"10 adet temel sorun..."

A -
A +

Türkiye şu sıralarda, uluslararası arenada önemli politik temas ve hamleler yapıyor. Ancak, içeride öteden beri eksik olmayan kısır siyasi çatışmalar, medya polemikleri ve toplumun eksik bilgilendirilmesinden ötürü; vatandaşlarımız gelişmeleri yeterince izleyemiyor. Burada sık sık tekrarladığımız üzere; bizim ülkemizde meselelerin tartışılması genellikle sübjektif düzeyde ve çoğu zaman sathi olarak gerçekleşmektedir. Olaylar hakkında doğru ve doyurucu bilgi olmayınca, bu tartışmalardan yararlanma hep minimum seviyede kalmaktadır. Ülkemizde ciddi ve kapsamlı araştırmalara dayanan ekonomik ve sosyal rapor yayınlayan kurum sayısı bir elin parmak sayısını geçmiyor!.. Özellikle son yedi-sekiz yılda, istikrarlı olarak yayınladığı ekonomik raporlarla başta iş dünyası olmak üzere; piyasayı yakından izlemek isteyen herkese, güçlü veriler sağlayan kuruluşlardan biri de MÜSİAD'dır. MÜSİAD her sene verdiği geleneksel basın iftarında da, bu uygulamayı sürdürdü. Kısa bir süre önce Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini Dr. Ömer Bolat'tan devralan Ömer Cihad Vardan, iftar sofrasında bile kapsamlı bir siyasi ve ekonomik analiz yaptı ve Türkiye'nin yol güzergahındaki on tane temel meseleye dikkat çekti. Vardan'ın söylediklerinden özetle "on temel sorun"u şöyle aktarmak mümkündür: Türkiye, küresel sistemin boşluklarını kullanıp; bölgesel özgül ağırlığını da harekete geçirerek ABD ile mütekabiliyet esaslarına dayalı bir süreç geliştirmek istiyor. Ancak Komşularımızla "sıfır problem" politikası ve ABD ile başlatmak istediği "kazan-kazan" stratejisi derin bir şekilde çatışıyor. Küresel ısınma dolayısıyla ve küresel serbest ticaret rejiminde meydana gelebilecek ani kopmalar, ülkemizi enerji dar boğazına sokabilir. Çin-Hindistan gibi ucuz üretici güçler ekonominin omurga sektörlerini vururken Türkiye'nin yakın gelecekte yüksek katma değerli sektörlere geçişi zorlaşıyor. Cari açığın nedeni artan girdi maliyetleri yanında, esasen yenilikçilik ekonomisindeki gerilikten kaynaklanan katma değer düşüklüğüdür. Bu arada geçiş sağlansa bile işsizlik meselesi derinleşerek devam edecektir. Kalkınmanın finansmanı için gerekli olan ulusal tasarruf düzeyi ve tasarruf potansiyeli yetersizdir. Sivil ve askerî alandaki teknolojik bağımlılık üst seviyededir. Sahip olduğumuz girişimci/iş adamı tipi, yeni dönemi omuzlama donanımından mahrumdur. Bunun çözümü uzun zaman alacak... Beşeri sermaye stokumuz hemen her alanda "S.O.S." veriyor. İdeolojik engeller reformu geciktiriyor. Siyasî rejim halktan koptukça yasal zeminden de uzaklaşıyor. Bununla ilintili olarak toplumsal doku ayrıştırıldıkça, devletin "yönetme kapasitesi" de erimektedir. Bunun köklü çözümü, militanlığı körükleyen halktan kopuk ideolojik söylemlerin, mutlaka demokratik zemine çekilmesidir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.