İşverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenleyen İş Kanununda tüm çalışanlar kapsama alınmamıştır.
Hâl böyle iken kapsamda bulunmayan çalışanlar, mezkûr kanunda yer verilen başta kıdem-ihbar tazminatları ve iş güvencesi olmak üzere birçok haktan mahrum kalmaktadır.
İş Kanunu kapsamında bulunmayan "50'den az işçi çalıştırılan tarım ve orman işlerinin yapıldığı iş yerleri" ile "Esnaf ve Sanatkârlar Kanununun 2. maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı iş yerlerinde çalışan işçiler"in Kanunda yer alan ve anayasal bir hak olan yıllık ücretli izin vb. hükümlerinden faydalanamamaları ve uygulamada bu işçilerle ilgili sık sık ihtilafların ortaya çıkması Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın gündeminde bulunmaktadır.
TBMM 1 Ekim 2024 Salı günü yeni yasama dönemine başlayacak. Belirtilen konu ile çalışanları ve emeklileri alakadar eden tüm düzenlemeleri yine bu köşemizden sizlere aktarmaya devam edeceğim.
Bu yazımızda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın gündeminde olan esnaf ve tarım işçilerine yönelik nasıl düzenlemeler yapılabilir? Birlikte irdeleyelim.
Genel olarak esnaf ve sanatkâr iş yerlerinde çalışanlar hakkında İş Kanunu hükümleri uygulanmamaktadır. Bununla birlikte esnaf ve sanatkârlık kriterleri ön plana çıkmaktadır. İş Kanununa göre Esnaf ve Sanatkârlar Kanunu tarifine göre üç kişinin çalıştığı iş yerlerinde bu kanun hükümleri uygulanmamaktadır.
Esnaf ve Sanatkâr Kanununda; Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak belirtilmiştir. Bu yasadaki düzenleme ile esnaf ve tacir ayrımında başka ölçütlere yer verilmiş olup, kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlük yapanların da ekonomik sermayesi, kazancının tacir sanayici niteliğini aşmaması ve vergilendirme gibi ölçütler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekecektir.
Önceki (507 s.) Yasa döneminde esnaf sayılan kamyoncu, taksici, dolmuşçu gibi kişilerin de bu yeni ölçütler çerçevesinde esnaf sayılmama ihtimali ortaya çıkmaktadır. Ekonomik faaliyetini daha çok bedenî çalışmasına dayandıran düşük gelirli taksi ve minibüs işletmesi sahiplerinin esnaf olarak değerlendirilmesinin daha doğru olacağını belirtmek gerekir. Yargıtay 9. Dairesinin 2008 yılında vermiş olduğu kararlar bu doğrultudadır. (Yargıtay 9.HD. 28.4.2008 gün 2008/ 3568 E, 2008/ 10904 K.)
En son yürürlüğe konan yasa hükümlerinde belirtilen esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalan iş yerinde üç kişinin çalışması hâlinde, İş Kanunu uyarınca, bu işyeri İş Kanununun kapsamının dışında kalmaktadır. Maddede üç işçi yerine “üç kişi”den söz edilmiştir. Bu ifade, iş yerinde bedenî gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabını da kapsamaktadır. İşinde bedenî gücü ile çalışmakta olan esnaf dâhil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda iş yeri 4857 sayılı Yasaya tabi olacaktır.
Dolayısıyla uygulamada işverenin esnaf olup olmadığı yönünde çok sayıda ihtilaflar çıkmaktadır. Hâl böyle olunca yargının yükü gereksiz yere artmaktadır. Daha da önemlisi işçilerin başta yıllık izin, kıdem ve ihbar tazminatı olmak üzere tüm işçilik haklarını eksiksiz elde edememeleri neticeleri ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan işçilerin esnaf işçileri sayılmaları halinde İş Kanununda yer verilen yıllık izinlere göre Borçlar Kanununda yer alan daha az sürelerle senelik izin kullanabilmektedir. Hakeza kıdem tazminatı ve birçok haktan mahrum kalmaktadır. Mevcut haklarının ödenmemesi hâlinde esnaf işveren hakkında İş Kanununda yer alan yaptırımlar tatbik edilememektedir.
Önümüzdeki dönemlerde esnaf işçilerinin mağduriyetlerini bertaraf edecek yeni düzenlemeler beklenmektedir.
50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı iş yerlerinde veya işletmelerinde İş Kanunu hükümleri uygulanmamaktadır. Belirtilen işçiler de yukarıda açıkladığımız esnaf işçileri gibi birçok haktan mahrum kalmaktadır. Var olan hakları da ya ödenmemekte ya da eksik ödenmektedir.
Mevcut haklarının ödenmemesi hâlinde de işverenleri hakkında İş Kanununda yer alan yaptırımlar tatbik edilememektedir.
Bu muvacehede önümüzdeki süreçlerde esnaf işçileri ile birlikte bu işçilerin anayasal bir hak olan başta yıllık ücretli izin ve diğer hakları konusunda iyileştirmeleri yapılması beklenmektedir.