Orta Asya ve Kafkasya'daki Türk yazarların zirve isimlerinden olan; Özbekistanlı Bay Mirza Hayit, Kırımlı Cengiz Dağcı ve Kırgızistanlı Cengiz Aytmatov'un hayat hikayeleri birbirlerine ne kadar da benzer!.. El Hak bu yazarların vatanları da benzer bir tarihi paylaşmadı mı, hâlâ paylaşmıyor mu?! Evvela artık hayatta olmayan ve yaşça en büyük olanından başlayalım: Beş gün önce kaybettiğimiz Dr. Bay Mirza Hayit, 1917 Bolşevik İhtilalinden kısa bir müddet sonra; 1917 yılında Özbekistan'ın Namangan şehrine bağlı Yarkent köyünde dünyaya geldi. Bay Mirza'nın çilesi de doğumuyla birlikte başlamış oldu... Bolşevik yönetiminin de Türkistan halkı için, Rus Çarlık İdaresinden farklı bir şey olmadığını bilen ve bunun sonuçlarını da çok çabuk gören Türkistan halkı, ona karşı istiklal mücadelesini çoktan başlatmış ve bu mücadeleye Bay Mirza'nın bütün ağabeyleri de katılmıştır. Bay Mirza henüz 6-7 yaşlarında iken, bir bayram sabahı babası ile birlikte camiye gider. Onlar camide iken, Rus askerleri evlerine gelip, "General Frunze'nin asker ailelerine bayram hediyesi" diye bir paket bırakırlar. Evin hanımı hediye paketini açmak için eşi ve çocuğunun eve gelmesini bekler... Ancak "Hediye paketi"nden ne çıkar bilir misiniz? Bay Mirza'nın ağabeyinin kesik başı!.. Bay Mirza'nın yaşadığı ilk büyük şoktur bu... Daha sonra başkaları gelir. İkinci Dünya Savaşında daha 16 günlük evli iken; tank subayı olarak askere alınır. Almanlara esir düşer... Esir kamplarında Yahudilerle birlikte tutulur. Ruslara karşı savaştırılmak üzere Türkistan gençlerinden kurulan birliklerin komuta kademesinde tekrar cepheye sürülür. Almanlar yenilince bu defa Amerikalıların eline esir düşer... Rusların vatan haini ilan ettiği ve iadesini istediği Bay Mirza, Almanların verdiği "zorla savaştırdık" belgesi sayesinde kurtulur. Bay Mirza bütün bu sıkıntılardan bilenmiş olarak çıkar, 1947 Almanya'nın Münster/Westfalen üniversitesi felsefe bölümünde tekrar eğitime başlar. "Türkistan Milli Hükümetleri" tezi ile felsefe doktoru olur. Bundan sonra bütün vaktini ve enerjisini Türkistan davasına vakfeder. 13 Kitap, 15 risale ve 400'den fazla makale... Ruslar, Bay Mirza'ya öylesine kızgındır ki, onun vatan haini, Hitler sempatizanı ve CIA ajanı olduğunu ispat etmek için; tam dokuz tane doktora çalışması yaptırılmıştır! Dr. Bay Mirza Hayit, uzun yıllar sonra hac farizasını eda ederken, Özbekistan'da bir çocuğunun olduğundan haberdar olur ve 16 günlük evliyken ayrılmak zorunda kaldığı eşinden olan Mirzabek ile, ancak 1991 yılında İstanbul'da görüşmüştür!.. Mirzabek İstanbul'dan döndükten kısa süre sonra vefat etmiştir. İşte böyle çilelerle dolu bir hayat beş gün önce sona erdi. Cenazesi salı günü Köln'de defnedilecektir. Allah Rahmet Eylesin. Dr. Bay Mirza Hayit'in; "RUSLARA KARŞI BASMACILAR HAREKETİ-Türkisan Türklüğü'nün Milli Mücadelesi" isimli enfes kitabı, Babıali Kültür Yayıncılık (BKY) tarafından kısa süre önce yayınlandı. Herkese hararetle tavsiye ederim... Bu kitapta 1917-1954 yılları arasındaki Türkistan Milli Mücadele hareketleri çok çarpıcı şekilde anlatılıyor. ? Aynı çileli hayatlar... Kırımlı Büyük Romancı Cengiz Dağcı da, 1920 yılında, daha sonra Yalta Konferansına da ev sahipliği yapacak olan Yalta'nın Kızıltaş köyünde doğmuştur. 1928'de babası ve amcaları dahil Dağcı'nın köyündeki bütün erkekler sürgüne gönderilmiştir. Cengiz Dağcı 1941 yılında Ukrayna cephesinde savaşırken Almanlara esir düşmüştür. O da Bay Mirza Hayit gibi, Türkistan gençlerinden müteşekkil lejyonlara katılıp Ruslara karşı savaşa sürüklenmiştir. Almanların yenilgisinden sonra, 1946 yılında Polonyalı eşi ile birlikte Londra'ya mülteci olarak sığınmıştır. Dağcı bütün o çileli yılları, Yurdunu Kaybeden Adam, Ölüm ve Korku Günleri, O Topraklar Bizimdi, Kolhoz'da Hayat gibi, hüzünlü bir üslupla yazılmış birçok eserinde işliyor. 1928 yılında Kırgızistan'ın Bişkek şehri, Talas Vadisindeki Şekerköy'de dünyaya gözlerini açan Cengiz Aytmatov da her ne kadar savaşa katılıp esir düşmemişse de; onun hayatı da acı ve sıkıntılarla doludur. Çünkü daha dokuz yaşında iken, 1937 yılında babası Törekul Aytmatov, Stalin'in "Temizlik Harekâtı" ismi verilen katliamında hayatını kaybetmiştir. Kemikleri ancak 1991 yılında bulunmuştur. Cengiz'in amcası da İkinci Dünya Savaşında ölmüştür. Annesi, Cengiz'le birlikte diğer üç çocuğunu bir başına büyütmek zorunda kalmıştır. Cengiz 10 yaşında toprak işçiliğinde çalışmaya başladı. 14 yaşında Şekerköy'deki Köy Sovyeti Kolhozu sekreterliğine getirildi. Önce veterinerlik eğitimi alan büyük yazar Aytmatov, daha sonra Gorki Edebiyat Enstitüsünde edebiyat eğitimine devam edecektir. Rusça ve Kırgızca yazan Aytmatov'un eserleri Türkçe'ye de çevrilmiştir. "Gün Olur Asra Bedel" isimli eseri, Orta Asya Türk Dünyasının yüz yıllık geçmişinin belki de en çarpıcı hikâyesidir. Hikâyenin kahramanı Yedigey Amca'nın cenazesine, kendi yurdunda mezar yeri bulunmakta bile zorluk çekilir, Özbekistan'da yalnızca bir hafta kalmasna müsaade edilen Bay Mirza Hayit gibi!.. Mankurtlar isimli kitabı içinse, çok uzun şeyler yazmak gerekir ama, ne yazık ki, yerimiz doldu!..