ABD Kongresi’nin yüz karası!..

A -
A +

Uzun lafın kısası; bir soykırım suçlusunu yetmiş küsur defa alkışlamak, ABD kongresinin alnına yapışmış kara bir leke olarak kalacaktır… 2015 yılında aynı Kongre, Obama’dan habersiz davet edip konuşturmuştu!

 

 

 

“Demokrasi dersi verenler, çağımızın Hitlerini baş tacı yaptılar… 'Gazze Kasabı'na kürsü verenler, akıl tutulması yaşıyor…” Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün yüksek teknoloji teşvik programı konuşmasında bunları söyledi ve temelde Batı diye bilinen malum zihniyetin, gerçek yüzünün bu şekilde nasıl deşifre olduğuna dikkat çekti. Yüz yıllardır “medeniyet” diye yutturulmaya çalışılan o zihniyet, artık baş aşağı yuvarlanıyor. Çok uzak olmayan bir gelecekte dibi boylayacak!.. Bunun başka ihtimali yok. Ama bugün hâlâ daha maddi bakımdan sahip oldukları güç, izafi bir üstünlüğe sahip olduğu için, hâlâ daha onların borusu ötüyor maalesef. Batı’nın ve münhasıran ABD’nin, insanlığa hürriyet ve demokrasi diye satmaya çalıştığı sahtekârlığın çok büyük ve o derece tahrip edici bir geçmişi var. Yüz küsur sene evvel bugünkü Kuzey Amerika’da en az elli milyon Kızılderili yaşıyordu. Bugün acaba yerli halktan kaç kişi yaşıyor? Evet, elli milyon insanı yok ettiler. Elli küsur sene evvel Vietnam’da napalm bombalarıyla bütün ormanları yakıp dört milyon kişinin hayatını söndürdüler. Ondan yirmi sene önce Japonya’da çağın en ölümcül silahı olan nükleer bombalarla, üç gün içinde yüz binlerce insanı katlettiler… Yirminci Yüzyıl boyunca, dünyanın dört bir tarafında aralıksız şekilde yüz binlerce, milyonlarca insan öldürdüler. Irak’a demokrasi götürmek adına, bu ülkenin iki milyon insanı katledildi. Bir milyon çocuk gıda ve ilaç kıtlığı yüzünden hayatını kaybetti. Tıpkı şu sıralarda Gazze’de açlık ve hastalıktan ölen çocuklar gibi. ABD’nin tedarik ettiği korkunç silahlarla, on ay içinde 20 bini çocuk, kırk bin Filistinli sivil, vahşi bombardımanlarla hayatının baharında toprağa düştü…

 

Örnekler bitmez ve ABD’nin işlediği insanlık suçlarının sayısı da buraya sığmaz. İşte böyle kirli bir sicile sahip Amerikan Kongresi, Gazze Kasabı Netanyahu’yu birleşik oturumda kürsüye çıkararak, dünyanın aklıyla alay edercesine; soykırım suçlusunun aşağılık yalan ve iftiralarını çılgınca ve ayakta alkışladı. Tam 72 defa… Bu var ya bu, her bakımdan rezaletin daniskasıdır. Uluslararası Adalet Divanı’nın tespitiyle, resmen soykırım suçlusu olan Kasap Netanyahu bu kadar alkışlanacak ne söyledi acaba? Hiç şüphesiz ABD Kongresi'nin bu hâli, bir dönem Alman Parlamentosu Reichstag’da, avuçlarını patlatırcasına Hitleri alkışlayan o günün vekillerinden farksızdı. Keza alkışlamanın kanun emriyle mecburi kılındığı, Kuzey Kore Meclisi’nde; Kim Jong Un’u, insan tahammülünün ötesinde bir baskıyla alkışlayan zavallı temsilcilerden hiç farkı yoktu. İşte bu rezaleti bütün dünya ibretle izledi. ABD Kongresi'nin Siyonizm’e karşı mahkûmiyeti sabittir!.. Zira ABD büyük İsrail’dir. İsrail küçük Amerika’dır. O Kongre üyeleri, Siyonizm’in iradesi istikametinde davranmadığı takdirde, bir sonraki seçimlerde olamayacağını gayet iyi bilir. ABD’nin devasa gücü, Siyonizm’e hizmete amade kılınmıştır. Bunun aksine bir durum çok farklı sonuçlar getirir… Bakınız ABD Kongresi, Şubat 2015’te de, dönemin Başkanı Barack Obama’dan habersiz ve onun bütün direncine rağmen, Netanyahu’yu davet ederek konuşturmuştu. Hatta o vakit, Netanyahu dalga geçer gibi, “KEŞKA OBAMA DA BURADA OLSAYDI…” diyerek, konuşmasını dinlemediği için çok şey kaçırdığını ima eden bir iğnelemede bulunmuştu.

 

Her şeye rağmen, bu defa protesto etmek gayesiyle Netanyahu’yu dinlemeye gelmeyen Demokrat Partili birkaç temsilcinin hareketini takdir etmek gerekir… Ama asıl takdiri ve saygıyı, Raşide Tlaib isimli Filistin kökenli temsilci hak ediyor. Gazze Kasabının konuşması boyunca, “SOYKIRIM SUÇLUSU”  ifadesini taşıyan dövizi elinden hiç indirmedi ve çok ibretlik bir tabloyu bütün dünyanın hafızasına âdeta nakşetti. Bravo Raşide hanım!.. İnsanlık namına çok büyük, çok kıymetli bir hizmet ifa ettin. Bu asil ve cesur davranışın seni nesiller boyu unutturmayacaktır. İnsan Kasabı Netanyahu’ya kürsü vermek gibi bir akıl tutulmasını yaşayan ABD, bu affedilmez hatanın bedelini elbette ödeyecektir. Kızılderililere karşı soykırım ve katliam, siyahilere karşı gayriinsani politikalar…  Emperyalist hedeflerle açılan savaşlarda, 20. ve 21. Yüzyılda on milyonlarca insanın kanına girdi bu ülke. Son olarak, 20 yıl boyunca Afganistan’da öldürülen sivil insanların sayısı bile tam olarak belli değil! Amerika’nın sırtındaki bu bagajlar, dizlerini titretmeye başlatmış bulunuyor. Ayakta durmakta bile zorlanan Joe Biden, Gazze soykırımına destek vererek tabuta bir çivi daha çaktı! Onun yerine adaylığı kesinleşen Kamala Harris, "Gazze’de yapılanlara sessiz kalmayacağım" diye bir söz söyledi. Bakalım bu sözünün arkasında ne kadar durabilecek? Zira Biden da, “Gazze için en çok şeyi yapanın kendisi olduğunu” söylüyor, utanmadan! Evet, tersinden doğrudur.

 

Siyonist İsrail’in daha çok Gazzeli çocuk ve kadını öldürmesi için silah tedarikini hiç aksatmadı. Son olarak Kasap Netanyahu’yu konuşturarak ve ayakta alkışlayarak, Amerikan Kongresi’nden dünyaya izletilen skandal, tam bir yüz karası olarak siciline yazılmış oldu. ABD’nin baş tacı yaptığı Gazze Kasabına gelince, sanık sandalyesine oturmaktan kurtulamayacaktır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.