Ligin ilk yarısındaki performansıyla en kötü sezonunu geçiren Trabzonspor'u, ikinci yarıda tanımak mümkün değil. Sanki sihirli bir değnek bu takıma dokunmuş, "Senin yerin burası değil, kendine gel, haddini bil" demiş. Konyaspor deplasmanına giderken; açıkça söylüyorum böyle bir futbol beklemiyordum ve sihirli değneğin kim olduğunu da buldum. İyi de oynasa, kötü de oynasa Ceyhun. Son üç maçlarına baktığımızda, oyun disiplini rayına oturtmuş iki takımı da görmek istedim. Konyaspor'a ne olmuştu öyle? İki Erman'dan Erman Ergin'e teslim edilmiş orta sahadan hiç akıllı bir atak gelmedi. Kalede Özden'i Tony Schumacher hayranlığından tanıyoruz. Ama hayranlık başka, Tony gibi olmak bambaşka... Trabzonspor'u tutmak zor diyerek biraz büyük lâf etmek istiyorum. Gökdeniz'i kapasitesinin üstünde oynatabilmek için Ziya Hoca elinden geleni yapıyor. Bu arada formda Umut'u dikkatle izliyoruz. İkinci goldeki ustalığı alkışlanırdı. Ayman'dan aldığı pası Gökdeniz'e aktarmak için Mustafa'yı ekarte edişi ve Gökdeniz'e, "al da at" deyişi mükemmeldi. İlk gol için çok şey söylenemez. Meşin yuvarlak kalecileri bazen böyle aldatır. Bunun adına kontrpiyede kaldı diyoruz. Ama genç Ferhat'ın son vuruşu gol olsun diye yapılmıştı. Bilerek mi rakibine çarptırdı? İkinci yarıda Ziya Doğan ilk defa takım kadrosunda değişiklik yapmadı. Defansının sert futbolu ilerideki günlerde baş ağrıtır. Erdinç bunlardan en iyi örnek. Gereksiz fauller her dakika zarar verebilir. Stepanov ve Tolga, zaman zaman ileri giderken geriye bakmıyorlar. Bıraktığı boşluklar doldur boşaltla telafi ediliyor. Bence Trabzonspor'un tamire ihtiyaç duyduğu asıl yer burası. 90 artıda gelen gol de bu durumun en güzel örneği. Bu galibiyetle Trabzonspor zirveye ortaklık sinyalleri verdi haberiniz olsun. Üç puanlı sistemde her an her şey olabilir. Fırtına dinmiş değil. Haftaya çok önemli bir maç bekliyor. İlk maçta 3 golle yendiği G.Saray deplasmanına gelecek Trabzonspor. Zevkli bir maç bekliyoruz. Maçın hakemi için kısa bir şey söylemek istiyorum. Çok zor bir karşılaşmaydı. Nedeni ise iki kulübün federasyon seçimlerinde iki kutup başı olmaları, Süleyman Abay'ın biraz olsun rahat düdük çalmasına mani olmuş gibi gördüm. Derler ya, "altı sakal üstü bıyık" diye...