Arsız dururken polisi suçlamak!..

A -
A +

Meşhur hikayeyi bilmeyen yoktur... Hani evine hırsız giren Nasrettin Hoca'ya herkes yükleniyormuş: Hocam evinin kilidini sağlamlaştırsaydın, yok evinin penceresini sıkı kapatsaydın, evini ıssız bırakmasaydın vs... Bu tarizlerden bunalan merhum Hoca basmış feryadı: "Yahu hırsızın hiç mi suçu yok?!." Şu sıralarda buna benzer bir durum yaşanıyor. Görevi hırsızlarla, arsızlarla mücadele etmek olan polis, bu vazifesini yaptığından dolayı birileri tarafından yerden yere vuruluyor!.. Hem de Polis Teşkilatının 161. kuruluş yıl dönümünün kutlandığı bir haftada. Hadiseyi bilenler biliyor; aralarında bazı mankenlerin de bulunduğu bir düzineden fazla kadın, fuhuş olaylarına karıştıkları iddiasıyla ahlak polisi tarafından bir operasyonla gözaltına alındı. İşte o andan itibaren malum medya ve malum kalemler başladılar bombardımana... Vay efendim sen nasıl bu ünlü(!) kadınları gözaltına alıp afişe edersin... Gözaltına alınan şahıslardan bazıları, medyanın bu taarruzundan cesaret alarak; emniyet mensupları aleyhinde bayağı keskin açıklamalar yaptı. Mesela bir tanesi hayli cür'etli bir çıkış yaparak şöyle dedi; "Güneydoğu'da meydana gelen olayların kamuoyundaki etkisini azaltmak ve gündemi değiştirmek için bize karşı böyle bir operasyon yapıldı..." Breh breh!.. Hayli değişik ve sansayonel bir iddia. Açıklamanın sahibi olan bayan manken, arkadaşlarıyla barda eğlenirken, yahut kendi programını o mekanda icra ederken bunları söylemiş. Olayın vukuundan itibaren, yapılan suçlamalara karşı; İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, kendilerinin namuslu hiç kimseyi afişe etmediklerini söyledi. Bahsi geçen bayan bir de demiş ki; "Benim namusumun bekçisi o mu?.." Magazin basını bu salvoları koca koca manşetlerle sayfalara taşıyarak kendince mankenlere destek vermeye çalıştı. Ancak o mankene şöyle bir soru sorulmadı: Bayan, senin ırzına bir tasallut, tecavüz olduğunda sorumlu merci olarak hangi kurumu görür ve gösterirsin? Evet senin yaşantına, ahlak anlayışına normal şartlar altında kimsenin müdahale etmek gibi bir görevi yoktur. Ama kamu düzeni denen bir kavram var... Bunu hiç duydun mu? Toplumu rahatsız eden ve kanunun suç saydığı davranış ve hareketleri sergileyenlere karşı, polisin kullanmak durumunda olduğu salahiyetler var. Yani herkes aklına esen her şeyi toplum düzeni içinde yapamaz. Özgürlük vs. tamam da, her şeyin bir haddi hududu var. Bunları hiç düşündün mü? Magazin basınını bir tarafa bırakalım; ciddi konularda ahkam kesen kalemler de bu olayla ilgili olarak kalem oynatırken, nedense hep mankenleri filan savundular ve emniyet güçlerine yüklendiler. Hatta bazıları öteden beri kafayı taktıkları Emniyet Müdürü Cerrah'ı doğrudan hedef aldılar. Benim Sayın Cerrah ile şahsi tanışıklığım yoktur. Ona sürekli muhalefet eden bazı gazetecilerin niçin böyle hareket ettiklerini de bilmem. Bildiğim, en azından tahmin edebildiğim şey; Celalettin Cerrah'ın kendi görevini bihakkın yapmak için çırpındığıdır. Çünkü hiçbir devlet memuru başarısız olmak istemez. Ama bazı memurların, hele de etkili makamlardaki memurların, bürokratların başarıları, bazılarının işine gelmeyebilir!.. Bunun sebepleri çok ve çeşitlidir. Şimdi burada ayrıntılı olarak belirtmeye de gerek yoktur!.. Diğer taraftan yakalanıp gözaltına alınan kadınların suç için delil teşkil eden konuşmaları, ilişkileri, fuhşa aracılık edenler, bunun için teşekkül oluşturanlar vs. hep es geçiliyor. Madem bu konulara karşı hassasiyet duyuluyor. O halde hassasiyet olayın bütün boyutları hakkında gösterilmelidir... Sadece işin magazin tarafına kaçmak en hafif deyimle basitlik olur! Kanunların verdiği görev ve yetki çerçevesinde kamu düzenini korumaya çalışan devlet görvelilerin hedef tahtasına oturtmak etik yani ahlaki bir tutum değildir... Bazılarının ahlak kavramından yeterince haberi olmayabilir veya bu kavramdan hoşlanmayabilir. Ama böylelerinin de kanun ve nizama karşı gelme özgürlüğü yoktur. Böyle bir lüks dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Ahlak duygularını örseleyen, kanunları hiçe sayan soysuz, yoz ve lümpen yaşantıların hüküm sürdüğü toplumlarda, suçlusu da, mağduru da çocuk olan tecavüz suçlarının önüne geçilemez... Bazı akıldaneler biraz da işin bu yönünü düşünsünler!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.