Başbakan Erdoğan'ın, sindirim sistemindeki bir rahatsızlıktan ötürü; geçirdiği cerrahi operasyonun iki gün sonra açıklanması, medya ve toplumda değişik tartışmalara yol açtı. Tartışmaların yoğunlaştığı nokta şu: Önemli devlet adamlarının sağlığıyla ilgili olarak, kamuoyu zamanında ve yeterli ölçüde bilgilendirilmeli. Doğrudur, her ülkenin yönetiminde belirleyici rol oynayan kişilerin sağlık durumu, elbette vatandaşları yakından ilgilendirir... "Toplumun bilgi edinme hakkı" kavramını, ister geniş; ister dar çerçevede ele alınız. Netice aynı kapıya çıkar. Siyasi liderlerin sağlığına bağlı olarak, ülkeyi etkileyecek bir gelişme, istisnasız herkesin kayıtsız kalamayacağı bir durumdur. Öncelikle gereksiz spekülasyonların önünü kapatmak açısından da, Başbakanın sağlık durumu hakkında, doyurucu bilgi verilmesi gerekir. Bu noktada yapılan ilk açıklamanın çok kısa olması, ister istemez bazı kuşku ve tereddütlere yol açtı. Medyanın, iki gün boyunca konuyu atlamış olma refleksiyle verdiği tepki de, bir yere kadar anlaşılabilir. Bu açıdan özeleştiri yapan meslektaşlarımız oldu. Bütün bu mülahazaların, toplum, devlet ve siyaset katmanlarında elbette karşılığı vardır. Bir de madalyonun öbür yüzüne bakalım... Her memleket için, devlet ve hükümet başkanlarının sağlık durumu, harici yönden de ülke güvenliğini ilgilendirdiğinden, konu tabiatıyla devlet sırrı niteliğindedir. Mesela bu sebepledir ki, ABD başkanlarının dış seyahatlerinde, kaldıkları konaklama yerlerinin tuvaletlerine seyyar aparatlar takılarak; bütün atık ve kazurat toplanır, dikkatle ülkeye taşınır! Hatta dışişleri eski bakanı Condeleezza Rice ülkemize geldiğinde de, aynı şey yapılmıştı... Bu konu çok önemli. Bakınız Suriye eski Devlet Başkanı Hafız Esad'ın kritik hastalığı, benzer yollardan tespit edilmiş olduğu için, bilgiye sahip olan ülkeler; Baba Esad'ın sağlık durumuna göre, çok önceden pozisyon aldılar!.. Bizim ülkemizde, dışa dönük ne kadar sır muhafazası var bilemeyiz ama, içe dönük olarak, özellikle geçmişte çok sıkı tedbirler alındığı biliniyor. Mesela Atatürk'ün hastalığına dair haber yapan Ahmet Emin Yalman'ın gazetesinin bir ay kapatıldığını Sabah'tan Mehmet Barlas yazdı. Bazen de devletin resmi ve sınırlı bilgileri ile iktifa edilir... Mesela 1966 senesinde, (O zaman ilkokul dördüncü sınıftaydım) köyümüze gelen bir sağlık memurunun, her saat başı transistorlu radyodan Cemal Gürsel'in sağlık durumunu dikkatle takip ettiğini, hâlâ hatırlarım. Rahmetli Turgut Özal'ın, Amerika'ya kalp ameliyatı olmak üzere gidişi, hayli önceden ve yeterli bilgiler de verilerek kamuoyuna duyurulmuştu. Ama onun kansere bağlı olarak geçirdiği prostat ameliyatından, toplumun galiba pek haberi olmadı... Merhum'un sağlık durumu ve vefatı ile ilgili iddia ve spekülasyonlar, hâlâ devam ediyor. Benzer bir durum Bülent Ecevit'in yaşadığı yoğun sağlık problemleri ve uygulanan tedavi yöntemleri dolayısıyla yaşandı. Bu da halen yargıda devam eden soruşturma ve dava konusu... Bakalım nasıl sonuçlanacak?!