"Beklemeyelim, taahhüt altına girelim..."

A -
A +

Bu hafta boyunca hep, 'havadan - sudan' konuşacağız... Ama hava ve suyun insan hayatı, daha doğrusu bütün canlılarının hayatı için ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışarak... Yukarıdaki cümle Dünya Su Konseyi Başkanı Loic Fauchon'a ait. Fauchon, "Birçok büyük kentin su arıtma sistemlerinin var olmamasından veya yetersiz olmasından kaynaklanan sıhhi bombaları etkisizleştirmek için, her gün daha fazla suya ihtiyaç duymaktayız..." dedi. Her yıl milyonlarca insan, susuzluktan ve su kaynaklarının kirlenmesinden ötürü hastalanmakta veya ölmektedir. Fauchon "Çünkü bizler sorumluyuz..." derken işte bu duruma dikkat çekmek istiyordu. 5'inci Dünya Su Forumu dün Sütlüce Kongre Merkezinde başladı. Forum Genel Sekreteri Prof. Dr. Oktay Tabasaran; 192 ülkeden 28 bin küsur kişinin katılım başvurusunda bulunduğunu; tahminlerin üzerinde yoğun ilgi sebebiyle; iki gün önceden müracaatları dondurmak zorunda kaldıklarını belirterek, açılış saatine kadar 23 bin 144 kişinin giriş yaptığını açıkladı. Organizasyonun fevkalade başarılı ve Türkiye için de önemli bir tecrübe olduğunu da hemen ifade edelim. Bu noktada Sütlüce Kongre Merkezini büyük bir sür'atle inşa edip tamamlayan Büyükşehir Belediyesinin de hakkını teslim edelim. Su alanındaki en büyük etkinlik olan Dünya Su Forumu, bu sene ilk defa devlet ve hükümet başkanlarının da katılımı ile; daha önce gerçekleştirilen ve teknik yönü ağır basan ilk dört forumdan çok farklı bir formatta gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Forum'un açılış toplantısında yaptığı konuşmada bu noktayı vurguladı ve "Böylece su konusunun sadece teknik bir mesele olmadığı, siyasi yönünün de önemli olduğunun ortaya konacağını" söyledi. On bir devlet ve hükümet başkanının iştirak ettiği, Forumun siyasi zirvesinde, bundan böyle uluslararası ölçekte su, iklim ve çevre konularında yapılacak çalışmalara da temel teşkil etmek üzere ortak bir çağrı metninin açıklanması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını vurgulayarak; ülkemizde kişi başına düşen yıllık su miktarının 1830 metreküp olduğunu belirtti. Sayın Gül'ün verdiği bu rakam, yenilenebilir yer altı suyunun da katılması sonucu (41 milyar metreküp) elde edilen rakamdır. Uzmanların verdiği diğer bir rakam 1692 metreküptür. Buna göre Türkiye su zengini bir ülke olmadığı gibi, su stresi içinde olan bir ülke konumundadır... Zira yıllık kişi başına 2000 metreküpten az suyun mevcut olduğu ülkeler, su stresi içinde kabul edilmektedir. Türkiye'nin uzun yıllar ortalama yağış miktarı 643 milimetre olup, buna göre yılda ortalama 501 milyar metreküp yağış düşmektedir. Bunun 274 milyar metreküpü tekrar buharlaşıp atmosfere çıkmakta, 69 milyar metre küpü de yeraltına inmektedir. Yeraltına inen bu 69 milyar m3'ün, 28 milyar milyar m3'ü pınarlar vasıtasıyla tekrar yeryüzüne çıkıp nehir ve gölleri beslemektedir. Yıllık yağışın meydana getirdiği suyun 158 milyar metreküpü ise, akışa geçerek çay ve nehirlerden denizlere ve göllere dökülmektedir. Türkiye'nin ortalama yıllık yağış miktarı, dünya ortalamasının (800 milimetre) altındadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.