Marifet, iltifata tabidir...

A -
A +

Ödül süreçlerini çok önemsiyorum. Ödül için çabalayan, heyecan duyan, o ödüle ulaştığında sevinci katlanan insanları gördükçe de artıyor verdiğim bu önem. Ödül derken, layık görülenlere verilen maddi şeylerden bahsetmiyorum. Bir plaketle teşekkür ediliyor dahi olsa o ödüle ulaşmak isteyenlerin, sürecin tüm aşamalarında yaşadığı heyecan, ünlü atasözümüzü teyit eder nitelikte: "Marifet, iltifata tabidir..." Kesinlikle öyle. İnsan çabasının, emeğinin sonucunun, bir kurum ya da bir grup tarafından takdir görmesiyle, yeni başarılara yelken açıyor, yaptığı 'şey' için "Evet, işte bu" diyebiliyor...

 

Geçtiğimiz ay, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD), kapsamını yenilediği ödül gecesindeydim. Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker'in "Üretimin Gücü" ödülünü alması çok önemliydi mesela. 21'i yurt dışında olmak üzere toplam 46 fabrika ve 75 bin çalışanıyla 5 kıtada 4 milyar insana ulaşması sebebiyle ödüle layık görülmüştü. Değerlendirme de, ödül de muhteşemdi.

 

 

ANTARKTİKA SEFERİ

 

 

Ödül alanlardan bir isim var ki, her yaptığı işle, her fedakârlığı ile benim gözlerimi yaşartıyor gerçekten: Prof. Dr. Burcu Özsoy... Prof. Özsoy, tam 20 yıldır devam eden akademik kariyerine öyle çok "ilk" sığdırdı ki, MÜSİAD'ın ödülüne hak kazandığı açıklandığında "tam isabet" demekten kendimi alamadım. "Türkiye'nin Gücü Ödüllerinde", "Akademinin Gücü Ödülünü" almaya hak kazanmıştı Burcu Hocam... Kendisi akademik kariyeri süresince, 2015 yılında Türkiye'nin kutup bölgeleri alanında ilk kurumsal altyapı olan İstanbul Teknik Üniversitesi Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi'ni kurmuş ve yönetimini üstlenmiş. 2017'de ilk Ulusal Antarktika Bilim Seferi'nin liderliğini üstlenen de kendisi, Ulusal Kutup Araştırmaları'nın Cumhurbaşkanlığı himayesine girmesinde büyük rol oynayan da. TÜBİTAK MAM Başkanlığı görevini de yürüten Burcu Hocam, uluslararası alanda da sorumluluk üstlenerek Antarktika Araştırmaları Bilimsel Komitesi Başkan Yardımcısı olarak görev aldı. Yine araştırmalarıyla Türkiye'de iklim değişikliği ve kutup araştırmaları konusunda farkındalık sağlamak için çalışmalarını sürdürüyor.

 

 

TURAN'LA TÜRK DÜNYASI

 

 

Türk dünyası son yıllarda birbiriyle daha çok kenetleniyor. Bu kenetlenmede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük katkısı ve liderliği var. Bu liderlik sonucunda kardeş ülkelerle iş birliği de daha bir gönülden yürüyor. İşte, MÜSİAD'ın ödüle layık gördüğü girişimlerden biri de bu gönül işlerinin bir yansıması... Özgür Bayraktar isimli genç girişimci, TURAN APP isimli bir uygulama yazılımı yapmış ve tüm Türk devletlerinde yaşayan kullanıcılara finans hizmeti sunmayı hedeflemiş. Başarılı da olmuş Özgür Bayraktar. Türk dünyasında bu uygulamayı kullananlar, 7/24 uluslararası para transferi yapabilme lüksüne kavuşmuş durumda. TURAN, bu alanda finansal hizmet sunarken, yerli ödeme aracımız TROY'la da iş birliğini geliştirmiş, bu ülkelerdeki kart markalarıyla iş ortaklıkları kurulmasına vesile olmuş. Ödülü de "Genç Girişimcinin Gücü" adı altında ulaşmış kendisine...

 

GZT adlı uygulama, dijital dünyada başarı sağlamış, Gazze'ye 2 ambulans göndermiş, iletişimle hizmetin yolunu bulmuş ve ödüle layık görülmüş bir girişim. Yayla Agro da 81 ilde 60 binden fazla noktaya gönderdiği ürünlerde sürdürülebilirliği hedef almasıyla ödüle layık görülmüş. THY, zaten hepimizin gurur markası ve ödülü 'Markaların Gücü'... İbrahim Ceylan, vakıf geleneğini sahiplenmesi, Musa Akgül ise yerli üretim gücüyle Power Şarj markasıyla ödüle hak kazandı.

 

 

BABAANNESİNİN TARİFİ

 

 

Ve Nezihe Filiz Toker... Uzun zamandır takip ettiğim bir isim. İlk Kez 2021 yılında 'İhracatın Yıldızları' ödül töreninde tanımıştım onu. Ben 'sektöre katkı' plaketini alırken, Nezihe Filiz Toker de 'Parlayan Yıldız' ödülünü alıyordu. Yan yanaydı yerlerimiz... Bir çırpıda anlatmıştı Bone Sante markasını. Babaannesinin yöntemiyle, evinde başladığı 'ilikli kemik suyunu' marka hâline dönüştürmüş, ihracatın umut vadedenlerinden biri olmaya hak kazanmıştı. Ardından sayısız ödül aldı Toker... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın davetiyle gittiği iftar programında kendisine kemik suyu ile yaptığı kolajen dondurmadan bahseden, daha sonra bu ürünü New York'ta yine Emine Erdoğan'a sunan Toker, daha sonra Halkbank'ın "Üreten Kadınlar Ödülü"nü almış, ödülle birlikte kredi desteğine de hak kazanmıştı. İhracat için yeni adım atarken, bir fabrika yatırımına da başlayan Nezihe Filiz Toker'in başarılarını önümüzdeki dönemde daha sık göreceğiz sanıyorum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.