MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün basına çok önemli açıklamalar yaptı. Yeni yasama döneminin başlamasına az bir zaman kala, MHP liderinin yaptığı bu çıkış; siyasi gündemi epeyce meşgul edecek gibi... Bahçeli'nin tekliflerine geçmeden önce, mevcut durum hakkında bir iki söz söylemek gerekiyor: Anayasa Mahkemesi'nin, Millet Meclisi'nin yaklaşık dörtte üç çoğunlukla (411 oy); Anayasa'nın 10 ve 42'nci maddelerinde yaptığı değişikliği iptal etmesi, "Milli İrade"nin üzerine büyük bir gölge olarak düşmüştür!.. Açıkçası, milli iradenin temsil yeri olan Meclis'in; irade ve fonksiyonu âdeta yargısal ipotek altına alınmıştır! Herhalde bunun bir yansıması olarak, CHP'li Kemal Anadol; bu Meclis'in asla anayasa değişikliği yapamayacağını iddia etmektedir. İkinci olarak yine Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti hakkında verdiği karar, siyasi iktidarı bir nevi tutsak almak gibi, çok ağır sonuçlara yol açabilecek niteliktedir... Yani, orta yerde hem yasama, hem de yürütme organını; yargısal ve siyasal kayıt altına alma garabeti duruyor! Bu vaziyette sivil siyasetin problemsiz işlemesi ve demokrasinin kökleşmesi mümkün müdür? Yasama ve yürütme üzerindeki gölgenin kaldırılması kaçınılmazdır. Bunun yolu da, kesinlikle yepyeni bir anayasanın hayata geçirilmesidir. Sayın Bahçeli, "devletin üç temel fonksiyonu olan yasama, yürütme ve yargının görev ve yetkilerinin en rasyonel şekilde dengelenmesi ve bunların uyumlu şekilde icra edilmesinin hayati önem arz ettiğini" söylüyor. Bu temel doğruya, kimsenin itirazı olamaz zaten. Ancak o dengenin sağlanması ve uyumlu biçimde yürütülmesi nasıl gerçekleşecek? Bize göre, mevcut anayasanın kısmi olarak bir defa daha değiştirilmesiyle, bu hedefe ulaşmak mümkün değildir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkilerini daraltmak için, MHP liderinin; AY 148 ve 153'üncü maddelerinin değiştirilmesi yönündeki teklifinin, baş örtüsü meselesi ile ilgili 10 ve 42'nci madde değişikliklerinin akıbetine uğramayacağı ne malum!.. Zira bunun için CHP ile mutabakat sağlanamadığı takdirde (ki, sağlanması imkânsız gibi...); konunun yeniden mahkemeye taşınacağı açıktır. Devlet Bahçeli'nin; "TBMM'nin kaynağını Anayasa'dan alan görev, yetki ve fonksiyonlarının mahkeme kararıyla sınırlandırılması, bunlar üzerinde ipotek ve rehin tesisi anlamına gelecek kısıtlamalara tabi tutulması, kuvvetler ayrılığı ilkesini zedeleyecek, toplumsal ve siyasi tıkanıklıklara yol açacaktır..." sözleri, rejimin ne gibi tehlikelerle yüz yüze gelebileceğini net olarak anlatıyor. Bakalım çözüm nasıl olacak!..