29 Ekim 2008...

A -
A +

Bugün Cum­hu­ri­ye­tin ku­ru­lu­şu­nun 85. yıl dö­nü­mü. Bu mü­na­se­bet­le, yur­dun her kö­şe­sin­de tö­ren­ler ya­pı­la­cak; nu­tuk­lar atı­la­cak, de­meç­ler ve­ri­le­cek, kı­sa­ca­sı her­kes ken­di ko­nu­mu­na gö­re de­ğer­len­dir­me­ler ya­pa­cak... Geç­miş yıl­lar­da­ki mü­şa­he­de ve tec­rü­be­le­re da­ya­na­rak, şu­nu ra­hat­lık­la söy­le­ye­bi­li­riz: Cum­hu­ri­ye­tin ku­ru­luş yıl dö­nü­mü ile il­gi­li nu­tuk, de­meç, ya­zı ve yo­rum­la­rın ka­hir ek­se­ri­ye­ti yi­ne ha­ma­set yük­lü ola­cak; ül­ke­nin ha­li­ha­zır­da­ki sı­kın­tı­la­rı­na, dün­ya­nın ge­liş­miş mem­le­ket­le­ri­ne na­za­ran iler­le­me se­vi­ye­si­ne da­ir, pek faz­la bir şey söy­len­me­ye­cek­tir!.. Me­se­la Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şın­da yı­kı­lan Al­man İm­pa­ra­tor­lu­ğu­nun mi­ras­çı­sı olan Al­man­ya'nın sa­de­ce 20 yıl son­ra ye­ni bir dün­ya sa­va­şı baş­la­ta­cak ka­dar güç­len­di­ği­ne kim­se işa­ret et­me­ye­cek­tir. Ay­nı Al­man­ya'nın II. Dün­ya Sa­va­şı­nı da kay­be­dip iki­ye bö­lün­dü­ğü­ne ve her bir ta­ra­fı­nın dün­ya­nın Do­ğu ve Ba­tı Blok­la­rı ta­ra­fın­dan iş­gal al­tın­da tu­tul­ma­sı­na ve ül­ke­de taş taş üs­tün­de kal­ma­dı­ğı hal­de, bu­gün dün­ya­nın üçün­cü bü­yük eko­no­mi­si ol­du­ğu ger­çe­ği­ne vs. kim­se dik­kat çek­me­ye­cek­tir. Ben­zer bir de­ğer­len­dir­me, ha­len dün­ya­nın ikin­ci bü­yük eko­no­mi­si olan Ja­pon­ya için ya­pı­la­bi­lir. Al­man­ya'nın geç­miş­te­ki sa­na­yi­leş­me du­ru­mu­nu fi­lan ha­tır­la­tıp iti­raz ede­cek­le­re he­men şu­nu ha­tır­la­ta­lım: 1923 yı­lın­dan bu ta­ra­fa hiç­bir bü­yük sa­va­şa ka­tıl­ma­yan Tür­ki­ye, aca­ba ne­den me­se­la bir Gü­ney Ko­re ka­dar bi­le atı­lım ya­pa­ma­dı? Sa­kın kim­se bun­la­rı söy­lü­yo­rum di­ye, II. Dün­ya Har­bi­ne gir­me ta­raf­ta­rı ol­du­ğu­mu san­ma­sın!.. Be­nim an­lat­ma­ya ça­lış­tı­ğım şu­dur: yak­la­şık bir asır bo­yun­ca, dün­ya­da­ki bun­ca eko­no­mik ve sı­na­i ge­liş­me­ye ve gir­dik­le­ri harp­ler­de biz­den da­ha faz­la tah­ri­bat gö­ren ki­mi ül­ke­le­rin müt­hiş atı­lım­la­rı­na kar­şı­lık, biz ni­çin hâ­lâ çok çok ge­ri­ler­de­yiz? Ya­ni, ha­ma­si nu­tuk­la­rı bir ke­na­ra bı­ra­kıp bi­raz da­ha ras­yo­nel dü­şü­ne­lim... Şa­hin Al­pay (Za­man 28 Ekim) "...85 yıl­da Cum­hu­ri­ye­tin sağ­la­dı­ğı ba­şa­rı ve ba­şa­rı­sız­lık­la­rı nes­nel bir şe­kil­de de­ğer­len­dir­me­li­yiz" di­ye­rek şu tes­pit­le­ri ya­pı­yor: "Evet, Tür­ki­ye ge­ri­de ka­lan 85 yıl­da ha­tı­rı sa­yı­lır bir eko­no­mik kal­kın­ma­yı ba­şar­dı. Ne var ki, yok­sul­lu­ğu or­ta­dan kal­dır­ma­yı, zen­gin­li­ği bü­tün top­lu­ma ve böl­ge­le­re yay­ma­yı ba­şa­ra­ma­dık. Evet, Tür­ki­ye 1950'de çok par­ti­li dü­ze­ne ge­çiş­ten bu ya­na ba­şa­rıy­la 15 ge­nel se­çim yap­tı. Bun­la­rın ço­ğun­da ik­ti­dar ba­rış­çı yol­dan el de­ğiş­tir­di. Mu­hak­kak ki, 1950'den bu ya­na te­mel hak ve öz­gür­lük­ler gi­de­rek ge­niş­le­di. Ne var ki, de­mok­ra­si as­ker-si­vil bü­rok­ra­si­nin ve­sa­ye­ti al­tın­da ol­ma­ya de­vam edi­yor... As­ke­rî yö­ne­tim­ler al­tın­da ka­bul edi­len ana­ya­sa­lar Tür­ki­ye'de de­mok­ra­si­yi as­ker-si­vil bü­rok­ra­si­nin ve­sa­ye­ti al­tı­na koy­du­ğu gi­bi, tek par­ti dö­ne­min­de be­nim­se­nen la­ik­lik ve kim­lik po­li­ti­ka­la­rı­nı res­mi ide­olo­ji­nin te­me­li da­ya­nak­la­rı ha­li­ne ge­tir­di..." Kı­sa­ca­sı: 85. yı­lın­da, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'nin en önem­li me­se­le­le­ri­nin ba­şın­da; ye­ni ve si­vil bir ana­ya­sa­nın ya­pıl­ma­sı ge­li­yor!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.