"Aslanlar gibi görevinin başında..."

A -
A +

Deniz Baykal, "Önder Sav'ın istifa etme durumu söz konusu mu?" tarzındaki bir soruya karşı, genel sekreterini böyle savunuyor: "Nereden çıkarıyorsunuz istifayı... Sayın Genel Sekreter aslanlar gibi görevinin başında..." Eeh, daha ne olsun!.. Lakin, Sayın Sav aslanlar gibi görevinin başında ise ve yine Baykal'ın ifadesiyle; kendi partisini hiçbir şekilde zor durumda bırakmadıysa, gerisi teferruattır... diyebilir miyiz? Ortada bunca gürültü patırtı varken; sadece Önder Sav değil, bütün CHP yöneticileri, "dinleniyoruz" iddiasıyla ortalığı ayağa kaldırıp hükümeti derhal istifaya davet ederken; bunların hiçbiri vuku bulmamış gibi, Sayın Baykal şunu diyebiliyor: "Sayın Önder Sav çok dikkatlidir. Gereksiz yere hiç kimseyi suçlamaz..." Siyasetçiler bir tarafa da; CHP lideri acaba bütün Türk halkını bu kadar saf mı zannediyor?!. Dün, partinin grup toplantısında dikkat çeken bir kare vardı: Önder Sav'ın arkasında daha ilk bakışta "hacı hoca" denilebilecek birisi oturuyordu... Baykal'ın üslubu ile sorarsak; acaba o oturuş sadece bir tesadüf, bir rastlantı mı idi? Yoksa bilinçli şekilde dizayn edilmiş bir dekor muydu? Yani Sav'ın hacca ve hacılara karşı olmadığının bir "görsel kanıtı" mıydı? Hani baş örtüsü meselesinde de görüntüyü kurtarmak için, Baykal'ın başörtülü kadınlarla çekilmiş fotoğrafının afiş yapılması gibi!.. CHP lideri, dün grup toplantısında yine ilginç bir "tuluat" yaptı. Dinleyicilerin bir kısmı da ara sıra ayakta alkışlayarak epeyce moral pompaladı. Ancak daha önce burada değindiğim bir hususu tekrarlamak durumundayım. Sayın Baykal ileriye dönük hiçbir şey söyleyemiyor! Polemik tamam. Spekülasyon tamam. Ancak plan-proje, vizyon hak getire. Baykal dün, Emniyet İstihbarat Daire Başkanını kişisel olarak hedef aldı... Keza; Telekomünikasyon İletişim Başkanını, sırf Başbakan doğrudan atadığı için hedef aldı ve "Başbakana özel servis vermek"le itham etti... Bir Merkez Valisi, CHP Genel Sekreterine özel brifing verince gayet normal... Ama, kanuni statüsü gereği sırf Başbakan doğrudan tayin etti diye; bir bürokrat pekala peşinen yaftalanabiliyor! Bu ne biçim mantıktır? CHP, tek parti dönemindeki gibi; bürokrasiyi kendisine ait bir arka bahçe olarak görme alışkanlığından vazgeçemiyor!.. Baykal, Sav'ı hâlâ savunmaya devam ediyor... Halbuki Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan sonra, Türkcell de, Sav'ın cep telefonundan 44 dakikalık görüşme yapıldığını resmen savcılığa bildirmiş. Fakat CHP lideri şimdi de; Mahkemenin konuşmayı kaydeden teybi istemesine umut bağlamış... Ona dayanarak suçlamayı sürdürüyor. Acıklı bir durum. Önder Sav; grup toplantısına gelirken ayakta alkışlandı... Lideri de kendisini "aslanlar gibi" savunuyor. Zira o da, kurultaylarda Baykal muhaliflerine karşı her seferinde aslanlar gibi mücadele veriyor ve genel başkanının koltuğunu tehlikeye sokacak bütün hareketleri başarıyla püskürtüyor... Ne var ki; CHP tabanı artık 71 yaşındaki Sav ile 70 yaşındaki Baykal'ı daha fazla taşımaya istekli görünmüyor. Hele son olaylardan sonra, bu durum çok belirgin şekilde ortaya çıktı. Deniz Baykal, "En iyi savunma taarruzdur..." taktiği ile Sav'ı ve dolayısıyla kendisini savunmaya çalışıyor ama, görünen o ki; akıntıya kürek çekiyor!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.