Çuvaldız canımı acıtıyor

Galatasaray-Fenerbahçe maçı sonrası ile, kafalarınızı karıştırmak yerine, biraz bile olsa çuvaldızın ucunu bir taraflarımıza batırmak istiyorum. Canımız yanacak ama olacak o kadar... Yazıyoruz, yazıyoruz anlayan yok ama okuyanımız çok. Gelen e-mailler, telefonlar bunu gösteriyor. Gelelim konumuza... Evlerimizin baş köşesinde teknoloji temsilcisi televizyon, bizleri tekeline almış hükmedip duruyor. Ucundan kıyısından bile olsa, yıllarca objektife bakarak sizlere hitap etmiş bir kişi olarak artık isyan bayrağını çektim... Çıldırmak üzereyim. Nedenlerini sayfaya dökelim bakalım ne diyeceksiniz. Hafta sonları, yani pazar günleri dünyanın her ülkesinde spor ağırlıklı seviyeli tartışmalar, programlar izlenir. Futbol olmak üzere mevsimlere göre yüzme, tenis, voleybol, basketbol, güreş, boks ve diğerleri gündeme gelir. Ertesi gün, haftanın başlangıçı pazartesi olduğunu düşünen yapım ve yöneticiler kesinlikle işin dozunu kaçırmazlar. Tekrar ediyorum üzülerek yazıyorum bizdeki pazar akşamlarının rezaleti aldı başını gidiyor. Adına yarışma dedikleri aldatmacadan başlayalım... Kendilerini jüri üyesi olarak takdim ettirenler düpedüz komedi oynuyorlar. En yüksek puan verdikleri yarışmacı elenip gidiyor. Peki anlı şanlı jüri ne yapıyor, sıkılmadan aynı koltukta oturmaya devam ediyor. Saatler ilerliyor ve diğer kanallardaki aynı patent yarışmalarla bu kez reyting kavgası başlıyor. Kimse nokta koymak istemiyor. Ve alt yazılar. "Sporda olay var, bilmem ne programını sakın kaçırmayın." Peki saatin kaç olduğunu unutuyor musunuz kardeşim? Sporun başlama saatinin sabaha açılan pencerede ne işi var. Saat 02.00'yi gösteriyor... Tam bir mahalle kavgası niteliğindeki atışmalar öylesine çirkinliklerle devam ediyor ki ses telleri zedelenmiş şarkıcı adayları bile sıkıntıdan şarkı sözlerini unutuyor. Divaymış, dansözmüş, hokkabazmış, cambazmış almış başını gidiyor. Daha önce aynı sütunlarda "ehliyetsiz kişilerden jüri olmaz" diye yazdığımız zaman sesiniz sedanız çıkmadı, cevap bile veremediniz. Tam 6 saat aynı koltukta oturuyorsunuz, sıkıldıkça kostüm değiştirip, makyaj tazeliyorsunuz... Değerli jüriciler... Beni kahreden ne biliyor musunuz? Attığı zaman mangalda kül bırakmayan benim "Spor otoritesi meslektaşlarım... Ha şimdi bitecek, ha şimdi bitecek" diye stüdyodan gelecek haberi bekleyen ustalar! Saat 02.00 oldu gidin evinize rahat rahat uyuyun. Bu saatten sonra sizi sabaha kadar açık olan işkembeci müşterilerinden başkası izlemez. Biliyorum bana kızacaksınız ama gerçek bu değil mi dostlar? Bari kalitemizi düşürmeyelim... Ali Sami Yen olaylarında sakın suçlu aramayalım; ÇUVALDIZ CANIMI ACITIYOR...