“Afganistan İslam Emirliği” dünyada neden tanınmadı?

Sesli Dinle
A -
A +
Abdul Rasool Shaheen
 

Afganistan, geçmişten günümüze siyasi örgütlenme olarak, hükûmet yapısı en çok değişen ülke olarak görülüyor. Yaklaşık son yarım asırda ülkeyi Mücahitler, Taliban, Cumhuriyetçiler ve son on beş aydır da Taliban “Afganistan İslam Emirliği” ismiyle yönetmektedir. Asya’da en çok merak edilen konular İran’ın iç karışıklığı, Tacikistan-Kırgızistan sınır anlaşmazlığı, Pakistan ile Hindistan arasındaki Bangladeş problemleri, Tayvan-Çin arasındaki tartışmalar, Azerbaycan-Ermenistan sorunları, Rusya’nın Ukrayna işgali ve Taliban’ın ise Rusya ile büyük benzin, petrol, dizel ve buğday anlaşması imzalamasıdır. Peki, Afganistan’ın içinde neler dönüyor? Taliban neyi amaçlıyor ve ne yapmak istiyor?

ÜLKE İÇİNDE DÖNEN OLAYLAR

Öncelikle Afganistan çok zor günler geçiriyor. Kış yaklaşırken, yoksulluk başta olmak üzere ülke içinde göç ve bazı illerde ise çatışmalar hâlen devam etmektedir. Okullarda, camilerde eskisi gibi bombalar patlıyor. Uluslararası kurumlar, ülkede 24 milyondan fazla insanın insani yardıma ihtiyacının olduğunu açıkladılar. Hugo Shorter, bir yazısında “Geçen yılın mart ayında Londra’da Birleşmiş Milletler, İngiltere, Almanya ve Katar’ın Afganistan’a yardım için toplanarak 2,4 milyar dolarlık yardım sözü verildiğini” yazmıştı. Afgan halkının ise 9,5 milyar doları hâlâ bankalarda dondurulmuş hâlde.

 

15 Ağustos 2021’deki rejim değişikliğinde Afgan halkını yalnız bırakmayan tek ülke ise Türkiye oldu. Türkiye’nin ülkeye “İyilik Treni” göndererek ihtiyaç sahiplerine yardım dağıttığını görüyoruz.

 

Diğer ülkeler büyükelçiliğini kapatırken Türkiye Kabil Büyükelçiliği ise Afgan halkına kapılarını hep açık tuttu. Diğer yandan sivil kuruluşlar başta olmak üzere Türk Kızılay, İHH, AFAD, İhlas Vakfı ve diğer kuruluşlar yardımlarını sürdürüyorlar. Kabil Havalimanının yönetilmesini için Birleşik Arap Emirliği ile anlaşıldı. Yakın bir zamanda Kabil Havalimanının yüzde 98’i Afganlar tarafından ve yüzde 2’si ise dışarıdan yardım alınarak yönetildiği ve en çok uçuşun Türkiye, İran ve BAE’ye olduğu haber bültenlerinde yer aldı. Ülke içinde büyük şehirlere uçuş ise normale döndü.

İLETİŞİM AĞLARI

Taliban’ın geçen sene 15 Ağustos’ta tüm ülkeyi ele geçirerek Afganistan İslam Emirliği’ni kurduğu tarihten itibaren getirdiği kısıtlar ve ekonomik sıkıntılardan dolayı çoğu medya kurumu, yayınlarını durdurdu veya tamamen kapattı. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Afganistan’daki 547 aktif medya kuruluşundan 219’unun yayınlarının durdurulduğunu duyurdu. Cumhuriyet döneminde ise 70’ten fazla televizyon kanalı, 170 radyo istasyonu ve yaklaşık 400 gazete bulunuyordu. Şimdi ise, iletişim araçlarının ne olacağı belli değil; birçok yazar ve gazeteci ifade özgürlüğünün tamamen kısıtlandığını söylüyor. Hâlbuki Taliban Sözcüsü Zebihullah Mücahit, Kabil’in düşüşünden iki gün sonra “Medya ile etkileşim ilkeler çerçevesinde ve medya ilkelerine dayalı olacaktır. Tüm özel medyanın özgür ve bağımsız olmasını istiyoruz” diye açıklamalarda bulunmuştu. Türk kanallarına gelince ise Ayna TV, Batur TV, BEK TV yayınlarını durdurdu veya tamamen kapattı. Sadece Türkmen FM radyosu ve birkaç radyo Afganistan’ın Kuzey illerinde kısıtlı olarak yayınlarını sürdürüyor.

