Ziya Paşa "Terkib-i bend"lerinde pek çok hakikati ve tecrübeyi gayet özlü şekilde aktarır. Mesela gazetecilerin dünyası ile ilgili olarak şöyle der: "Bulundum ben dahi dâruş-şifâ-i bâb-ı âli'de/Felatun'u beğenmez anda nice divâneler gördüm." Gençlerin de anlaması için bugüne adapte edelim: "Bâb-ı âli denilen (akıl) hastanesinde de bulundum/(Orada) Eflatun'u bile beğenmeyen nice akılsızlar gördüm." Evet, Bâb-ı âli ukalaları kimseyi beğenmez. Daha doğrusu kendilerinden başka kimseyi beğenmez. Çünkü her şeyi ancak onlar bilir. Siyaseti, diplomasiyi, ekonomiyi sadece onlar bilir. Onların kısa aklına yatmayan hiçbir şey, doğru ve geçerli olamaz! Bu ukala taifesi, kendilerinden başka herkesi cahil, bilgisiz, görgüsüz vs. diye niteler. Oysa kendileri, yazdıklarıyla her gün echel-uc-cühelâdan olduklarını bizzat ilan ederler. Ne var ki, bunun dahi farkında olmazlar... Bunlar aynı zamanda, gırtlağına kadar kompleks içindedir! Bu haleti ruhiye içerisinde, şahsiyet; cesaret, özgüven ve sağlam irade eseri olan her söz ve davranışa alerji duyarlar, kin beslerler, velhasıl bir türlü kabullenemezler! Zira kendi karakterleri hep edilgen olduğu ve güç karşısında daima eğilip büküldükleri için; başkasının normal bir davranışını hazmedemezler... Mesela Tayyip Erdoğan, bir Amerikan gazetesine röportaj verirken, bir soru üzerine Obama'ya; "Dik dur, ama kavgaya girme..." türünden bir tavsiyede mi bulunmuş... (Vay sen nasıl olur da koskoca ABD Başkanına öğüt vermeye kalkışırsın!..) diye akılları sıra alay etmeye kalkarlar. Çünkü onlara göre, tavsiyeler ancak Amerikan cenahından gelebilir! Ukalaların "Muhtar bile olamaz!.." dedikleri Tayyip Erdoğan, altı seneden beri; dost -düşman herkesin teslim ettiği bir başarı ile ülkeyi yönetiyor. Hiç olmazsa küresel aktörlere karşı, ezber bozan laflar da ediyor. Mesela: "Sizleri de nükleer silahlardan arındıralım" diyebiliyor... Pekala AB'nin ikiyüzlülüğünü cesaretle vurgulayabiliyor. Yani şimdiye dek olduğu gibi, usluca dinlemek yerine; onların hoşuna gitmeyecek şeyleri söyleme iradesini sergiliyor. Elbette her şey dört dörtlük değil! Ne zaman oldu ki? Gelgelelim Bâb-ı âli ukalalarına göre, Erdoğan'ın her söylediği, her yaptığı yanlış... Neden? Çünkü kendileri gibi düşünmüyor! Erdoğan ağzı ile kuş tutsa, yine de onlara yaranamaz. Ukalalarda ölçü, endaze yok. Kendilerini pek fazla önemsediklerinden, her gün ipe sapa gelmez saçmalıkları bile, fikir diye ortaya sürüyorlar. Hem cahil, hem saygısızlar... Fütursuzca yalan söyleyebiliyorlar. Yalanları yüzlerine vurulunca da, pişkinlik yapıyorlar. Neyse ki, vatandaş olanı biteni dikkatle izliyor. Netice: Onlar ukalalık yapmaya devam etsin. Kervan yürüyor!..