Baykal gerilimsiz yapamıyor...

A -
A +

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla, TBMM'de yapılan özel oturumda, CHP Genel Başkanı Baykal'ın konuşmasını dinleyince; kendisi ve partisinin geleceği hakkında bir kere daha karamsarlığa kapıldım doğrusu! Sayın Deniz Baykal'a ne oluyor? Niçin bu kadar gergin acaba? Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış günü olan bu tarihi yıldönümünde, özel gündemle toplanan Meclis'in kürsüsüne çıkacak hatiplerin; barışçı, birleştirici, kucaklayıcı ve geleceğe dönük olarak ümit verici tarzda konuşması yerleşmiş bir gelenektir. Ama Baykal, sanki bir gensoru tartışması veya bütçe kanunu eleştirisi yapar gibi; tamamen iç siyasete dönük ve parti taassubunu yansıtır tarzda konuştu. Böyle yapınca da, İktidar Partisinin milletvekillerinden şiddetli reaksiyon gördü. Meclis Başkanı Arınç duruma müdahale etmek zorunda kaldı... Deniz Baykal dünkü konuşmasında, sadece iktidar partisi ve liderini eleştirmekle yetinmedi; seçilecek yeni Cumhurbaşkanına da hakaretamiz ifadelerde bulundu. Ona göre, bu şekilde yapılacak bir seçimle Cumhurbaşkanı değil; ancak bir aileye kapıkulu seçilebilirdi!.. Bunlar çok tahrik edici ve mantık dışı ifadeler. Ana Muhalefet Liderine yakıştırılacak sözler değil. Sayın Bülent Arınç'ın da belirttiği gibi, "kapıkulu" ifadesi çok "çirkin ve yakışıksız..." CHP genel Başkanı bütün bunlarla ne yapmak istiyor, yahut nereye varacağını düşünüyor?! Baykal yetmişe dayanan yaşıyla ve siyasi tecrübesiyle, bugüne kadar Cumhurbaşkanı seçimlerinin hangi şartlar altında ve ne gibi süreçlerden sonra gerçekleştiğini en iyi bilebilecek olan kişilerden biridir. Ama dün Meclis'te söyledikleri, ne geçmişten bir ders çıkarmayı, ne de geleceği doğru değerlendirme maksadını aksettirmiyor. Baykal'ın konuşmasından duyduğum şaşkınlığı, bir akademisyen dostuma aktardım. Bana bu tür konuşmaları çok ciddiye almamamı tavsiye etti!.. Biraz daha şaşırarak sebebini sorduğumda şu açıklamayı yaptı: "Bu tür konuşmaların içi artık tamamen boş. Kimsenin de ciddiye aldığı yok. Yakın geçmişte görev yaptığım üniversitede ilginç bir duruma şahit olmuştum: Meclis Kürsüsünde Deniz Baykal o bildik üslubuyla yüksek gerilimli bir konuşma yapıyordu. Okul kantinindeki televizyondan bangır bangır bu konuşma yayınlanıyordu. Ama içerideki öğrencilerden bir tek kişi bile ilgilenmiyordu!.. Eskiden olsa kantinde kavga çıkardı. Ama hiç kimse dinlemediği için, ortada bir reaksiyon dahi yoktu..." Son bir seneden beri mesaisinin neredeyse tamamını Cumhurbaşkanlığı seçimine hasreden Sayın Baykal, acaba yanlış strateji ve taktikler uyguladığının farkına vardığı için mi, bu kadar sinirli ve gergin? Öyle ya, şayet Tayyip Erdoğan aday olmazsa; (ki, büyük ihtimalle olmayacak gibi görünüyor...), o zaman Baykal, son bir senede ortalığı ayağa kaldırmasını, toplumu bu kadar germesini nasıl izah edecek? Birileri haklı olarak şunu soracaktır: Bu kadar patırtının sebebi ve anlamı neydi? Diğer taraftan eğer Sayın Erdoğan aday olur ve seçilirse; bu meseleyi özel uğraş haline getirmiş olan ve onu engellemek için demokrasi dışı unsurlar da dahil bütün odakları tahrik eden CHP Lideri, yine de mücadeleyi kaybetmiş olmanın ezikliğini yaşayacak. Tabiatıyla bu başarısızlığın yansımaları seçim sandığında da görülecek!.. Şöyle bir durumu düşünebiliyor musunuz: Muhalefette iken, oy kaybeden bir siyasi parti ve onun lider kadrosu... Daha önce Partisi seçim barajına (1999 seçimleri % 8.7) takılan Baykal; geçici olarak genel başkanlık koltuğunu boşaltmak zorunda kalmıştı. Bu defa seçim barajına takılma olmaz ama; 3 kasım 2002 seçimlerindeki sonucu yakalayamama başarısızlığı, artık geçici değil; kalıcı bir sonuç doğurur ve bu Deniz Baykal'ın hiç de hoşuna gidecek bir netice olmaz. İşte böyle bir tehlikenin yaklaştığını görmek, CHP Liderini bu derece hırçın bir üsluba sürüklüyor olabilir. Şüphesiz bu durum, ne CHP'nin ne de sayın Baykal'ın lehinedir. Diğer taraftan hem uzlaşmadan bahsetmek, hem de diyalog köprülerini atacak bir politik tarzı ısrarla sürdürmek, açık bir çelişkidir. Burada atasözünü bir kere daha hatırlamakta fayda var: Keskin sirke küpüne zarar verir!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.