Alıştık... Kasım ayı indirimlerin konuşulduğu, alışverişin katlandığı, kredi kartlarında limitlerin dolup, kredi kullanımının zirve yaptığı bir ay. Maalesef en kötüsü de o yapılan alışverişlerde uzatılan kredi kartının ödeme tarihi geldiğinde yaşanıyor. Kasım ayı bittiğinde yani...
Bankalardan alınan bilgiye göre kredi kartı ve tüketici kredilerinde ödeme probleminin en çok yaşandığı ay kasım ve aralık. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre, tüketici kredisi kullanımı kasım ayı itibarıyla yüzde 6,5 arttı. Tutar ise 14 trilyon lirayı aştı. Neyse ki geciken kredilerin oranı yüzde 1,77'lerde. Bu yönetilebilir bir oran. Hatta sektörün sağlıklı olduğunu gösteren önemli bir detay. Yani enflasyonu düşürmek için atılan onca adıma ve parasal sıkılaşmaya rağmen enflasyonun tüketici boyutunda yaşadığı direnç, üzerinde durulması gereken bir sıkıntı öte yandan. Çünkü vatandaşların enflasyon beklentisi biraz azalsa da istenen seviyeye geldiği söylenemez.
İnsanlar fiyatların artacağı beklentisiyle ihtiyacından fazla ürün alıyor. Bu da talebi tetiklediği için fiyatı artırıyor. Azalmayan talep 'kasım rüzgârı' ile iyice büyüdü. Şahanesi, efsanesi, benzersizi derken, kasım ayında 'indirim' kelimesini gören mağazalara, internet sitelerine koştu. 'Kampanyadan faydalanacağım' diyen aldı da aldı... Cep, herkesin kendi cebi, kimsenin bir şey demeye hakkı yok da, o sihirli kelimeyi, yani 'indirimi' görünce kayıtsız şartsız koşma hâli çok tehlikeli. Haftalardır mağazaların önlerinde kuyruklar var. Binlerce tüketici, sahte siteler yüzünden kandırıldı, bir o kadarı bilgilerini çaldırıp dolandırıldı... Bir de göz göre göre dolandırılanlar var ki, işte orası olacak gibi değil. Hepsi o sihirli kelime yüzünden.
Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu, yıllardır 'sahte indirime dikkat' diye çığlık atar. "Gerçek indirim mi, bakın, hakkınıza sahip çıkın" diye çırpınır ama ne kötü niyetli satıcılar vazgeçiyor, ne 'indirim' kelimesini görünce fiyata bakmadan alan tüketici... Aydın Başkan, geçtiğimiz günlerde bir video paylaştı. Bu bir etiket. Orada 'indirimli' olduğu iddia edilen bir fiyat var. O etiketi kaldırdığında, alttan çıkan etiket, son etiketten daha düşük fiyatlı. Bu kadarla bitmiyor tabii. Bir etiket daha kaldırdığında bir de ne görelim?.. O fiyat daha da ucuz. Hatta son fiyatın neredeyse yarısı. Yani satıcı ürünü satışa çıkarmış, talep gördükçe fiyat artırmış ve bunu da indirim diye pazarlamış. Yani amiyane tabirle 'indirim değil bindirim' yapmış.
Etikete dikkat etmeli. Çünkü Tüketici Kanunu bizlere çok önemli haklar sağlıyor. Bu etikette gördüğümüz 'uyanıklığı' belgesiyle Tüketici Hakem Heyeti'ne götürerek, ürünü en düşük fiyattan alma hakkına sahibiz mesela. Yani 799 değil 399'dan... Aydın Bey'in paylaşımını QR kod olarak da buraya bırakıyorum... Bir etikette ne oyunlar oynandığının görüntülü hâli olsun diye...
Canan Eraslan'ın önceki yazıları...
Burada sorumlu olan devlettir. Devlet sıkı denetimlerle vatandaşına huzurlu bir ortam sunarak kandırılma korkusu olmadan rahatça alışveriş yapacak piyasayı sağlamak zorundadır.