Anayasa için doğru yol...

A -
A +

Çok yazıldı çizildi ama, bir defa daha tekrar edelim: Türkiye'nin geleceğinin şekillenmesinde, nirengi noktası yeni bir anayasanın yapılmasıdır. Yeni bir anayasa yapmadan, bu ülkenin temel meselelerinin hal yoluna konulması asla ve kat'a mümkün değildir! Bunun altını kalın çizgi ile çizelim. Şu halde, işe doğru yerden başlamak lazım... TBMM'nin sahip olduğu temsil oranı, (BDP'nin de dahil olduğunu var sayarsak) yüzde 96 gibi, kolay kolay yakalanmayacak bir seviyededir. Hazır bu elverişli tablo yakalanmışken, bütün şartlar da yeni bir anayasanın yapılmasını zorlarken; hangi sebeple olursa olsun, bu görevi yerine getirmekten kaçacak olanların sorumluluğu büyük olacaktır. Bu şerefli vazifeyi yerine getirmekten kaçanlar, millet nazarında hep firari durumunda olacaktır. Yani bunun hesabı zor verilir!.. Yeni yasama yılının başlamasına az bir zaman kala, anayasa için başlatılan çalışmalar iyimserliğe sevk ediyor. Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek'in akademisyenlerle yaptığı görüşmeler, Meclis'te ortak komisyon kurulmasına dair gayretleri, bütün partiler açısından güven telkin edici yaklaşımları, ümit vericidir. Bu arada AK Parti'nin, CHP ve MHP ile görüş teatisi için yaptığı davet ve bu davetin muhataplarınca kabul görmesi de, anayasa çalışmaları alanında önemli bir gelişme olarak değerlendirilmeli. Bugün MHP ve yarın da CHP ile yapılacak görüşmeler, öncelikle izlenecek yöntem açısından olumlu veriler sağlayacaktır. Tahminimiz ve beklentimiz budur. BDP de ayak sürümeden, bir an evvel Meclis çalışmalarına katılmalı ve kulvardaki yerini almalıdır. BDP hakikaten bu ülkeye ve halkına faydalı olmak istiyorsa, daha fazla gecikmemelidir. BDP'nin şu ana kadar Meclis'te yerini almamış olması yanlıştır. Bu yanlışta artık ısrar etmemelidir. Anayasa yapımı konusunda izlenecek yöntem, konunun en önemli unsurudur. Tabya ilminin bir kuralı vardır: "Yığınakta yapılacak yanlışlık, muharebenin sonuna kadar devam eder." Anayasa yapımı için de aynı şey söz konusudur. Bugüne kadar pek çok önemli meselede, takip edilen yol ve yöntem yanlış olduğu için; tartışmalar yanlış zeminlerde sürdürüldüğü için, haliyle istenen neticeler de alınamadı. Yeni anayasa hususunda bu yanlış kesinlikle tekrarlanmamalıdır. Kaldı ki, evrensel hukuk ilkeleri ve uluslar arası sözleşmeler çerçevesinde bakıldığında; yeni anayasanın üçte ikilik muhtevası için, esasen bütün partiler arasında görüş paralelliğinin varlığından söz edilebilir. Yani bardağın yarıdan fazlası doludur. Kalan kısmı maksada uygun biçimde tamamlayabilmek için de, doğru metot kullanılmalı. İhtilaflı noktalardan başlayarak mesafe almaya çalışmak, katiyen rasyonel değildir. Hatta kamuoyundaki tartışmaların da buralardan başlaması çok sakıncalıdır. Bu türden yanlış tartışmaların hep zararı oldu. Siyasi partiler, yeni anayasa konusunda samimi hareket etmeli. İçten pazarlıklar, ipe un sermeler her zaman yol tıkayıcı olur!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.