Suriyelilerle ilgili çok şey söylendi, ne çok konuşuldu...
"Vatandaşlık verildi, oyları belli" denildi. "Ucuza çalışıyorlar, gençlerimiz işsiz kalıyor" denildi.
Onlar yüzünden hayatın pahalı olduğu da iddia edildi, üniversitelere sınavsız alındığı da... Birçok parti, AK Parti hükûmetine muhalefetini Suriyeliler üzerinden yürütürken, programının tamamını "Suriyelilerin hepsini göndereceğim" şeklinde belirleyen parti dahi kuruldu.
Evet, sonunda Suriye'de iç savaş bitti, Suriyelilerin 'mecburi misafirliği' sona erdi ve dönüşler başladı. Kimi okulunda dönemin bitmesini bekliyor, kimi gittiğinde başını sokacak yer bulmayı... Fakat şu da bir gerçek ki, kendisine ülkemizde başka bir hayat kuranların önemli kısmı dönmeyecek. Dönenler ve dönmeyenlere, dönecek olanların getireceklerine bakmadan önce rakamlarla bir 'Suriyeli' özeti yapalım...
* Suriye’de iç savaş 2011'de başladı. Savaştan kaçan ilk mülteci grubu 252 kişilik kafile olarak 29 Nisan 2011’de Cilvegözü'nden girdi ve yıllar boyu devam etti.
* Türkiye, bazı Suriyeliler tarafından ‘sığınılacak yer’ kabul edildi, yüz binlercesi için de Avrupa’ya geçiş yolu. Bu yolda 'Aylan bebek' ve yüzlerce Suriyeli can verdi.
* Suriyelilerin yüzde 74,5’i kadın ve çocuklardan oluşuyordu. 15-24 yaş aralığındaki genç oranı yüzde 18,3 seviyesinde. Yaş ortalaması ise 21,7’lerde.
* Suriyelilerin en çok bulunduğu şehir 503 bin 423 kişi ile İstanbul. Ardından 406 bin kişi ile Gaziantep, 244 bin kişiyle de Şanlıurfa oldu. Suriyeli bulunmayan şehir yok ama en az Hakkâri, Tunceli, Bayburt’ta Suriyeli sığınmacı var.
* Geçici Koruma kapsamında bulunup Türk vatandaşlığını kazanan Suriye uyruklu kişi sayısı 238 bin 768. Bunların 134 bin 624’ü reşit, 104 bin 144’ü ise çocuk.
* Türkiye, göçmen karşıtlığı sebebiyle Avrupa kadar hızlı davranamadı, vatandaşlık işlemleri aksadı ve yüksek eğitimli Suriyeliler Avrupa ülkelerine gitti.
* Mesela doktorlar… Kayıtlara göre Türkiye’ye yaklaşık 20 bine yakın doktor geldi ama sadece 5 bini kaldı, 15 binini Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri ‘kaptı’ deyim yerindeyse… Pilotlar, mühendisler, mimarlar ve daha birçok meslek erbabı, Avrupa ülkelerine gitti.
*31 Aralık 2023 tarihinde Türkiye’de 3 milyon 214 bin 780 kayıtlı Suriyeli vardı. 9 Ocak 2025 tarihi itibarıyla ülkemizdeki Suriyeli sayısı 2 milyon 888 bin 876 olarak açıklandı. Dönüşler devam ediyor...
Evet, dönüşler devam ediyor da, ülkemizde önemli bir istihdam açığını kapatanların dönüşü birçok sektörü kara kara düşündürüyor. Tekstilden gıdaya, inşaattan konaklamaya kadar birçok alanda Suriyeli çalışanlar, sistemin bir parçası.
Şimdi ise önümüzde yeni bir pencere var. Değerlendirebilirsek bu pencere çok aydınlık bir döneme açılabilir. Şöyle:
Geride kalan 14 yılda ülkemizde yüz binlerce çocuk doğdu. Çocuk ya da bebek olarak gelenler büyüdü, okullu oldu, üniversite eğitimi aldı, Türk kültüründen etkilendi, meslek edindi. Hepsi çok iyi Türkçe öğrendi, dostluklar edindi, şirketler kurdu. Türkiye’de 3 bine yakın irili ufaklı Suriye sermayeli şirket bulunurken, Türk vatandaşlarıyla yapılan ortaklıklar da dâhil edildiğinde bu sayının 10 bini bulduğu tahminleri yapılıyor.
Bu şirketler, Türkiye’de iş yapmayı, Türkiye’nin ticaret kanununu öğrendi. Türklerin ne isteyip ne istemediğini de.
Diğer yandan Suriyeli mezunlar… Hukuk, siyaset, ekonomi, tıp, havacılık, mühendislik… Hemen hemen her alanda binlerce üniversite mezunu Suriyeli genç var. 16 bin Suriyeli üniversite mezununun ülkesinde kritik görevlerde önemli görevler üstleneceği kesin. Onlardan iki örnek vermek isterim. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi mezunu Esaad Hasan Şeybani, Suriye geçici hükûmetinde Dışişleri Bakanı oldu. Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu Azzam Garip ise Halep Valisi...
Ve bu daha başlangıç. Devamı çok güçlü olarak devam edecek.
Malum Suriye yeniden inşa edilmek durumunda. İnşa derken, sadece kum, çimento, yapı malzemesinden bahsetmiyorum. Şehirler yeniden kurulurken, her şeye ihtiyaç duyacak bu ülkenin insanı. Gıdadan giyime, sağlık malzemesinden otomobile, teknolojiden savunmaya kadar; her şeye… Bunun için geçici hükûmet ve ülkemizin bakanlıklarının koordinasyonunda iş dünyasıyla görüşmeler, çalışmalar devam ediyor. Aynı zamanda ticaret de…
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Çetin Tecdelioğlu’nun deyimiyle; henüz konteynerler dolusu değil ama bavullar dolusu ürün gidiyor; giyim ve gıda ağırlıklı... Yani geçmişte Rusya ile büyüyen ticaretimizin ilk adımları olan ‘bavul ticareti’ şimdi Suriyeliler ve Suriyeli Türk vatandaşları eliyle devam ediyor. İşler rayına oturdukça, okullar kapanıp dönüşler hızlandıkça, ülkeye dönenlerin birçoğu birer ticaret, turizm, iyi niyet elçisi olacak. O elçilerin de gayretiyle iki ülke arasında ticaret büyüyecek. Bu büyümeden ilk fayda sağlayacak olanlar ise, savaştan kaçanlara ilk kucak açan illerimiz olacak… Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa ve diğer kentlerimiz…
Canan Eraslan'ın önceki yazıları...