Kulakların çınlasın usta

A -
A +

Yaz aylarının gelmesi ile uzun süren kış yorgunluğumuzu ufak bir kaçamak yaparak atmaya çalıştık. Yazımın içeriğinde biraz süsleyerek dile getirmeye çalıştığım "Yaşanmış olaylar" için ağabeylerimden özür diliyorum... Türk Spor Basını'nın bugün bile bir araya getiremeyeceği dev kadrosu iş başında. Yaz ayları gelmeye başlayınca tatil hesapları yapılır ve yetkiliye sunulmaya çalışılır. İşte kızılca kıyametin ilk belirtileri... "Bana izin konuşmak için gelmeyin." Ve arkasından aynı plak çalmaya devam eder: "Bütün kış oturdunuz, yan gelip yattınız. Otuz yıldır bir hafta bile tatil yapmadım gecemi gündüzümü bilmedim, ailemden çok sizleri gördüm. Birkaç hafta tatil yapmaya gidiyorum. Gelince Dünya Kupası'nı izleyeceğim. " Hadi gel "izin yapmak istiyorum" de yüreğin varsa. Yukarda belirtmeye çalıştım, ustamızın dilindeydi her şey. Kendisini çok iyi tanıdığımız için "Bugün olmaz yarın söyleriz", derdik. Hepimiz tatillerimizi yapar servise bronz tenle gelirdik. Ancak kitaplara konu olan nostaljilerden bir demet anlatmama hoşgörü ile bakın. Günlerden perşembe. Sayfa yapılmış herkes rahat bir nefes almış, İstanbul kalıbı için haberlerini hazırlıyor. Ve bir sesle kulaklar şefin odasına doğru yön değiştiriyor; "Bütün hafta geç saatlere kadar çalıştım yoruldum. Üç beş gün yokum, gazeteyi size bırakıyorum hadi eyvallah..." Ve sayılı günler geçer pazartesi sabahı saat 8.30 sayın ağabeyimiz erkenden gelmiş, koltuğuna yerleşmiş. Pazar gecesi geç saatlerde evine giden bizler, yavaş yavaş gelmekteyiz. Herkes birbirine bakar ve "Hazırlanın fırça var" deriz. Sayfa biter ve "Çocuklar toplanın biraz konuşalım" komutu ile yerlerimizi alırız. "Tarihi konuşma" başlar: "Kardeşim ne yaptınız bütün hafta sonu. Biz adada güneşin altında balık tutacağız diye anamız ağlarken sizler yan gelip yatmışsınız..." İşte böyle güzel hatıralar dolu günleri geride bıraktık. Bahsettiğim "Kültür Tur" denen yolculuğun ilk ayağını Kuşadası-Pamukkale üzerinden yaptık. İtiraf ediyorum; ülkemin tarihi yerlerini görmeden gidecekmişim. Seyahat ederken şehir, kasaba, köy tabelalarının yanında sarı üzerine siyahla yazılı olanları pas geçerdik. Kendi kendime hayıflandım ve utandım. Unutmadan belirtiyim. Tarihi ezbere anlatan rehberlerimiz Oktay ve Nurda, sizi yürekten kutluyorum. İlk fırsatta yarım kalan dersime devam edeceğim. Kendimi zorladım, ancak iki satır yazmadan olmayacak. Fenerbahçe bu sezon sınıfta kaldın. Aziz Başkan, kendine göre iki arada bir derede kaldı. Kupa alamadı daha öncelerde yaptığı gibi "İSTİFA" etti. Fenerbahçe'ye çok şey veren Aziz Yıldırım, sakın kararından dönme. Fenerbahçe başkansız kalmaz. Tek ricam, Daum'u da beraber götür...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.