AYM hukuku çiğnerse!.. -2-

A -
A +

Demokrat Yargı Eşbaşkanı Osman Can'ın sözleri yankılanmaya devam ediyor. Can'a cevap vermeye çalışan YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, AY 153. madde son fıkrasını hatırlatarak, AYM kararlarının yasama ve yürütme organlarını bağladığına işaret ediyor... Ancak Emine Hanım, aynı maddenin 2. fıkrasını ve hele 148. maddenin 2. fıkrasını, bunlardan da önce 11. maddenin 1. fıkrasını hiç mi, hiç görmüyor! AYM'nin Anayasa hükümlerini çiğnemek gibi bir ayrıcalığı olamayacağına göre, bu tutumunda ısrar etmesi halinde, buna karşı bir tedbir alınmayacak mıdır? Artık askerî darbeler devri de kapandığına göre, bunun çaresi elbette yine; norm üretme yetkisini haiz olan parlamento içinde aranacaktır... Başka ihtimal var mı? AYM kırk yıldır (1970'ten beri), ısrarla sürdürdüğü yanlış içtihadından vazgeçmiyor. Oysa 1982 Anayasasında, bunun önüne geçebilmek için özel düzenleme yapıldı. Md. 148/2'de, AYM'nin şekli yönden yapacağı denetim; "... Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır..." biçiminde tek tek sayılarak yetkisi tahdit edildi. Görüldüğü üzere, AY 148/2 maddesindeki şekli denetim esasları içinde, AYM'nin; AY'nin değiştirilemez maddelerini gerekçe göstererek, şekli yönden kazai denetim yapabileceğine dair bir hüküm yer almıyor. Buna rağmen durumdan vazife çıkararak, Mahkeme AY 10 ve 42. madde değişikliklerini, böyle zorlama gerekçe ile esastan inceleyerek (usulden esasa dolanarak...) iptal kararı verdi. Bahse konu karar, AYM'nin meşruiyeti hakkında çok sert tartışmalara neden oldu!.. Şayet Yüksek Mahkeme, benzer bir hatalı karara daha imza atarsa bilinmelidir ki, meşruiyeti iyice tartışmalı hale gelecektir. Bu arada yine bilinmelidir ki, AYM ile ilgili hükümler, Anayasanın değiştirilemez ve kaldırılamaz maddeleri de değildir. Yani AYM, bizatihi Anayasanın ve milli iradenin temsil yeri olan Meclis'in üzerine çıkamaz. İdeolojik ve siyasi tavırla, Anayasanın bu şekilde açıkça ihlal edilmesine herhalde göz yumulamaz değil mi? Siyaset bilimci Hasan Bülent Kahraman, "Hukuk Darbesine Direnmek" başlıklı Sabah'taki yazısında (14 Haziran) şöyle diyor: "... AYM bugüne kadar birçok yanlışlıklar yaptı ve kurucu iradeyi dikkate almayan hükümler üretti. Siyaset hukuk çerçevesinde bunları kabul etti. Asıl yanlış oydu. Yanlış bir hukuk kararı böylece meşrulaştırılmış oluyordu. Ama şimdi Can'ın önerisi kritik bir dönemeç meydana getirmektedir. Nasıl herhangi bir askerî darbeye karşı direnmek bir haksa, bir hukuk darbesine karşı direnmek de öyle bir haktır. Şüpheniz olmasın, doğrusu budur." Evet... Temenni edelim ki, AYM vesayet rejimini sürdürmek adına, yeni bir hukuk darbesine tevessül etmez ve bu tartışmalar da artık zemin bulmaz . Şayet aksi bir durum zuhur ederse, Osman Can'ın; hukuk dışı kararın yok sayılması yönündeki çağrısı değil, asıl kaos tahriki böyle bir kararın kendisi olur. İşte o zaman da bu kararın yok sayılması haklı olarak gündeme gelir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.