60 hükümet 60 program..

A -
A +

Dile kolay, seksen dört yılda tam altmış hükümet! Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi tarihinde, hükümetlerin ortalama ömrü bir buçuk yılın altında kalıyor... Bu da ülkedeki siyasi istikrarın durumunu ortaya koyuyor. Bilhassa 1960 -1980 arasındaki 20 yıllık dönemde; Türkiye sık sık hükümet bunalımlarına sahne oldu. Ara rejim hükümetleri, koalisyonlar, azınlık hükümetleri vs. hep kısa ömürlü oldular. Başka ülkelerin siyasi tarihlerinde de, bu şekilde sık yaşanan hükümet bunalımları elbette vuku bulmuştur. Mesela bir dönem İtalya'da hükümetlerin ortalama süresi dokuz ay civarında idi. Ama hem bizim ülkemizde ve hem de başka memleketlerde; siyasi istikrarın sağlandığı, özellikle sağlam bir çoğunluğa dayanan, tek parti iktidarlarının işbaşına gelebildiği dönemlerde; hükümetlerin başarılı icraat gerçekleştirebildiğini görüyoruz. Gelişmiş Batı demokrasilerinde, koalisyon kültürü yerleşmiş olduğundan; buralarda farklı partilerin teşkil ettiği iktidarların da uzun ömürlü olabildiğini ve önemli işler yapabildiğini müşahede ediyoruz. Her hükümetin bir programı olduğuna göre; bugüne kadar Millet Meclisi'nde tam altmış program okunmuş demektir... Bu hükümetlerin bir kısmı, programını Meclis'e sunmasına rağmen, güvenoyu alamadı. Bazı hükümetlerin de ömrü çok kısa sürdüğü için; programlarını hayata geçirme fırsatı bulamadı! Şu halde programların (muhtevası ne kadar zengin ve doyurucu olursa olsun), yazılması ve okunması; tek başına hüküm ifade etmiyor. Önemli olan bu programları hayata geçirebilmektir. Diğer taraftan, muhalefet anlayışına göre, bütün iktidarların programları reddedilmeye mahkumdur. Çok az istisnalar dışında, genel olarak muhalefet partileri hükümet programlarına hep ret oyu vermişlerdir. Nitekim dün de Millet Meclisi'nde AK Parti Hükümetinin programı hakkında görüşlerini açıklayan muhalefet partileri, beklendiği üzere ret oyu vereceklerini ilan ettiler. Bunda şaşırtıcı bir durum yok. Her zaman ifade ettiğimiz gibi, muhalefetin mevcudiyeti, demokrasinin işleyişinin vazgeçilemez şartıdır. Türk halkından ikinci defa iktidar vizesi alan AK Parti, bu dönemde daha büyük sorumluluk altına girdiğinin bilincinde olsa gerek!.. Türkiye'nin on yıllardan beri birikmiş olan ve çözüm bekleyen meseleleri var. Bunlara her gün yenileri de ekleniyor. Bu dönemde hükümetin en fazla meşgul olacağı meseleler; ana başlıklarla iç ve dış güvenlik, ekonomi ve dış politika konularıdır. Güvenlik konusunda fazla söze hacet yok. Türkiye'nin son çeyrek yüzyılını zehir eden terörün mutlaka bertaraf edilmesi gerekiyor... Bir örnekle durumun vehametini açıklamak mümkündür: Türkiye'nin kalkınmasında ve bölgeler arasındaki gelişmişlik farkının izale edilmesinde çok büyük bir imkan sunacak olan GAP projesinin başlangıç bedeli 40 milyar Dolardı. Eğer zamanında bu para bulunup, programa göre ilerlenebilseydi; 1976'da temeli atılan GAP, 1990 yılında tamamlanmış olacak ve en az beş milyon kişiye iş sahası açılmış olacaktı... Ne yazık ki, Türkiye bu parayı belli süre içinde bulamadı, siyasi bunalımlar da projeyi çok geciktirdi. Bugün bile ancak projenin yüzde 53'ü tamamlanmış durumdadır! Ama ne yazık ki, Türkiye GAP için 40 milyar Dolar bulamazken, teröre 85 milyar Dolar yani iki tane GAP parasını harcamak zorunda kaldı. İşin püf noktası burada!.. Bunun yanında, Türkiye'nin çeyrek yüzyıl boyunca terörden dolayı uğradığı ekonomik kayıp iktisatçılara göre 400 milyar Dolar, yani tam on tane GAP projesinin bedelidir... Bunun üzerinde hepimiz uzun uzun düşünmek mecburiyetindeyiz. İşsizlik, fakirlik vs. bunlar her gün konuştuğumuz meseleler. Ama meselenin nirengi noktası, kişi başına milli gelirin hâlâ beş bin Dolar seviyesinde olmasıdır. Bunu yukarılara, işte programda ifade edildiği üzere, 10 bin Dolar'a çıkarmadıkça fakirliği yenmek mümkün değildir. Hükümetin bu konudaki performansı, başarı grafiğinin de çizgisi olacaktır. Diğer bir mesele; Orta Doğu'daki tehlikeli gelişmelerden ötürü, ülkemize yansıyacak etkilerin kontrolüdür. Bu dönemde, Avrupa Birliği ile sürdürülecek ilişkilerin yanında; komşularımızla ve bölgemize müdahil olan küresel aktörlerle olan münasebetlerimiz de çok büyük önem arz etmektedir. Hükümet programında yazılı olan konular epeyce fazla. Ama, özü bunlar olsa gerek... Not: Yıllık izin dolayısıyla yazılara bir müddet ara vereceğiz. Yeniden buluşmak dileğiyle.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.