SİYASİ DURUM

Asırlardır Afganistan’ı derinden etkileyen şey, merkezî bir hükûmetin olmaması ve tüm Afgan halkını temsil edebilecek bir hükûmetin kurulamaması ve başa gelememesidir. “Küresel Güçlerin Oyunu” kitabında Afganistan’ın temel probleminin çok sayıda etnik ve dinsel gurupların olması ve bunların nasıl temsil edileceği şeklinde ifade edilmektedir. Bunların yanında, geçmişte olduğu gibi siyasetçiler hep oyuna gelerek milletin parçalamasına, birlik ve beraberliğini bozmasına izin vermektedirler. Gazneliler, Babürlüler, Selçuklular ve Dürranîlerin medeniyet inşa edip birlik sağlamasından siyasetçilerin ders çıkarmaları lazımdır. Taliban liderleri sivil kayıplarının ve şiddetin önemli ölçüde azaldığını söylüyorlar. Ancak her gün ülkenin farklı illerinden çatışma haberleri geliyor. Belki de hiç haberimiz olmadan daha büyük olaylar oluyor. İki ay önce Afganistan’daydım ve yaklaşık bir ay kaldım. Güvenlik eskisinden daha iyi ama herkesin elinde silah var. Taliban, devleti ele geçireli neredeyse bir buçuk yıl oldu; fakat hâlâ kimin asker, kimin polis, kimin sivil olduğunu ayırt etmek mümkün değil. Eğer bu şekilde devam ederse yeniden çetin bir savaş Afganları bekliyor demektir. Burada önemli olan ise oyuna gelmeden Afganların birlik ve beraberliğini sağlayarak yekvücut, yek dil, yek cihet olarak komşu ülkelerinde olup bitenin farkında olmaktır.

KÜRESEL GÜÇLERİN GÖZÜNDEN KAÇMAYAN MADENLER

Birçok kaynakta Afganistan’ın maden yataklarının 3 trilyon dolar kıymetinde olduğu söyleniyor. Geçen yıl ağustos ayında Afganistan madenleri ile ilgili Anadolu Ajansı’nın yayınladığı yazıda Viyana Enerji Araştırma Grubu Kurucusu Fereydoun Barkeshli “Ülkenin sahip olduğu önemli maden rezervleri herhangi bir ülkeyi bölgeye çekmek için yeterli” demektedir. Yine Pentagon’un 2010 yılında yaptığı bir toplantının tutanağında “nadir minerallerin Suudi Arabistan’ı” olarak nitelendirilen Afganistan; doğalgaz, petrol, kömür, bakır, gümüş, altın, kobalt, kükürt, kurşun, çinko, demir cevheri, tuz, nadir toprak elementleri, değerli ve yarı değerli taş yataklarıyla dünyanın en zengin mineral rezervlerine sahip olduğu yazmaktadır. Dünyada çok nadir bulunan ve en değerli maden ise, Nuristan ilinde bulunan Lityum madeni olarak görülmektedir.

AFGANİSTAN’IN GELECEĞİ

Geçen haftalarda Afganistan İslam Emirliği Sözcüsü Zebihullah Mücahit, Türkiye’de “Âlimler Buluşması” toplantısına katılmıştı. Aynı günlerde Mezar-ı Şerif’te de âlimler toplanarak ülke içinde kapsayıcı bir hükûmetin kurulmasını tavsiye ettiler. Taliban’ın “Kişilerle İletişim Komitesi” bu komitenin kuruluşundan günümüze kadar bakanlar, bakan yardımcıları, milletvekilleri, millî güvenlik çalışanları, gazeteciler ve önde gelen siyasi isimlerden 370 kişinin ülkeye döndüğünü açıkladı. Taliban’ın devlet olarak tanınmaması ise, iç karışıklıklardan veya Afgan siyasetçilerden kaynaklanmıyor. Dünya şu an şark ve garp olarak ikiye ayrılmış durumda. Batı kendi problemleri ile uğraşırken Taliban Rusya ile büyük anlaşmalar yaparak, Çin’le de derinden görüşüyor. Ve Pakistan ise başta kömür olmak üzere birçok madeni taşımaktadır. Bunların farkında olan eski siyasetçiler ise AB’de, Tacikistan’da, İran’da ve internet üzerinden toplantıları yaparak Afganistan’ın bazı illerinde direniş göstermekteler. Afganistan’ın geleceği ise eğitim alan ve almakta olan gençlerdir. Anadolu Ajansı’nda geçen dikkat çekici bir haberde ise şu ifadeler yer alıyor: “Afgan-Türk Maarif Okulları, Afganistan’daki 8 vilayette toplam 46 anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise ile 7 eğitim merkezinde faaliyet gösteriyor. Vakfa ait ayrıca 11 yurt da öğrencilere hizmet veriyor. Ülkede Taliban’ın yönetimi ele geçirmesi sonrası 3 yeni eğitim merkezi açılırken, buralarda yaklaşık yüzde 40’ı kız çocuğu olmak üzere 6 bin 300 öğrenci eğitim alıyor”…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.