Açık konuşalım!..

A -
A +

Danıştay 2. Daire üyelerine yapılan menfur saldırı ve bununla bağlantılı diğer olaylarla (Cumhuriyet gazetesine yapılan bombalı saldırılar), elde edilmek istenen sonuçların; doğrudan hükümete yönelik olduğu açıktır. Bunu anlamak veya bilmek için, çok fazla gayret sarf etmeye ihtiyaç yoktur. Saldırının gerçekleştiği çarşamba gününden beri ülkede baş gösteren gelişmeleri şöyle bir gözden geçirmek yeterlidir. Hükümet, ülkede asayişin sağlanması; can ve mal emniyetinin korunmasından sorumlu en yüksek mercidir. Dolayısıyla, ülkede asayiş ve güvenliği sarsmaya yönelik her hareket; evvel emirde hükümetin yönetim ve otoritesine karşı bir saldırıdır... Birkaç günden beri, anlı şanlı bazı kalemler; trajikomik yorumlar yapmaya devam ediyor! Beyler, halkın zekasıyla alay etmekten vazgeçiniz lütfen... İnanmadığınız şeyleri halka yutturmaya kalkışmakta ısrar etmek, en hafif deyimiyle saygısızlıktır! Eğer bu saçma sapan iddialara inanan kimse varsa, doğrusu onun adına üzülmemek elde değil. Çünkü saflığın ötesinde bir durum söz konusudur. Saldırı olayı ile ilgili ayrıntılar ortaya çıktıkça, her şey daha iyi anlaşılıyor. Yani bazılarının hemen üzerine atladığı gibi, (bir gazetenin attığı manşetten yola çıkarak; başörtüsü ile ilgili malum kararı veren yargıçlara karşı bir fanatiğin giriştiği eylem) değildir bu hadise. Olayı bu seviyeye indirgemek, ya kasıtlıdır, yahut da katıksız bir cehaletin sonucudur... Bu hadise, tahminleri çok zorlayan derinlikte; kapsamlı bir plana dayanan olaylar zincirinin halkalarından yalnızca birisidir. Adına psikolojik harekât mı dersiniz; yoksa yeni bir toplum mühendisliği projesi mi dersiniz, ne derseniz deyin; geçmişte benzerleri çok görülen olağanüstü süreçlerin yeni bir versiyonudur. İşin garip tarafı, toplumun tamamına yakını ile; yetkili ve etkili zevatın kahir ekseriyeti, "biz bu filmi daha önce de görmüştük", hatta "bunu daha önce birkaç kere görmüştük..." dediği halde; tuhaf bir şaşkınlık yaşanıyor. Bu şaşkınlık hem siyasetçilerin beyanlarına, hem de yazarların köşelerine hakim vaziyette!.. Onların bu şaşkınlığı oyunu tezgâhlayanların işini öyle kolaylaştırıyor ki... Zevkten dört köşe oluyorlar. Perşembe günü Kocatepe Camii avlusunda yaşanan olaylar; büyük oyunu tezgâhlayanların ne kadar rahat bir ortamda faaliyet sürdürdüğünü gözler önüne serdi. Cami avlusunda bir taraftan adam dövüp, diğer yandan "Yetişin adam öldürüyorlar..." diye bağıran Yahudi hikâyesi var ya... Durum onu andırıyor. Cumhuriyet tarihinde birçok kere sahneye konan ve her seferinde bu ülkeye ve insanına büyük kayıplar verdiren sinsi oyuna bir kere daha gelecek kadar aklımızı peynir ekmekle yemiş olabilir miyiz acaba?! 1969 yılında, Yargıtay Başkanı İmran Öktem'in cenazesinde meydana gelen olaylarda saldırıya maruz kalan İsmet İnönü; "Her manasıyla kesin bir 31 mart vakasıdır" demiş. O tarihte başbakan olan ve CHP'lilerin "Şeriat teşvikçiliği yapıyor..." diye suçladığı Süleyman Demirel bugün hangi tarafta ve neler söylüyor!.. Dört gün önce Danıştay'a yapılan saldırıyı, CHP'li Kemal Anadol; "İkinci Kubilay vakası" olarak niteledi. 90 yaşındaki Kenan Evren de aynı benzetmeyi yapmış!.. İşte size eski ve yeni filmden kesitler. Sözü daha fazla uzatmadan sadede gelelim: Kim tarafından organize edildiği meçhul olmayan gösteriler, atılan sloganlar ve sergilenen çirkin kışkırtmalar aklınızı karıştırmasın. Türkiye'de rejim ve laiklik için bir tehlike yoktur. Ama galiba demokrasi için aynı şeyi söylemek mümkün değildir!.. Danıştay'a yapılan kanlı saldırı, eğer bütün yönleri ile aydınlatılabilirse; ülkemizin içine sürüklenmek istendiği tuzaklar boşa çıkarılabilir. Hükümetin önündeki en önemli ve en acil mesele budur. Bu hadise bütün ayrıntıları ile açıklığa kavuşturulana kadar; Başbakan Tayyip Erdoğan hükümeti ve hükümete bağlı bütün bürokrasiyi alarm şartlarında çalıştırmalıdır. Eğer fazla gecikmeden Başbakan, yanına ilgili bakanları alıp medyanın karşısına geçerek; bu hadise ve bununla bağlantılı bütün karanlık gelişmeleri en ince detayına kadar, açık ve seçik bir biçimde halka anlatabilirse; demokrasi ve sivil yönetim adına bundan sonra rahat olabiliriz. Aksi halde durum iç açıcı olmayabilir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.