Vazifemiz anlatmak hidayet Allah’tan! Zaferle değil seferle emrolunduk

A -
A +

Filistinli kardeşlerimizin mütevekkil duruşu İslamiyet’e olan ilgiyi artırdı. Turistler şimdi daha çok soruyor, daha çok okuyor, aramıza katılıyorlar.

 

Eskiden selatin camilerini gezen turistleri gördükçe “ah” derdik, “lisan bilen birileri olsa da medeniyetimizi anlatsa şunlara.”

 

O zamanlar din görevlileri pek aşina değildi Batı lisanlarına. Ecnebilere hitap eden kitap broşür de bulunmazdı kenarda.

 

Vazifemiz anlatmak hidayet Allah’tan! Zaferle değil seferle emrolunduk

 

Hiç unutmam İspanyol bir kadın revak altına oturmuş, Yeni Cami’nin resmini yapmıştı beş dakikada. Kalemin sırtı ile oranlar alıyor ucuyla karalıyordu ustalıkla. Kocası fotoğraf hastasıydı, kaç makara yaktı art arda.

 

Caminin hikâyesini anlatacak biri olsa dinlerlerdi mutlaka.

 

Mimari iyi bir vesile, mihrabı, minberi, kürsüyü, şadırvanı anlatırken tebliğde bulunuyorsunuz aynı zamanda. Hat eserlerini hayranlıkla seyredenler mânâsını da merak ediyor.

 

Bir ara Antalya Yivli Minare civarında çekim yapıyoruz, baktım müftülük posterler asmış. İslamiyet nedir, Müslüman nasıl yaşar, Hazreti İsa ve Meryem validemize nasıl bakar?

 

Oh be! Demek ki eksikliğin farkına varmışlar.

 

Bir turist çift, elleri çenelerinde dikkatle okuyorlardı. Bir saat sonra döndük oradalar hâlâ, donmuş gibi bakıyor, bir işaret arıyorlar âdeta... 

Vazifemiz anlatmak hidayet Allah’tan! Zaferle değil seferle emrolundukMEĞER...

Çok şükür artık bunu dert edinenler var, ellerini de taşın altına koymuşlar.

 

KİM (Kültürlerarası İletişim Merkezi) onlardan biri. Kitaplar broşürler bastırıyor, turistlere kendi lisanları ile davette bulunuyor. “Biz seferle emrolunduk zaferle değil” diyor büyük bir sabırla anlatıyorlar, olursa olur, hidayet Allah’tan.

 

Tamam hepsi İslam’la şereflenmiyor ama ön yargılar kırılıyor, birçoğu “Aaa öyle mi? Bak bunu bilmiyordum” diyor. Bizi de (hâşâ) Yahudiler gibi Hazreti İsa ve Meryem Validemize düşman sananlar Kur’ân-ı kerimde

 

Meryem sûre-i celilesinin varlığını duyunca, çok şaşırıyor.

 

Geçen bir dostum anlattı: Bir kardeşimiz nazik bir şekilde tebliğde bulunuyor, muhatabı birden çantasını topladı ve koşarak ayrıldı. Çocuk da şaşırdı üzecek bir şey mi söyledim acaba?

 

Avrupai simalı bir bey “Hayır” dedi; “O senden değil, kendinden kaçtı ama inan gelecek, cevap arayacak sorularına.”

 

Sen nereden biliyorsun gibilerden baktılar. “Çünkü” dedi, “Aynı şeyleri ben de yaşadım zamanında!” 

Vazifemiz anlatmak hidayet Allah’tan! Zaferle değil seferle emrolunduk

CAMİDE BİR ALMAN KIZ

Bayezid Camii’nde tebliğde bulunan Tuğba kardeşimizin yüzünde bir huzur: “Bakın az evvel” dedi, “bir Alman kız geldi namaz kılıp kılamayacağını sordu bana. Elbette dedim burası Allah’ın evi, kimseden izin almanız gerekmiyor.

 

Peki birlikte kılabilir miyiz?

 

Niye olmasın, dedim sevinirim hatta...

 

Almanya’da Müslüman arkadaşları olmalı ki abdest aldı. Sonra örtündü, o sıra ezan okundu, birlikte uyduk imama, Kur’ân-ı kerim dinledik huşuyla.

 

Ona ne hissettiğini sordum fevkalade huzur bulduğunu söyledi. Caminin hayatın içinde olması, insanların güler yüzü, kibarlığı, cömertliği beni çok etkiledi, dedi. Tam mevzuyu derinleştirecektik ki grup hareket etti, istemeye istemeye ayrıldı yanımızdan. Onu vakfımıza davet ettim, orada çay kahve ikramımız, rahat sohbet etme imkânımız var. Bekliyorum gelecek, gözlerinde o ışıltıyı gördüm zira.” 

