Turgut Özal… Tam 32 yıl geçmiş…

A -
A +

32 Sene önce bugün, 17 Nisan 1993… Türkiye, siyasi tarihinde yepyeni bir çığır açmış olan büyük devlet adamını kaybetti. Merhum Turgut Özal’ın da, benzer şahsiyetler gibi, ancak vefatından sonra kıymeti anlaşıldı.

 

 

 

İkisi de memur ebeveynin, üç erkek çocuğunun en büyüğü idi rahmetli Turgut Özal… Korkut ve Yusuf Bozkurt Özal’ın ağabeyi… Babaları Mehmet Sıddık Efendi’nin görevi dolayısıyla, ilkokul ve ortaokulu Bilecik, Silifke ve Mardin’de tamamladı. Mardin’de o tarihte lise olmadığından, önce Konya’ya nakledildi, daha sonra kardeşi Korkut ile birlikte Kayseri Lisesinde orta öğrenimini bitirdi ve İstanbul Teknik Üniversitesine girerek 1950 yılında, elektrik yüksek mühendisi olarak hayata atıldı. İnsanoğlu kaderinde yazılmış ilahi program istikametinde, hayatını idame ettirmeye çalışır. Nerede, ne zaman neyle karşılaşacağını bilemez… Dolayısıyla hayatın akışında acı-tatlı pek çok hadise ve beklenmedik neticelerle karşılaşır. Merhum Turgut Özal’ın gençliğinde en çok heves ettiği şeylerden biri de pilot olmaktı… Velakin biraz da kabına sığmayan hareketliliği, onun bu arzusuna kavuşmasına mâni olacaktı! Küçük yaşta merkepten düştüğü için, kolu fena kırılmış ve daha da kötüsü o gün için doktorlar, bu kolun muhakkak kesilmesi gerektiğini söylemiş!.. Ancak Turgut, "ölürüm de kolumu kestirmem" diye direnmiş ve yaklaşık bir buçuk yıl sürecek acıya katlanmış. Bu arada doktorlar kol kesme dışında tedavi yapmadığı için kolu, bir kırıkçı alçıya almış. Fakat kolun kemiği yanlış kaynamış. Bir sene sonra, bu defa daha usta bir kırıkçı yeniden o kemiği kendine has metotla yumuşatıp ayrıştırarak, tekrar alçıya almış ve böylece kol iyileşmiş. Ne var ki, bu büyük kırığın izlerini ve arızasını tamamen geride bırakmak mümkün olmamış. Bundan dolayı Turgut Özal pilotluk sevdasından vazgeçmek zorunda kalmış. Pilot olamayan Turgut Özal, böylece; yüksek mühendis, teknokrat ve siyasetçi olarak, ileride ülkenin siyaset meydanında müstesna bir yer tutacak konuma gelmek üzere, İstanbul Teknik Üniversitesinde tahsiline devam edecek...

 

İstanbul Teknik Üniversitesi, o yıllarda; Ankara’da devlet yönetimine âdeta ipotek koymuş bulunan Mülkiye ekolünün tutucu bürokratik (önce mülkiye sonra Türkiye) anlayışına tam zıt istikamette, gerçek kalkınmayı önceleyen dinamik bir kadroyu barındırmakta… Doğum tarihleri 1924 ila 1930 yılları olan başarılı isimler. Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Korkut Özal, Recai Kutan… Bu kadro teknokrat ve siyasetçi kimliğiyle Türkiye tarihine damga vurmuş, derin izler bırakmış olan kadro. Turgut Özal, mezuniyetten sonra Elektrik Etüt İdaresinde görev alarak, Türkiye’nin elektrifikasyon çalışmalarında önemli rol oynayacaktır. Aynı yıllarda Devlet Su İşlerinde yönetici olan Süleyman Demirel ile birçok projede mesai kesişmesi olacaktır. Demirel 1965’te ilk defa başbakan olduğunda, Turgut Özal başbakanlık müşaviri olarak görev alacaktır. 1967’de ise Turgut Özal Devlet Planlama Müsteşarlığına (DPT) getirilecektir. O yıllarda Odalar ve Borsalar Birliği yönetiminde olan Sakıp Sabancı’nın ifadesiyle Özal, DPT’yi âdeta bir okul hâline getirmiş. Sabancı ve onun gibi iş adamları “bundan dolayı bayram yapıyor…” Ama bu devran uzun sürmüyor. 12 Mart Muhtırası AP Hükûmetini devirdiği gibi, Turgut Özal’ı da DPT müsteşarlığından gönderiyor. O sırada ülkesinde kıymeti bilinmeyen Özal, Dünya Bankası Başkanı Robert McNamara tarafından danışman olarak atanıyor. Sakıp Sabancı, daha ilk zamanlarda DPT’deki performansına bakarak, “Ne olur bize de gel…” davetinde bulunuyor. Neticede Özal Amerika’dan döndükten sonra Sabancı Grubunda genel koordinatör olarak görev alacak ve Holdingi Adana’dan İstanbul’a taşıyarak Grubun büyümesinde çok önemli bir rol oynayacaktır...

