Sıcak beynime vurdu

Kavurucu sıcaklar geldi mi gözümüzü Afrika'ya, soğuklar gelince de Balkanlar'a çeviririz. Bu ikili bizim hava raporumuzu belirler. Buyurun Afrika sıcakları ile kavrulmaya başladık. "Şükürler olsun" diyenimiz yok gibi. Su sıkıntısı kapıya dayandı da kimse musluk kapatmaya niyetli değil. Devamlı birbirini karalamaya çalışan insanlardan olduk. Bu yaz sıcağında bizim futbol topunun bile havası indi. Onun için yeşil sahalar yerine, yeşil çuhalar serilmiş, üzeri euro, dolar dolu masaların başındakiler konuşuyor. YTL'ye geçtik ki kolay anlaşılsın rakamlar derken Brezilya pazarı bizim parayı, pazarlığı pahalıya getiriyor. Bir zamanlar Yugoslavya'nın "Viç"leri ile ligimizi doldurmuştuk. Şimdi Sambacı dönemi başladı. Haydi hayırlısı... Olmaz ama hayali bile güzel diyerek, affınıza sığınarak, "Şu Roberto Carlos'u bizim Mehmet ile Milli Takım'da oynatabilir miyiz acaba..." İnanın Afrika sıcakları falan kafama geçmedi, içimden geldi de yazdım. Konuyu değiştirelim... Bizim neslin gazetecilerinden Beşiktaşlı Kazım Kanat'ın röportajını okudum. İçim burkuldu. Ve kafam karma karışık oldu. Satır satır yeniden okudum. İnanamadığım yerler oldu. Kazım'ın organlarının çoğu yok ve tükenmiş. Kafa tuttuğu hastalığın adını bile yazmak içimden gelmiyor. Belki yeryüzünde tek Kazım'da var bu hal... Buraya kadar çok iyi. Aslanlar gibi yelkenlisinde poz veren Kazım. Nedir bu isyanın, "Erkeksen Bodrum'da çık karşıma ölüm" derken pek de ölüme giden yolculuk değil seninki. Ah Kazım kardeşim, "şu kadar ömrüm kaldı" falan diye söylenip durma, o işi yaradana bırak, o karar versin. Senden Beşiktaş yazıları bekliyoruz. Şapkanın altındaki güler yüzün gibi... Gelelim transfer bombalarına... Lig başlamadı ama kulüplerimiz neredeyse Avrupa'yı boşaltacak. F.Bahçe gözünü kupalara göz dikti, şova hazırlanıyor. G.Saray, Beşiktaş geri kalır mı, onlar da kesenin ağzını açtılar. Ve eski göz ağrımız Kasımpaşa. İyi ki geldin. Roberto Carlos'lu Kasımpaşa maçını şimdiden merak ediyorum. Bir başka merak ettiğim ise Futbol Federasyonu Başkanlığı için Şansal'la Melih Gökçek arasındaki samimiyet. Hayırdır inşallah...