"ESKİ DOSTLAR"

A -
A +

İster inanın ister inanmayın, kulüplerimizin transfer meseleleri iyice sıkıntı verdi. Kim kimi aldı, kaç yabancı oynatabiliyoruz, aman bizim Brezilyalı'yı vatandaş yapmayı unutmayın, Romanyalı'yı da bir an önce halledersek gel keyfim gel. Merak etmeyin çok yakında çift pasaportlular ligi bile kurulur. Bu konuyu kapatmadan önce bir isim vereceğim. Toni Schumacher gelmişti. Alman Milli Takımı'ndan Fenerbahçe'ye... Adam yarım yamalak Türkçe öğrendi ve ona "Bizim Toni" dedik. Peki, ne yaptı giderken? "Kimsesiz çocuklara okul yaptıracağım" diye jübile biletleri sattı ve kaçtı... "Bizim Toni" diye bağrımıza basmıştık. Aynı şekilde, futbolu bıraktıktan sonra bak bakalım "Sonradan olma Mehmetler" ne yapacaklar? Gelelim diğer konumuza. Güreş camiası bu günlerde karmakarışık. Futbola mı özendiler nedir?. Aynı olayı bir türlü kabullenemediler. Yani Mehmetler'i. Futbol Milli Takımı Brezilyalıyı Türk yapar oynatırsa, bende Dağıstanlı güreşçileri Türk yaparım mindere çıkartırım. Hem de Sayın Bakanımın soyadı Şahin'i Ramazan'a veririm, Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay'ın soyadını da Suhrab'a takarım olur biter. Peki, ne oldu? Seçmeler yapıldı. Salona jandarma, polis geldi, tatsız tuzsuz Milli Takım seçmeleri neticelendi. Ve Sayın Bakan Şahin kızdı. "Yıllardır mayoyu giyen geziyor, başarı yok" dedi. Aman Bakanım, başarı bu şekilde mi gelecek ki kızıyorsunuz? Bakın, kısaca geçmişten örnek veriyim.. Güreşin can çekiştiği bir dönemde, ne Avrupa ne dünya minderlerinde sesimiz duyuluyor. Çare aranırken "Ata Sporu Güreş"e gönül veren Yılmaz ULUSOY imdada yetişiyor. Önce, bugün bile konuşulan bir basın toplantısı yapıyor. Spor tarihinde bugüne kadar, bu kadar çok spor yazarı bir araya zor gelmiştir. Güreşin dönüm noktası olan bu buluşma ile ata sporu ve spor basını el ele vermişti. Neticede güreş düştüğü kuyudan çıkartıldı, başarı grafiği yükseldi. Onun için bırakın yeni pasaportlu güreşçi ile başarı aramayı da, bulun "YILMAYAN ADAM" gibilerini. Ulusoy dedik ve birkaç kelimede Saffet Ulusoy'dan yazalım. Hacı abi rahatsızlık geçirdi. Cuma günleri gözümüz onu arıyor. Açıkçası hastalık sana hiç yakışmıyor Saffet Ağabey. Haluk, en iyi hediyeyi "Dünya Üçüncülüğü" kupasını, Yıldırım Demirören de, Beşiktaş'ın kupasını getirdi. Hele dur bakalım, daha çoook kupalar göreceksin Saffet ağabey...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.