 

Vazifemiz anlatmak hidayet Allah’tan! Zaferle değil seferle emrolunduk

KENDİ LİSANLARIYLA

Bilirsiniz biz Türkler başka lisana ihtiyaç duymayız. Yurdumuzda yabancı öğrenci olarak okuyan Özbek, Türkmen, Kırgız, Kazak ve Kafkasyalıların Rusçası, Tatarların Ukraynacası, gurbetçilerimizin Almancası mükemmel oysa. Hem o kültüre de hâkimler çabucak kaynaşıyorlar.

 

Pakistanlılar ana lisanı gibi İngilizce, kuzey Afrikalılar çok akıcı Fransızca konuşuyorlar.

 

Vazifemiz anlatmak hidayet Allah’tan! Zaferle değil seferle emrolunduk

 

Vakıf Merkezindeki mutfağa bakan Meryem Hanım ihlaslı bir Özbek Türkü. Yemeklere sevgisini duasını da katıyor, cumartesileri kahvaltı ve öğlen yemeği çıkarıyor. Çay kahve non-stop, cezveler dolup dolup boşalıyor, semaver lokomotif gibi buhar atıyor.

 

Tabakları anne şefkatiyle uzatırken “Biliyor musunuz bugün çok bereketli geçti” diyor, “üç yeni yeni mümin mümine kardeşimiz oturdu soframa, söyleyin Allah’tan ne isterim başka?”

 

Bağdatlı Efnan Hanım “Hıristiyan misafirlere mihrabın üzerindeki ayetin Hazret-i Meryem validemizle alakalı olduğunu söylüyorum. Okuyorum, Hazreti Zekeriyya’nın ismini duyunca şoke oluyorlar âdeta.”

 

Vazifemiz anlatmak hidayet Allah’tan! Zaferle değil seferle emrolunduk

KAPIMIZ AÇIK

Koordinatör Ubeydullah Bey “Vakfımız 2010 yılında kuruldu” diyor, “önce Sultanahmet’te başladık, şu an Süleymaniye, Ayasofya, Bayezid ve Kalenderhane Camilerinde hizmet sunuyoruz. İngilizce, İspanyolca, Portekizce, Almanca, Fransızca, Flamanca, Japonca, Korece, Çince, Ukraynaca ve Rusça tebliğde bulunuyoruz.”

 

-Peki size katılmak isteyenler olursa?

 

-O arkadaşların en az bir dili iyi seviyede konuşabilmesi lâzım. İslamiyet hakkında bilgili olmaları bir yana, anlattıklarını yaşayacaklar ki sözlerinde tesir ola. Bizim yaklaşık 1- 1,5 ay süren eğitimimiz var, bir kısmı yüz yüze, bir kısmı online. Mesela Avrupalılar, Müslüman bayanların kapalı olmasını çok soruyor. Bir erkek baskısı mı var acaba?

 

Biz tesettürün “tahriflere rağmen” önce indirilen kitaplarda da olduğunu söylüyoruz. Rahibelerin kıyafetleri ortada.

 

Sonra aday arkadaşı mülakata alıyoruz, geçerse bir tecrübelinin yanında sahaya çıkıyor, zamanla gelişiyor. 
Hepimiz yeni şeyler öğreniyoruz, mâlum ilim beşikten mezara.

 

Kimi arkadaşlar her gün geliyor, kimi haftada bir uğruyor. Gönüllü sayımız artarsa daha fazla insana ulaşabiliriz. Keşke yurdumuza gelen bütün turistlerle tanışsak konuşsak. Medeniyetimizi anlatabilsek onlara.

KİME NİYET KİME KISMET

Geçen iki İtalyan’la oturduk. Birinin annesi Cakartalı bir Müslümanmış. Zaten bir çok şeyin farkında, nasip o güneymiş, iman etmeye karar verdi katıldı aramıza. “Annem duyunca çok sevinecek” dedi hatta. Yanındaki arkadaşı sessiz sessiz dinliyordu. O da Kelime-i şehadetle şereflendi bu arada.

 

Az önce Ruslarla konuştum, baştan sona sabırla dinlediler “burada çok farklı bir hava var” dediler, memnun kaldılar. Nasip bakalım, olur inşallah.

 

Hıristiyanlara Peygamberlerin soyağacını gösteriyoruz. “Hazreti Âdem’den itibaren bütün nebiler kardeştir. Hepsi aynı mesajı getirdi, Hazreti İsa da onlar gibi insandı ve peygamberdi” diyoruz, mantıklı geliyor.

 

Müslüman olanlarla irtibatımızı sürdürüyoruz, tedrisat devam ediyor. Kalabilenlerle yüz yüze, gidenlerle başka vasıtalarla.

 

Vazifemiz anlatmak hidayet Allah’tan! Zaferle değil seferle emrolunduk

HERKESE HİZMET VAR

Diyelim İstanbul dışındasınız, dünyanın herhangi bir yerinde yeni iman eden bir Müslümanla arkadaşlık edebilirsiniz pekâlâ.

