Barzani, geçmişi çok çabuk unutuyor!

Kuzey Irak'taki Kürt Özerk Yönetiminin başına geçen Mesut Barzani'nin ayakları yerden kesiliverdi sanki... Bir süreden beri; hangi akla hizmet ettiği belli olmayan laflar ediyor. Barzani konuştukça sadece Türkiye ile değil, etrafındaki bütün komşularla husumeti arttıran neticeler hasıl oluyor. Ama kendisi ya bunun farkında değil; yahut da bilerek ateşe körükle gidiyor!.. Oysa düne kadar Barzani gibi, Kuzey Irak'ta aşiret ve lokal bir partinin liderliğinden Irak Devlet başkanlığına tırmanan Celal Talabani, daha dikkatli ve hesaplı konuşuyor. Çünkü Talabani, dünya siyaset dengelerini daha yakından takip edebiliyor. Dahası yakın tarihteki olayları daha sağlıklı şekilde değerlendirebiliyor. Barzani ise, tam tersine Kuzey Irak'taki aşiret yapılı hakimiyetini bağımsız bir devlet gibi sunmaya çalışıyor. Amerikan işgaline verdiği destek sayesinde; kavuştuğu geçici rahatlığın hep böyle devam edeceğini sanıyor... Bunun için de, bağımsızlık söylemi ile, kendi lokal hakimiyetini güçlendirmeye çalışıyor. Bütün bunlar Mesut Barzani'nin geçmişi çok çabuk unuttuğunu ortaya koyuyor. Mesela daha birkaç sene önce Talabani ile Kuzey Irak'ta giriştiği yerel iktidar savaşında hayati tehlike içine düşüp; kimin yardımı sayesinde sağ kalabildiğini unutuyor... Onun da ötesinde 1991 yılında Saddam'ın topla tüfekle kovaladığı; çoluk -çocuk, yaşlı ve kadın dahil beş yüz bin kürt, aç ve susuz, yalın ayak karlı dağları aşmaya çalışırken; hangi ülkenin kucak açtığını da hatırlamak istemiyor. Bugün Mesut Barzani'ye gizli - açık destek veren sözde dostları, acaba o korkunç günlerde neredeydi? Herhangi bir şekilde o açlıktan ve soğuktan kırılan insanlara, el uzatma durumları oldu mu? Barzani'nin şimdilerde pek sıkı fıkı olduğu Amerikalılardan farklı düşünen başka Amerikalılar da var. Bunlardan biri de İspanyol kökenli filozof Santayana'dır. Şöyle diyor: "Geçmişini hatırlamayan toplumlar sık sık onu tekrar etmek zorunda kalır..." Barzanilerde bu illet var anlaşılan... Abdüsselam Barzani, 1907'de İngilizlerin tahrik ve teşviki ile Osmanlıya isyan etmişti. Kendisi kısa zamanda derdest edildi. Daha sonra affedilip serbest bırakıldı. Ama Birinci dünya savaşı başlayınca aynı hatayı tekrarladı. Rusya'nın da desteği ile yine bağımsızlık hülyalarına sarıldı. 1914'de bu defa yakalandığında, serbest bırakılmayıp idam edildi. Mesut Barzani'nin babası Molla Mustafa Barzani de Rusya ve Amerika arasında hep git geller yaşadı!.. 1946 yılında İran'da Mahabad Cumhuriyeti kurulurken; bugün Mesut Barzani nasıl ABD'ye güveniyorsa; o da Rusya'ya; o zamanki yapısıyla Sovyetler Birliği'ne güveniyordu. Soğuk Savaş döneminin henüz başlangıcı idi. Altı ay içinde dengeler birden bire değişti. Amerika ve İngiltere'nin organizasyonu ile İran şahı aldığı güçlü destek sayesinde bir gecede bu Mahabad Cumhuriyeti ile birlikte Barzani'nin hayalini de yıktı... Mustafa Barzani Sovyet Rusya'ya sığınarak canını kurtarabildi. Molla Mustafa Barzani'nin Rus Üniforması içinde Albay rütbesi ile fotoğrafları vardır... Ancak zamanla baba Barzani bu üniformayı çıkarıp bu defa Amerika'ya yanaştı. Kuzey Irak'ta İran Şahı'nın da desteği ile sayısız çatışma ve karışıklıklar sonucunda; Irak Hükümeti burada bir Kürt Özerk Yönetiminin kurulmasını kabul etti. 1970 yılında Irak kabinesinde tam altı tane kürt bakan vardı... Ama 1975'te Irak ile İran Şatt_ül Arap bölgesindeki ihtilaflı alan üzerinde anlaşmaya varınca dengeler bir kere daha Barzani'nin aleyhine değişti. Sonuç hiç de iç açıcı olmadı. Baba Barzani, 1946'nın akisne bu kere Amerika'ya sığındı ve orada da hayata gözlerini yumdu. Cenazesi çok daha sonra Kuzey Irak'a getirilebildi. Oğul Mesut Barzani, bütün bunları çok iyi bildiği halde; neden gerekli dersleri çıkarmıyor, çıkaramıyor? Niçin Talabani'nin kendisi gibi, yerel duyguları kabartmak için hamasete sarılmadığını görmüyor ve bunu değerlendirmiyor? Mesut Barzani, Başbakan Erdoğan'ın da dediği gibi, haddini çok aşan laflar ediyor. Ne yazık ki, onların bu hatasının cezasını hep bölgedeki zavallı insanlar çekiyor!.. Umarız Barzani eninde sonunda aklını başına toplar da; Galbraith gibi Amerikalıların tahriklerine kapılmaya son verir. Aksi halde Kuzey Irak'taki mevcut sükuneti de çok arar vaziyete düşebilir!..