Bu fasulye 7,5...

A -
A +

Önceki gün bir arkadaşım “200 liraya fasulye mi olur bu mevsimde” diyerek bir fotoğraf gönderdi. Sayfamızda kullandık. Gerçi hemen her üründe fiyatlar ‘korkunç’ denecek kâr oranlarıyla satılıyor ama fasulye özelinde bir araştırma yapayım istedim. Önce kooperatif sitelerinden taze fasulye üretmek için ne gibi masraflar yapılması gerektiğine baktım.

 

* Öncelikle tarlaya 2 ton gübre atıp sürmek gerekiyor. Toplamda 1 dekar için 24-25 bin liralık maksimum bir gübreleme maliyeti çıkıyor.

 

* Tohum, işin en ucuz kısmı. Kilosu maksimum 50 liradan 6 kilogram fasulye 300 lira.

 

* İşçi yevmiyesi 600-900 lira arasında. Fasulye hasadına kadar 5-6 çapalama yapılması gerekiyor. 800 lira ortalama yevmiye ile 1 dekara 2 kişi çapalama yapabiliyor. Bu da 12 yevmiye demek. 12x800=9.600 lira çapalama maliyeti.

 

* Sulama için saati 200 liradan 4 tabanca ile 1 saat su çekmek, bunu da ürün verene kadar ayda 5 kez yapmak gerekiyor. Yağmur yağarsa ne mutlu tabii ama kuraklık malum. Ayda 5 sulama 4 bin lira maksimum fiyat. Bunun 3 ay yapıldığını düşünürsek sulama maliyeti 10-12 bin lira.

 

* Şimdi sıra toplamada. Her toplamada 1 dekardan ortalama 1 ton fasulye çıkıyor. Aynı tarla 8-9 kez ürün veriyor. Yani yaklaşık 10 ton kadar fasulye.

 

* 1 dekar, yani 1 dönüm ekili alan için 9 kere hasat alındığına göre, 2 kişi 1.600 lira yevmiyeden 32 bin liralık da işçilik gideri söz konusu.

 

* Kilogram başına 2 lira civarında da taşıma maliyeti var. (Bir kamyon 10-12 ton yük alıyor ve bu yükünü İç Anadolu illerinden 20-25 bin liraya taşıyor. Yani 1 kiloda 2-2,1 TL maliyet)

 

* Sonuç olarak 10 ton fasulye elde edilen hasat sonunda kilogram başına 9,84 lira maliyet hesapladım ama eksiklerim olabilir, 10-12 lira maliyet diyelim. Tamam, üzerine yüzde 100 kâr koyalım İstanbul’a kadar getirdiğimiz fasulyenin… Oldu mu 24 bin lira!

 

* Dedim, bir üreticiyle de konuşmalı. Evet, Afyon Şuhut’tan fasulye üreticisi Faruk Kurt’u aradım kentteki bir meslekdaşımız aracılığıyla… Maliyetleri ona sordum. Kelimesi kelimesine şöyle anlattı:

 

1,5-2 ton kadar gübre atarız. 700-800 lira işçilik ücreti var. 5-6 kere çapalama şarttır. Susuzluk var, kuraklık var, kooperatif sulama ücretinin saati 200 lira. Bir dekar için 7-8 tabanca çekmemiz gerekiyor. 8-9 kere toplarız, 1 dönümden her seferinde ortalama 1000-1100 kilo falan çıkar. Taşıması kamyon başı 20-25 bin lira. Yani size diyeyim, bizim 20 lira maliyetimiz var kiloda. Biz 30-40 liraya verebilirsek ekmek yeriz. Şu anda fasulye mezatındayım, toptan fiyat 55-60 lira. İyi para ediyor ürün şükür.

 

Yani 20 liraya ürettiği ürün, zaten halde 60 liraya alıcı bulduğuna göre 3 kat kazanmış üreticimiz.