 

Lisanınız yoksa da cumartesi kahvaltılarımıza buyurun. “Ben sadece çay demleyebilirim” diyen gelsin, çay demlesin. Olur ya annen hamur işinde mahirdir, börek çörek yaptır getir, ikram et konuklarımıza. Bunlar yabancıların alışık olduğu şeyler değil, cömertliğimizden fevkalade etkileniyorlar. 

 

Bize katılan kardeşlerimizin akıcı bir dili olur, ikinciyi de öğrenir, çevre edinir. Uluslararası ortaklarımızla yaptığımız organizasyonlara katılır, yurt dışı görebilir.  

 

Vazifemiz anlatmak hidayet Allah’tan! Zaferle değil seferle emrolunduk

MEKSİKA NEREEE!..

Sultanahmet Derneği Gönüllülerinden Maraşlı Abdurrahman kardeşimiz anlattı: Geçen Meksikalı bir genç broşürü aldı şu direğin dibine oturdu. Nasıl dikkatle okuyor anlatamam.

 

Bitirince yanına gittim, hani bizim söze ‘Memleket nire hemşerim’ diye girişimiz vardır ya. Baktım inançlı biri, iyi bir kul olmaya çalışıyor.

 

Amentüyü anlattık bir Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, hayır ve şerrin Allahü tealadan geldiğine inandığımızı söyledik. Hazreti İsa ve Meryem validemize olan sevgimizin de farkında.

 

Duygulandı ağlamaya başladı.

 

Ben zaten bunlara inanıyorum dedi, o zaman sen de Müslümansın dedik, Kelime-i şehadet getirdi gönlünün rızasıyla. Bana namazı öğretin dedi. Gittik birlikte abdest aldık, bize baka baka tekbir aldı, rükûa eğildi, secdeye kapandı. Tevafuk bu ya o sıra Pakistanlı bir grup geldi, belki kırk kişi.

 

“Bakın Meksikalı kardeşimiz İvan biraz evvel Müslüman oldu” dedim, onlar da heyecanlandılar, tek tek sarılıp kucakladılar. Hamd ve senalar, tekbirler, dualar.

 

Kendini bir anda büyük bir ailenin içinde buldu, çok mutlu oldu. İş orada kalmıyor tabii, biz yazışıyor, konuşuyor, irtibatı koparmıyoruz asla. Geçen mesaj atmış; “Müsaitsen birlikte umreye gidebilir miyiz acaba?” 

 

Vazifemiz anlatmak hidayet Allah’tan! Zaferle değil seferle emrolunduk

SAHABELER NİYE GELDİ?

Muttalip Bey vakfın gönüllülerinden, gençlere abilik yapıyor. “İstanbul’a yılda 10 milyon turist geliyor” diyor, “Süleymaniye’yi seçenler ise 500 bin civarında. Bunların aklı yemede, içmede, eğlencede değil, öğrenmeye açıklar.

 

Mübarek mekân da tesir ediyor, dinlemeyi reddeten azınlıkta kalıyor. Önce Mimar Sinan’dan başlıyor camimizi anlatıyoruz. Sorular geldikçe mevzu derinleşiyor. Umumiyetle hoş ayrılıyor, memnun kalıyorlar. Rabbimizin lütfuna mazhar olanlar aramıza katılıyor. Gazze katliamlarında Filistinlilerin mütevekkil duruşu İslamiyet’e olan ilgiyi artırdı.

 

Vazifemiz anlatmak hidayet Allah’tan! Zaferle değil seferle emrolunduk

 

Son 5 ayda 400 civarında kardeşimizin İslam'a girmesine vesile olduk elhamdülillah. Batı Avrupa’dan gelenler genelde ateist, biz kimseyle cedelleşmiyor, sadece anlatıyoruz, hidayet Allah’tan. Latin Amarikalılarda ise yaratıcı ve ahiret inancı var, doğruyu bulmak, kurtulmak istiyorlar.

 

İslamı seçenler Kelime-i şehadet söylerken mutlaka gözyaşı döküyor, bizi de ağlatıyorlar, dizgin vuramıyoruz hıçkırıklarımıza. O yaşlar kalbimizi yumuşatıyor, yıkanıp arınıyoruz âdeta.

 

Bakın bu iş o kadar önemli olmasa sahabe-i kiram efendilerimiz mükerrem Mekke ve münevver Medine’yi bırakıp düşer miydi yollara?

 

Ki Mescid-i Haram’da kılınan bir rekât namaz diğerlerinden 100 bin kat fazla... 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
MMG24 Haziran 2024 08:07

Allah razı olsun. Dahada arttırsın inşallah.

Feti 24 Haziran 2024 06:45

Çalışma biz mümin ve müslümanlardan Hidayet Allah dan