Hüseyin Avni Aker Stadı'nda dört sezondur puan alamayan Denizlispor, şeytanın bacağını kırmak için çalıştı, çabaladı yine eli boş döndü. Dakikalar 10'u gösteriyor ve Trabzonspor'un gol ümidi Yattara'ya ilk top geliyor. Buna taktik desek olmaz, unutuldu mu acaba derken, usta ayak Marcelinho golle tanıştı. Gökdeniz'in indirdiği topa öyle güzel vurdu ki; Süleyman'ın yapacağı bakmaktı ve UEFA temsilcimiz maça da ağırlığını koydu. Gol bize şunu gösterdi. Marcelinho geldikten sonra Yattara ve Gökdeniz'le mükemmel bir üçlü oluşturdu. Yeni transfer Umut'u da bu gruba katarsak, Karadeniz'de fırtınalar esecektir. Neredeyse ilk yarı bitecek, Denizli'nin ilk tehlikeli atağı Mustafa Keçeli'den geldi. Yusuf'un güzel pasıyla neticeye gitmeliydi. 40 dakika Trabzonspor kalesine bir top gelmedi. Bu nasıl puan alma taktiğidir anlam veremedim. İlk yarı biterken Selahattin yakaladığı pozisyonu, Trabzonspor kalecisinin kucağına atarsa, bunun adına beceriksizlik derim. Trabzonspor şunu hesaplayamıyor. Maç 90 dakika. Hatta bir çok maç 90+larda atılan gollerle geçiliyor. Neden oyundan düşüyor bu takım? Lazaroni bunu hesaba katmalı. Denizlispor geçtiğimiz sezon ligde nasıl kaldı? Onun hesabını yapamamış. Puan cetveline bakarsanız her şey ortada... Denizlispor'da sakatlıkları devam eden genç oyuncular Hüseyin ve Osman oynamıyor. Peki Mustafa, Selahattin, Serhat verilen görevleri yaptılar mı? Bence hayır... İkinci yarıya Trabzonspor Umut'u alarak başladı. Szymkowiak kalabilirdi, onun yerine Hasan çıksa daha iyi olurdu. Trabzonspor puan cetvelindeki yerinden kurtulmak istiyor. Üst üste puan kayıpları bordo-mavilileri nerelere indirdi. Appoel maçı Trabzonspor'a moral, lige de gaz verdi... Hakem Çetin Sarıgül'e tavsiyem, sakın sağdan soldan gelen çapraz eleştirilere kulak verme. Aynı tempoyla yoluna devam et kardeşim...