Sözcü gazetesi cuma günü nefret, ayrımcılık ve bölücülük içeren kışkırtıcı, kutuplaştırıcı bir manşetle çıktı.
Saygı Öztürk'ün imzasını taşıyan "Haber nasıl olmaz?" sorusunun bütün cevaplarının yer aldığı 'şey' iletişim fakültelerinde ders konusu olacak cinstendi.
Çarşaflı bir kadın Harbiye Orduevine ziyaretçi olarak girmiş. Haber diye dokuz sütün iki satır verilen olayın altı üstü önü sonu bu!
Subjektif ifadeler barındıran bir köşe yazısının manşet yapılması garabetini bir kenara bırakalım, metni inceleyelim. Skandal daha başlıktan başlıyor.
Manşet şöyle: Harbiye Orduevi'nde çarşaflı selfie.
Cümleyi okuyan, çarşaflı kadının nispet yapar gibi orduevinde selfie çekmiş olduğunu sanır. Oysa 'Sözcü kafası'nda bir adam, selfie çeker gibi yaparak kadıncağızı gizlice ifşa etmiş. Peki "darbeciler Sözcü'sü" ne yapmış? Kadını değil kadını çekenin yüzünü mozaiklemiş. Bir de bilinçli bir hareket olan selfie’yi 'tesadüf' diye vermiş; orduevinin logosunu yuvarlak içine alarak ispata girişmişler.
Üst başlık şöyle: "Atatürkçü teğmenler yemin yüzünden hedef yapılırken..." Burada kendi hâlinde bir kadın üzerinden alakasız bir ilişki kurularak, korsan yeminle disiplinsizlik yapan teğmenlere arka çıkmışlar. Bir taşla iki kuş!
"Lüleburgaz Orduevi'ne sarıklı-cübbeli kişinin girmesinin ardından bu kez de İstanbul'daki orduevinde kara çarşaflı kadın görüntülendi." Cümle bu... Bak bak ifadeye bak: "Görüntülendi"... Fotokapanla ayı mı görüntülüyorsunuz reziller, pespayeler? Kadın kanun dışı, saklı gizli iş mi yapıyor?
Giriş cümlesi şöyle: "10 Temmuz'da gazetemizin manşeti 'Orduevine sarıklı, cübbeli genç alınıyor ama askerî kampa gaziler alınmıyor' haberiydi. Lüleburgaz Orduevi'ne sarıklı, cübbeli gencin alınmasına en çok kadınlar tepki göstermişti."
O 'haber' en az ikincisi kadar skandal ifadelerle doluydu. Er gaziler İzmir Özdere'deki havacılar kampına gitmiş. Almamışlar. 'Buraya rütbeliler girebilir' demişler. Yani kamp meselesi ordunun kendi içindeki ayrımcılığı. Sözcü yazarı, onu da alakasız biçimde Harbiye'ye yamayarak 'gaziye yok, çarşaflıya var' demeye getirmiş. Gaziler, ziyaretçi değil konaklamaya gelmiş ayrıca. Lüleburgaz Orduevi'ne ziyarete gelen de gazi yakını.
"Fotoğrafta Harbiye Subay Orduevi amblemi olmasa 'Acaba burası İran mı, Suudi Arabistan mı?' diye de merak edenlerimiz olacaktır." Saygı'sızın bu ifadeleri ancak ülkesinden kopuk bir insanın yazabileceği türden olabilir, diyeceğim ama değil. Aynı kişiler seçim zamanı CHP'lilerin çarşaflı teyzelere rozet takmasını gayet normal karşılamışlar; Üsküdar Meydanı'nda CHP için afiş dağıtan çarşaflı kadınları ve cübbeli kocalarını alkışlamışlar; çarşaflıların oy verdiği Saadet Partisi binasına CHP adayının posterinin asılmasına demokrasi güzellemesi yapmışlardı.
Hazımsızların hezeyanlarına devam edelim...
"Kırklareli ili Lüleburgaz ilçesinde cübbeli, sarıklı ve terlikli bir genç ailesiyle birlikte Lüleburgaz Orduevi'ne girdi. Kılık kıyafeti uygun olmadığı ve devrim kanununa haykırı olduğu için her ne kadar içeriden ve dışarıdan müdahale etsek de 34 dakika orduevinde kalmıştır." Madem mesele arkaik devrim kuralları. Şapka tak başına Saygı! "Şapka İktisası Hakkında Kanun" hâlâ yürürlükte. Takıyor musun? O kanun uyarınca yabancıların kendi kıyafet ve alâmetlerle ülkeye girmesi yasak. Engelleyebilir misin? Engellesen bu çağda sana deli muamelesi yapmazlar mı? Kim Jong-un'un ülkesinde bile böyle despotluk yok demezler mi?
Çarşaflıların orduevine ziyaretçi olarak girmesi için "Yapılanları öğrendikçe yasakları kaldırmak için bu adımların planlı olarak atıldığı akla geliyor. Yani, askerler de bu duruma yavaş yavaş alıştırılıyor" diyor Sözcü yazarı. Bir de demokrat ayaklarına yatmaları yok mu? Hem giyimde kuşamda değiliz diyor, hem "asker alıştırılıyor" diye selektör çakıyor! Dünya değişti, Türkiye değişti ve gelişti, elin oğlu yapay zekâ ordularını kuruyor, bir tuşla aynı anda binlerce kişiyi kilometrelerce öteden cep telefonuyla kuş gibi avlıyor, bölgemiz barut fıçısı, yeni bir cihan harbinden bahsediliyor bunların konuştuğu çarşaf!..
"İstanbul Harbiye Subay Orduevi'ne kara çarşaflı bir kadının girebileceği hiç akla gelmezdi" diyor. Orduevi istihbarat binası mı, ultra korumalı kozmik daire mi? Ne hakla vatandaşını geri çevirir? Kişinin sabıkası mı var, oraya belinde bombayla, elinde Kalaşnikof la mı geldi? Suçu gazi annesi olmak mı?
"Millî Savunma Bakanlığı'nın bir yetkilisine sordum. Kısa bir araştırmadan sonra, gelen kadının bir Mehmetçiğin annesi olduğu için orduevine alındığını öğrendiğini söyledi. Kapıda görevli personelin 'Mehmetçik annesi'ni, şehit annesini, kıyafeti nasıl olursa olsun geri çevirmesinin de çok zor olduğunu tahmin ediyorum" diye not düşmüş. Zormuş! Elinden gelse gazi annesini kıyafetin uymuyor diye geri çevirecek! Bir de MSB'ye sormuş. Cürete bak. Onlar da cevap verme tenezzülünde bulunmuş!
Ey CHP için afiş dağıtan cübbeliler, çarşaflılar. CHP budur. Sizin için reva görülen, görülecek muamele de budur!
Son cümle o kadar dogruki zihniyetleri degismiyor
İyi ki varsınız, eline kalemine sağlık.
Derhal bu saygısızlar hakkında soruşturma açılmalı ve cezaları neyse verilmelidir.
Fatih Bey, elinize yüreğinize sağlık. Bunlar yeri gelince dürüstlük doğruluk adına mangalda kül bırakmazlar güya "saygı" işte. Hani bir söz var "katranı eritsen olmaz şeker" , o misal ne söylesen ne yazsan boş. dinleri yok ki imanlarına zara gelsin.