Zico gol attı Nikon'u kaptım

A -
A +

Bir yanda Dünya Kupası diğer yanda transfer borsası ve merakla beklenen (!) Fenerbahçe'de başkanlık yarışı. Diğerleri bitmedi ama Fenerbahçe noktayı koydu. Aziz Yıldırım'la devam... Kıyısından kenarından aşağıda değineceğiz, şimdi konumuza gelelim. Almanya Almanya olalı böyle destek görmedi. Tabii sportif açıdan. Unuttunuz mu, Berlin sokaklarında kafaları boyalı asi gençlik soytarılarını. Yakıp yıkıyorlardı. Nerede Türk varsa olaylar çıkarıyor, kan döküyorlardı. Peki şimdi ne oldu? Gördüler misafirperverliği. Biz ekmek yediğimiz yere ihanet etmeyiz. "Türken RAUS" yani "Türkler dışarı" diyordunuz ama bugün el ele, kol kola maçlarda Deutscland diye amigoluk yapıyorsunuz. Ömer Faruk arkadaşım en güzel başlığı yazmış; "Almanya sevinmeyi bizden öğreniyor." Bu arada şunu da unutmayın; Türkiye kupaya katılsaydı bu desteği biraz zor görürdünüz. En iyisi kardeş kardeş, kavga etmeden durumu idare edin. Dünya Kupası nasıl olsa sahibini bulacak. Bizim mahalleye dönelim. Şampiyon Galatasaray'ın bayrağını köprüden indirmenin yakışıksız olduğunu kabul edelim. Sezonun başından beri liderlik koltuğuna otur, son gün ellerinle teslim ettiğin şampiyonluk için ben olsam bayrak indirmem, köprünün altında salınırken devamlı üstünden geçerim. Bilmem anlatabildim mi... Aziz Yıldırım iyi Fenerbahçeli. O da anladı bu işin şakası yok. 100. yıl çok önemli. Galatasaray, Beşiktaş kutladı, onlardan geri mi kalacaktı? Dönüş yaptı. Kararsızlık içindeydi. Keşke dilini tutabilseydi. Ama serde Kanaryalılık var, Fenerbahçe başkanlığını bırakmak kolay mı zannediyorsunuz. Ve Zico meselesi... Fenerbahçe'nin teknik direktör adayı... Dünya Kupası için (1974) Avrupa'ya önceden gelen Brezilya... Almanya ile hazırlık maçı oynuyor. Berlin Olimpiyat Stadı tribünleri dolu. Basın ordusu yerini almış. Brezilya kadrosunda Zico yeni parlayan yıldız durumunda. Alman kaleci Sepp Maier'in koruduğu kalenin arkasından gol resmi çekeceğim. Yanımda İsviçre'nin dünyaca ünlü spor ajansı muhabiri var. Adam sanki stüdyo kurmuş gibi makinelerini yerleştirdi. Karşılaşma golsüz bitecek derken Rivelino'nun uzun bir topunu yakalayan Zico golünü attı. Ben ne kadar poz varsa bitirene kadar çektim. O da ne, bizim ajans muhabiri kıvranıp duruyor. Golü çekememiş. Güzel bir teklif. "Gel bizim ajansa, resmini oradan Türkiye'ye telefoto olarak yollarsın." Gittim, film banyo oldu, fotoğraf İstanbul merkeze yollandı, müdürümden teşekkür aldım. Ajanstan ayrılırken bana o günlerin kıymetlisi Nikon hediye edildi. Ertesi sabah Avrupa basını benim çektiğim gol resmini kullandı, bizim mister kendi imzasıyla servis yapmış. Telefonda "Meslektaşım, senin fotoğrafın sayesinde işimden kovulmadım" dedi. Zico golü attı, ben de fotoğraf makinesini kaptım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.