Amerika "Büyük İsrail", İsrail "Küçük Amerika" mıdır?

A -
A +

Başbakan Erdoğan Belgrat'taki ortak basın toplantısında, İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisinde katlettiği 19 yaşındaki Türk asıllı; Amerikan vatandaşı Furkan Doğan konusunda, ABD Yönetiminin sessiz kalmasını "manidar" olarak niteledi. Buradaki "MANİDAR" ifadesinde çok şey gizli. Diplomasi dilinde bunun ne anlama geldiğini, ilgili kesimler pek iyi bilir!.. Şurası kesin ki, ABD ilk defa İsrail'in cinayetlerine sessiz kalmıyor. Hatta 1967 yılında İsrail'in Amerikan gemisini bombalayıp onlarca kişiyi öldürmesi yüzlercesini yaralamasına da neredeyse hiç ses çıkarmamıştı... Acaba neden? Yoksa bunun nedeni yazının başlığındaki kurguda mı gizli?! ABD'yi İsrail'e mecbur ve mahkum bırakan asıl etken(ler) nedir? Mesela altı ay önce, Netanyahu'ya hiç yüz vermeyen; hatta birlikte fotoğraf vermekten bile imtina eden Obama, bu süre zarfında ne oldu da, aynı kişiyi bu defa önemli konukların ağırlandığı Blair House'da misafir etti? Milliyet'ten Sami Kohen (11 Temmuz /2010), "İsrail neye güveniyor?" başlıklı yazısını şöyle bağlamış: "Bibi'nin Washington ziyareti İsrail'in kendi(ne) özgü nitelikleri ve bu arada Washington'daki güçlü nüfuzu sayesinde, ABD'nin (ve benzer nedenlerle batılı ülkelerin) desteğini her zaman garantileyebildiğini gösteriyor. Hoşa gitsin veya gitmesin, sık sık sorulan "İsrail neye güveniyor" sorusunun yanıtı da bu gerçekte yatıyor." Amerika'da İsrail'dekinden daha fazla Yahudi nüfusun (en az altı milyon) yaşadığı biliniyor. Bu kitlenin ABD'deki bütün stratejik kurum ve ekonomik kuruluşlarda söz sahibi olduğu, en az altmış milyon Amerikalıya iş ve aş verdiği de biliniyor. Zaten Yahudilerin ülke yönetimindeki gücü tam da buradan kaynaklanıyor. Amerikan düşünce kuruluşu Brookings Institution'da Türkiye uzmanı olarak çalışan Ömer Taşpınar (Sabah -12 Temmuz /2010) da Obama'nın Netanyahu'ya yaptığı son kıyağı, Kasım ayındaki ara seçimlere bağlıyor. Zira bu seçimlerde Demokratların Yahudi lobisinin siyasi ve ekonomik desteğine çok ihtiyacı var. Aksi halde demokratların Temsilciler Meclisi ve Senato'da azınlığa düşmesi ve giderek Obama'nın 2012'deki seçimleri kaybetme endişesi ağır basıyor. Hatırlanacağı üzere, daha önceki Demokrat Başkan Bill Clinton'ın da Yahudi Lobisi ile başı derde girmişti. Monica Lewinsky adlı kadının tuzağıyla, nerdeyse başkanlık koltuğundan olacak raddeye gelmişti. O dönemde Clinton'ın da Netanyahu'dan dert yandığı hikaye hep edilir... Evet, özetlersek ABD'deki Yahudilerin ekonomik gücü ve bunun sonucu olarak sahip oldukları siyasi nüfuzun büyüklüğü sır değil... Ancak temel soru şu: Üç yüz milyonluk Amerikan halkı, acaba daha ne kadar bu altı milyonluk kitlenin tahakkümünü sineye çekecek? Yani bu durum ilanihaye devam eder mi? Daha birkaç gün önce, İsrail istihbarat servisi başkanı ile bu ülkenin BM daimi temsilcisi; Amerika ile olan ilişkilerinin çok kötü bir dönemden geçtiğini ve ABD'nin İsrail'i bir müttefik olmaktan ziyade bir "yük" olarak görmeğe başladığını söylüyordu... Sonuç: "Büyük İsrail" ve "Küçük Amerika" denklemi öyle sarsılmaz bir yapı değil. Medyadaki uzmanlarımız bir de bu perspektiften bakarlarsa, daha "nesnel" olabilirler!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.