Trabzonspor'u anlamak hakikaten zor. Bu takım hakkında yorum yapmak için 90 dakikayı saniye saniye takip etmek lazım. "Beşiktaş'ın oyununu beğenmiyorum" diyen Ziya Doğan, ilk yarıda rakibini düpedüz seyretti. 124 gündür deplasmanda galibiyet alamayan, yıllarca formasını giydiği Beşiktaş'a sanki avans verdi. İlk 45 dakikada Bobo'nun mükemmel golü ve Ricardinho'nun fırsatçılığını seyretti. İdeal bir 11 kurmakta zorlanan Ziya Doğan, aynı rahatsızlığını bu maçta da gösterdi. Neydi bu rahatsızlık? Çok önemli ve maç alabilen oyuncularını ısrarla yedek kulübesinde oturtuyor. Ersen Martin'e sanki güvenini yitirmişti. Yattara ise çözülmesi güç bir bilmece. İnşallah Umut'a da aynı işlemi uygulamaz. Trabzonspor'u hangi karşılaşma olursa olsun, ikinci 45 dakikasında seyretmek çok zevkli. Soyunma odasından sanki başka bir Trabzonspor sahaya çıkıyor. Beşiktaş 2-0'lık galibiyeti koruyamadı. Tabii koruyamaz. İbrahim Toraman defanstan ileriye çıkınca, Kartal'ın defansı evlere şenlik. İşte burada usta ayaklar belli oldu. Gökdeniz, Ceyhun ve ikinci yarıda oyuna alınan Ersen Martin. Şah dediler, mat demediler. Hele hele Umut... Bu çocuğun kıymetini bilsin Trabzonspor. Bu maç aynı zamanda kalecilerin maçıydı ve doğru çıktı. Bütün kozlar kaleciler üzerine oynandı. İlk yarıda Tolga'yı beğenmedim. Çok hata yaptı. Beşiktaş'ın kalecisi ise ikinci 45 dakikada sanki yol geçen hanıydı. Trabzonspor işi biraz daha sıkı tutsaydı, inanın tarihi fark olurdu. Çok formda Gökdeniz, Trabzonspor'u sanki sırtlamış taşıyor.