dalga geçiyor. Alıcısı çok olan Yattara'yı satarsın olur biter, derken UEFA vizesi gündeme oturdu. Doğan Hoca muhakkak bizden iyi tanıyor elindeki kadroyu ama Stepanov gibi askeri çok ararsın lig maratonunda. Savunmaya dönük futbol, Trabzonspor'un kurulduğundan beri çektiği rahatsızlık. Ama bugünün futbol anlayışı içinde, bu anlayıştan sıyrılması gerekir diyorum. UEFA Kupası'na katılamayan bordo-mavili ekip çabuk "karışır" onu da hatırlatalım.