Palavracı yarışmacılar

A -
A +

Bugün "yarışmalar" diyerek nelerle, nasıl, neden yarıştıklarımıza doğru kısa bir yolculuk yapacağız. İnsanları ekran başına çekmek için her türlü şarlatanlığa, kalite kontrolden de uzak yapımlara başvuranlar işin dozunu iyiden iyiye kaçırdılar. Hiç ara vermeden hangisi demenize fırsat vermeden belirtiyim."Buz Dansı Yarışması"... Buz dansı bir spordur ve bunun yarışması bile kurallar çerçevesinde yapılır. Gelelim hep birlikte haftalardır gözlerimizi ve beyinlerimizi işgal eden bu olaya. İsimlerini magazin sayfalarında sık sık gördüğümüz kişilere. İsim yazmıyorum zaten kâfi derecede bıktırdılar. Buz üzerinde ayakta bile duramadan bu sporun profesyonellerinin ellerine kendilerini teslim edenler, şöhretin verdiği sarhoşlukla kendilerine puan veren jüri veya hakemlere durmadan dil uzatıyorlar. Kardeşim siz bu şekilde mi bu sporu çocuklara sevdireceksiniz. Spor yapmıyor devamlı kavga ve kendi reklâmlarınızı yapıyorsunuz. Şarkılar söyleyerek, çooook sattığına (!) kendinizin bile inanmadığınız yeni adıyla "albüm" eski adıyla "kaset" tanıtımı yapıyorsunuz. Yok efendim "Kocam, partnerimi kıskandı. Magazin sayfalarının diline düştük, kayamayacağım, hele biraz düşüneyim sonra gelir kayarım" O zaman buna yarışma diyemezsiniz. Adına yarışma dediniz ya, her hafta eleme yaparak buz dansından "fevkaladenin fevkinde" anlayan bizlere, başladınız gösteriler sunmaya. (Bu kelimeler de bir yarışmanın mozaiklerinden, anlarsınız ya...") Ve olanlar oldu işin içine aşk, meşk girdi. Gözümüzün içine bakarak "buz dansı yapmak isteyen gençler çığ gibi büyüyor" diye de kuru sıkı atıyorlar. Jüri ve hakem koltuğunda oturan değerli kişiler bu işin perde arkasını pek anlayamadılar. Pist üzerinde birkaç haftalık çalışma ile buz dansı yaptığına inananlara not veriyorlar. Ondan sonra ne oluyor en yüksek puan verdikleri SMS ile sonuncu oluyor. İnsanların sinir sistemleri ile oynuyorsunuz haberiniz olsun... Yarışmanın bizim pencereden gözüken diğer bir yanı ise hala çözülmeyen Futbol Federasyonu bilmecesi. Bu ülke Cumhurbaşkanını seçecek ama bir türlü futbolun patronunu seçemeyecek. Beyler seçimler yaklaşıyor, böyle giderse iki tarafta puan kaybediyor. UEFA başkanlığı seçiminde "Platini'ye oy vermedi" dediğiniz adam Haluk Ulusoy'a teşekkürlerini sundu, Şenes Erzik'i Asbaşkan yaptı. Size bir şey söyleyeyim mi. Çok palavracısınız... Yoruldum, sizinle yarışmayacağım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.