Son günlerin en iyi haberi, tam on altı seneden beri fareler gibi deliklerde saklanan, insan kasabı Ratko Mladiç'in nihayet ele geçirilmesiydi... Mladiç insan kılığında ama, vahşi hayvanlardan daha aşağı ve adi bir yaratık!.. Yaptığı vahşet ve alçaklıkların bir kısmı, yakalanma dolayısıyla tekrar hatırlatıldı. Sekiz bin kişinin hunharca öldürüldüğü Srebrenitsa katliamı ve diğerleri... Boşnak anaların, bacıların; eşlerin yüreğine, bir nebze su serpildi. Kasap Mladiç de, suç ortağı Radovan Karadziç gibi, daha önce tıkılmış olduğu kodeste intihar eden "baş kasap" Miloseviç gibi, Uluslararası Ceza Mahkemesinde hesap verecek. Yıllardır kaçmasına göz yuman Sırp Yönetimi, AB'ye girebilmek için sonunda kasabı enseledi. Ama ne ürkütücüdür ki, hâlâ bazı Sırplar bu insan kasabını kahraman olarak görüyor. Yaşlı bir Sırp, "Devlet Başkanı'nın kafasına sıkmalı..." diye öfke kusuyordu. Kasap Mladiç de hemen hastalık numarasına yattı. Ama nafile... İşlediği insanlık suçlarının neticesi ile yüzleşecek. Adalet geç de olsa yerini bulacak. Ama asıl hesap öbür dünyada... Kaçmanın, yalan-dolanın ve hiçbir hile hurdanın işe yaramayacağı; kayırmanın, iltimasın söz konusu olamayacağı, her şeyin olduğu gibi ortaya döküleceği büyük hesap gününden kurtuluş yok. Yani Mladiç'in bu dünyada çekeceği ceza, aslında hiçbir şey değil... Menderes'e yapılan zulüm 27 Mayıs Darbesi'nin üzerinden tam elli bir sene geçti. Ancak Yassıada'da Menderes ve arkadaşlarına yapılan insanlık dışı muamele, hâlâ hafızalarda canlılığını koruyor. Yıllar geçtikçe hadise külleneceği yerde, gün yüzüne çıkan yeni bilgi ve belgelerle, olayların içyüzü daha bir anlaşılıyor. Sırf Menderes'i utandırmak için, eline bir don alıp sallayan savcı Altay Egesel'in, Mahkeme Başkanı Salim Başol'un; hukukla ve yargı ile uzaktan yakından alakası olmayan davranışlarının ne kadar utanç verici olduğu, gün geçtikçe daha çok kişi tarafından teslim ediliyor... O zulmü icra eden askerler, savcı ve yargıçlar; darbecilerin önünde takla atıp, istenilen hukuki fetva(!)ları derhal yumurtlayan üniversite hocaları, hep ölüp gittiler. Onları arkalarından hayırla yâd eden, kaç kişi var acaba? Lakin nefretle hatırlayanlar o kadar çok ki... Ve onlar da "Mahkeme-i Kübra"da hesap verecekler... Bakalım masum insanlara zulüm yapmak neymiş, görecekler! Beri tarafta merhum Menderes ve arkadaşları, halkın gönlünde taht kurmuş, her dem rahmetle anılıyor. Bu memlekete yaptıkları hizmetler, kadirşinas halkımızca hiç unutulmuyor. Hep şükranla hatırlanıyor. Vaka bunca ibretlik tabloya rağmen, yine de Menderes düşmanlığını sürdüren çok küçük bir azınlık hâlâ var. Ne ki onların da, kelaynak kuşları gibi nesli tükeniyor... İyilik her zaman kazanır. Kötülük ise daima kaybetmeye mahkûmdur. Alçak Ratko Mladiçler gibi!..