Şampiyonluk yarışının son durağının İzmir olacağı hiç aklıma gelmezdi. Altay-Göztepe-K.Yaka'ya yıllarca ev sahipliği yapan İzmir Atatürk Stadı iki yabancıya "kozunuzu burada paylaşın" dedi. F.Bahçe 100.yıl aşkına varını yoğunu ortaya koyarken, Trabzonspor UEFA sevdasıyla öyle hızlı başladı ki, Hüseyin şipşak bir gol attı. Genç kaleci Serdar bacaklarını kapatsa top adres değiştirirdi, gol olmazdı. Son günlerde adını Yunanistan basınında gördüğümüz Tuncay evlere şenlik Trabzon defansını geçti, durumu eşitledi ve maç sanki yeniden başladı. Tolga'yı seyrederken ne yalan söyleyeyim milli takım uzun vadeli bir kaleci kazandı diye de notlarımdan size aktarıyorum. Trabzonspor'da Erdinç'in erken sakatlığı ile Ziya Doğan defansta yerinde bir değişiklik yaptı. Hüseyin'i ön liberodan geriye çekerek Ceyhun'a oyun kurucu görevini verdi. Trabzonspor gole bu şekilde daha çok yaklaştı ve Yattara-Ceyhun ikilisiyle ikinci yarıya rahat nefes aldıran bir Trabzonspor gitti soyunma odasına. Trabzonspor UEFA hayalleriyle işi son derece ciddiye alıp, ikinci 45 dakikaya galibiyeti koruma taktiğiyle başladı. F.Bahçeli yöneticiler dahil tüm taraftarların kulakları Bursa'ya çevrilmişti. Ve ligin kaderi yavaş yavaş belli olmaya başladı. Trabzonspor orta alanda Ceyhun'la top çevirerek, hem zamanı iyi kullanmaya başladı hem de ileride Umut ve Gökdeniz'e pozisyon hazırlamaya çalıştı ve başarılı oldu. Trabzonspor'un galibiyet rahatlığını gören Zico oyuna Semih'i alarak gol yollarındaki boşlukları doldurmayı düşündü. Maçın kısa analizini yaparsak Ziya Doğan'ın defansa yaptığı akıllıca taktiğini ve Zico'nun da Semih'i oyuna alarak şampiyonluğa adım adım yaklaştını ifade edebiliriz.