Akdeniz Üniversitesi eski rektörü Prof. Mustafa Akaydın artık "resmen" CHP saflarında... CHP Antalya İl Teşkilatı'nın bayramlaşma toplantısında, Baykal ve Akaydın, birlikte beşuş bir çehre ile fotoğraf veriyordu. Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) Başkanı iken, hayli ateşli ve militan bir tavır sergileyen, baş örtüsü yasağını gayrı kanuni şekilde sürdürmek için hukuki sınırları zorlayan, rektörlük ve ÜAK başkanlığı ötesinde adeta "Cumhuriyeti koruma ve Kollama" görevini üstlenen ama; kendi üniversitesinde asayişi sağlamakta aciz kalan Mustafa Akaydın, bakalım siyasette başarılı olabilecek mi?.. Eğer herhangi bir sürpriz veya karar değişikliği olmazsa, Prof. Akaydın CHP'den Antalya Belediye Başkanlığına soyunacak. Ankara'da da benzer bir durum için zemin yoklanmıştı ama; galiba durumun ümitsizliği anlaşılınca vaz geçildi. Rektörlük cüppesi ile CHP'nin Grup kürsüsüne çıkıp nutuk atacak kadar siyasete meraklı, ODTÜ eski rektörü Prof. Ural Akbulut da, daha görevde iken bir iki peşrev yapmıştı... Isınma hareketleri olarak, Melih Gökçek ile ODTÜ arazisi üzerinden arsa ve imar polemiklerine girmişti ama; herhalde gerekli elektrik alınamayınca arkası gelmedi. Ankara Büyükşehir Belediyesi için yeniden Murat Karayalçın aday yapıldı. Adaylık konusunda bir başka prof. sıkıntısı daha yaşanıyor CHP'de. Tuhaf bir biçimde "laikliğin kalesi" diye lanse edilen, Çankaya Belediyesi için; yapılan temayül yoklamasında, şimdiki başkan Prof. Muzaffer Eryılmaz sonuncu çıkmış!.. Lise mezunu olan daha önceki başkan Doğan Taşdelen ise, beyin cerrahı Eryılmaz'ı ve diğerlerini geride bırakarak birinci olmuş... Anlaşılan Eryılmaz'ın, bir müddet önce ifşa edilen ve rüşvet konularında hayli yakıcı ifadeler bulunan konuşması, durumunu fena halde sarsmış. Neyse... Bu mevzua niçin girdiğimize gelelim. Elbette Prof. Akayadın'ın da, Prof. Akbulut'un da, başka profesörlerin de siyaset yapma ve istedikleri partinin saflarına katılmasında bir mani yoktur. Burada işaret etmek istediğimiz husus, ülkemizdeki bir kısım AYDINLARIN fikir namusundaki double standarttır! Yani aynı durumda farklı isimlere karşı takınılan ikiyüzlü tavırdır. Mesela YÖK Başkanı Prof. Y. Ziya Özcan'ın kaşını oynatmasını bile, AK parti hesabına yatırım olarak eleştirenlerin, Akaydın veya Akbulut gibilerin rahatlıkla CHP namına icra-yi faaliyet etmesine ses çıkarmaması... Eh, ne de olsa onlar "İLKE VE DEVRİMLER" için çalışıyor, ne yapsalar uyar! Dekanlık döneminde hakkındaki yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak, hukuki prosedür sayesinde (YÖK'ün izin vermemesi) soruşturmaya uğramaktan kurtulan Prof. Akaydın, bakalım Deniz Baykal'ın memleketinde, yerel seçimlerde ipi göğüsleyebilirse CHP'nin gözü aydın olacak! Pek kolay görünmüyor ama...