Bu deyimi çok duymuşuzdur. Yazımın başlığı olarak düşündüğüm zaman bile kendi kendime söylendim; "Baban muhtar mı " diye. "Nereden çıktı bu yaz günü muhtarlık" demeyin, okuyun hak vereceksiniz. Bu yaşıma geldim bu kadar muhtarı bir arada görmedim inanın. "Acaba politika kervanına mı bindim" diye düşünürken içten, candan, samimi ve dostluk içinde geçen deniz üzerindeki ikinci buluşmayı organize edenlere önce teşekkür ediyorum. İstanbul İstanbul olalı böyle Milli Eğitim Müdürü görmedi dersem inanın abartmış olmam. Ata Özer'i futbolculuk günlerinden tanırım. Yaşlandıkça adamın kanı kaynıyor, yerinde duramıyor. Yaptığı organizasyona bakar mısınız; ilk okul aile birliklerini, mahallelerinin muhtarları ile bir araya getirmiş. O ne güzel kaynaşmadır. Herkesi el ele tutuşturuyor ve "Hizmetin sınırı yoktur" sloganı ile birlik beraberliğe ışık saçıyor. Muhtarlarla konuşma fırsatı buldum ve ortak görüşlerini şöyle toparlayabilirim. Herkes memnuniyetini açık açık belirtiyor. "Çocuklarımız emin ellere teslim edilmiş. Dışardan gelen parazit kendisine asla yer bulamaz." Muhtarlarım ve öğretmenlerimin yüzleri gülüyor. Kartal Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı ilk okullar müzik öğretmenlerinin korosu öyle bir müzik ziyafeti çekiyor ki, saatlerce "ekranda eziyet çekerek seyrettirmeye çalıştırdıkları jürili komedi yerine, bu hanımları seyretsek müzik kültürümüze katkıda bulunuruz" diye iddialı konuşuyorum. Size açıkça söylemek isterim, bu birliği kimse koparamaz. Ata Özer bu işe soyunurken hiç de yalnız kalmamış. Bu kadar kalabalık grubu, çocukları, anaları, babaları ve de "muhtarları" aynı çatı altına alırken Sarayburnu'ndan hareket eden "Mavi Marmara" gemisi, İstanbul Boğazına doğru yol almıştı bile. Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürü Cemalettin Şevli ve İDO Şehir Hatları Müdürü Ali Kılıç'la birlikte Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünden Taner Tözün ve Şemsettin Gündoğdu'ya Abdullah Kaleş'i de katılınca ev sahibi kadrosu tamamlanmıştı. Boğazda binlerce muhtarla birlikte olarak son derece mutlu bir gün geçirdim. Ve kendi kendime "Senin baban muhtar mı" diye takılmadan duramadım. Bu günlerde ülkenin gündeminde yer almak hakikaten biraz zor. Bizim spor alemi bile yakında yapılacak seçimlerden payını alıyor. Ankara'ya gitmek için aday oldular, sonra kabul edildiler. Keşke önce muhtar olsalar, ne dersiniz.