 

Merhum Turgut Özal, kabına sığmayan bir kişi… Daima yenilik, daima büyüme ve kalkınma peşinde. Bu arada Demir-Çelik sanayiinde kendisi müteşebbis olarak faaliyette bulunacak. Madeni Eşya Sanayicileri Sendikası (MESS) başkanlığını üstlenecektir… Derken 1979 yılında Süleyman Demirel başkanlığındaki hükûmet işbaşına gelince, Turgut Özal bu defa Başbakanlık Müsteşarlığına getirilecektir. Ama sadece bununla yetinmez, DPT müsteşarlığını da ister. Böylece Cumhuriyet tarihinde ilk ve tek olarak, başbakanlık müsteşarlığı ile DPT müsteşar vekilliğini uhdesinde bulunduran kişidir Turgut Özal. Bu görev esnasında Türkiye’nin ekonomik hayatında bir devrim mahiyetinde olan meşhur “24 Ocak Kararları” hayata geçecektir… Yine bu dönemde, TSK’nın üst kademesine ekonomik brifingler veren Özal’ı, askerler 12 Eylül darbesini yaptıktan sonra göreve çağıracaktır. Böylece Merhum Özal, Bülent Ulusu Hükûmetinde ekonomiden sorumlu devlet bakanı olarak tayin edilecektir. Bu görevde toplamda 22 ay kalan Özal, istifa ettikten sonra, sivil siyaset yolunun açılması ve parti kurulmasının serbest bırakılması üzerine, 1983’te Anavatan Partisini (ANAP) kuracaktır. Dönemin siyasi anlayışından çok farklı olan ve Merhum Özal’ın ifadesiyle “dört eğilimin birleşmesinden meydana gelen”, kavgacı siyasi üslup yerine, diyalog ve iş birliği arayışı içinde olan ANAP, Özal’ın liderliğinde gerçekten Türkiye’ye çağ atlattı. Rahmetli Özal bu büyük değişime “transformasyon” diyordu.

 

Ne yazık ki, Merhum Özal’ın muhteşem siyasi vizyon ve uygulama kapasitesine rağmen, kendisinin kurduğu ANAP sonraları ayak uyduramamaya başladı. Bu yüzden Turgut Özal, cumhurbaşkanlığını bırakıp yeni bir parti kurma düşüncesini ortaya koydu. Lakin ömrü buna vefa etmedi. Özal’ın siyasi vizyonunu ve hedeflerini kavrama noktasında ne yazık ki, devrin siyaset erbabının performansı çok düşüktür. Özal, Türkiye’de vesayet odaklarının tahakkümünü ilk kıran siyasetçidir. Mesela sivil cumhurbaşkanlığı yolunu sonuna kadar açan isimdir. Onca yıl siyaset yapan Demirel de bu yoldan geçerek Çankaya’ya çıkmıştır. Merhum Özal’ın ekonomide, sanayide, sosyal hayatta ve dış politikada yaptığı büyük hamleleri başlık olarak saysak buraya sığmaz… Onu ancak vefatından sonra anlayabildik, ama bu anlam dahi yetersiz kaldı. Allahü teala gani gani rahmet eylesin...

 

 

 

İsmail Kapan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Rasim Duman18 Nisan 2025 10:47

Ellerinize sağlık efendim, çok güzel bir makale olmuş. Merhum şehid Cumhurbaşkanımız Turgut Özal hakikaten müstesnâ bir devlet adamı ve bir "dehâ" idi. Rabbimiz râhmet ve mâğfiret eylesin ve mekânı Cennet ve makamı âli olsun, âmin.

Abdullah HÜDAVERDİ17 Nisan 2025 08:07

Allah rahmet eylesin, mekanı Cennet olsun.