 

     ***

 

Onun söylediği masrafları da alt alta yazdığımızda 13-14 lirayı pek geçmiyor da, peki, kilosu 20 liraya mal ettim diyor. O 20 lira maliyetli ürün nakliye (yollar, benzin, şoför maliyetleriyle) dâhil olmak üzere İstanbul’a kaça geliyor dersiniz? İstanbul Haller Müdürlüğü’nün listesine baktım. Çalı fasulyesinin fiyatı halde 100 ila 140 lira arasında… Ayşekadın tabir ettiğimiz fasulye ise 70 ila 100 lira arasında.

 

Tabii Antalya hal fiyatlarına da bakmak lazım… Orada ‘çalı fasulyesi’ tabir edilen tür, 30 ila 120 lira arasında. Nasıl bir aralık bu? Biri 30 lira, biri 120 lira…

 

Benim hesaplamalarımla 12,50 TL bulduğum, beyanına inandığımız üreticinin 20 liraya mal ettiği fasulye, nasıl oluyor da markete 200 liraya geliyor?

 

İşte tam burada ‘insaf’ devreye giriyor. Geçtiğimiz hafta gazetemizin yazı işleri toplantısının konuğu olan Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı’nın da dediği gibi, fiyat oluşumlarında insaf ve ahlak unsurlarının mutlaka devrede olması gerekiyor. Kimse maliyetine sat demiyor, üretici kâr etmeden üretim devam etmez; bunda kesinlikle hemfikiriz de, 10-20 lira maliyeti olan ürün de 200 lira olmasın artık!..

 

Sadece fasulyede mi? Yaz mevsiminin tam ortasındayız. Domates, salatalık neden hâlâ 60 lira? Üstelik haziran ayında maliyet kalemleri aynıyken aynı salatalığı 12-20 liraya, domatesi 20-25 liraya almışken?

 

Evet haziran son haftası ile temmuz ayının 7’si arasında sadece 7 gün fark var. Ve bu 7 günde sadece akaryakıta vergi zammı geldi 1,80 TL. Zaten bütün hesaplamaları da mevcut akaryakıt ve otoyol fiyatlarını ekleyen nakliyecilerin ücretleriyle yaptık. Elektrik… Evet, elektrik fiyatı da arttı. Sularken elektrik kullanılıyor, doğru. Fakat o zaten sulama bedelinin içinde. Ayrıca hesaplanmıyor yani.

 

Giderler artmamışken, sera değil, tarla üretimi olan salatalık, domates ve diğer sebzeler bollaşmış, enerji maliyeti sıfırlanmışken… Neden 1 hafta öncesine göre 2-3 kat fiyat?

 

     ***

 

Önceki hafta da limon 25-30 liradan 90 liraya çıkmıştı. Sebep; efendim yatak limon yatmamış da, yeni ürün gelirken fiyat artarmış da… Tam bu beyanlar verilirken bir depoda 380 ton limon stoku yakalandı. Bildirimsiz! Yani 380 kamyon dolusu limon. Bir başka deyişle 380 bin kilogram. Bu limonu 20 liradan satsa bu stokçu arkadaş, 7 milyon 600 bin lira eder. 40 lira olsa 15 milyon 200 bin liraya karşılık gelir. Bir bakıyorsunuz hal fiyatına… Tam 70 lira. Bu fiyattan satınca 26 milyon 600 bin lira yapıyor. Muhtemelen bu limoncu arkadaş, dalda ürün çürümeye yüz tutmuşken, zavallı üreticinin elinden 1-2 liraya, yani yok fiyatına aldı ve soğuk hava deposunda stokladı. Şimdi 35 kat fiyatla satıyor. Yani en fazla 500-750 bin lira verdiği limonu şimdi yaklaşık 26 milyon 500 bin liradan atıyor. İşte “Biz niye bu fiyata yiyoruz” sorusunun en azından limondaki cevabı….

 

Bu arada tabii temmuz başında emekli ve memurun maaşları da yüzde 19,3 arttı ya… Onu da kaçırmamak, cebe girmeden almak gerek tabii!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.