Böyle liderlerimiz oldukça!..

A -
A +

"Demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları" olan siyasi partilerin liderlerinden, normal olarak ne beklenir? Şu mealde cevaplar verdiğinizi duyar gibiyim: Pek tabii, siyasi liderlerin samimi olarak demokrasiye inanması ve onu bütün imkânlarıyla korumaya çalışması gerekir... Bunun gereği olarak da; demokrasiye karşı kurulan tuzakları boşa çıkarmak için ilkeli ve dürüst bir politika gütmeleri beklenir... Lakin hem geçmişte, hem de günümüzde, bu noktada siyasi ahlâk itibariyle parlak bir görüntü veren liderlerin sayısı ne yazık ki, çok hem de çok az!.. Mesela Süleyman Demirel... Aktif siyaset döneminde insan hakları ve özgürlükler konusunda, günümüz liberallerini bile kıskandıran bir toleransı savunurken; şimdilerde, devletin insanların kılık kıyafetine bile karışmasına kendince meşruiyet kazandırmaya çalışıyor. Demokrasiyi değil ama; kraliyet dışında her rejimin adı olabilecek "cumhuriyet"i bu şekilde savunduğunu zannediyor... Düşününüz ki, bu kişi; iki defa askerî müdahalelerle iktidardan uzaklaştırılmış. Üçüncü seferinde ise, kendisi post modern müdahaleye öncülük ederek, koltuğunu muhafaza edebilmiş! Eh, iktidarı bir "rodeo oyunu" gibi gören birisinden de ancak bu kadarı beklenebilirdi... Mesela Mesut Yılmaz.... Devri iktidarında, askerî cenahtan gelen baskıları ancak jest ve mimiklerle ifşa edebilen bu zat; seçim sandığında tasfiyeye uğradıktan sonra, hemşehrilik hatırı ile tekrar kazanabildiği milletvekilliği sıfatı altında, milli iradeye taban tabana zıt düşünceler yumurtluyor. (Olur da bir ara rejimde tekrar başbakan yaparlar diye); demokrasi dışı müdahaleleri tabii görüyor ve askerin kışlasına çekilmeyeceğini filan savunuyor!.. Deniz Baykal bunlardan çok mu farklı sanki! Siz, Baykal'ın konuşmalarında; demokrasiyi hararetle savunan bir paragrafa rastladınız mı hiç? Aynı Baykal, demokrasinin olmazsa olmazı olan milli iradeyi kayıt altına alacak girişimlere ise hiç ses çıkarmıyor. Bırakın muhalif ses çıkarmayı, tam tersine bütün gücüyle destek veriyor... Buna karşılık yeni ve sivil bir anayasanın yapılmasına şiddetle karşı çıkıyor! Sivil ve demokratik bir anayasayı çok tehlikeli buluyor iyi mi!.. Şu çelişkiye bakar mısınız: "Çağdaş yeni bir anayasaya ihtiyaç var ama, şimdi bunu istemeyin!.." diyor. Bu liderlerle mi, demokrasi gelişip güçlenecek?!. Geçiniz... CHP lideri, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesini bir türlü hazmedemiyor. Ona göre bugünkü sıkıntıların kaynağı Sayın Gül'ün Çankaya'ya çıkmasıymış... Sebebi de, onun "AK Parti'nin üç kişilik çekirdek kadrosundan" olmasıymış... Burada da yaman bir çelişki yok mu? Rahmetli Turgut Özal ANAP'ın kurucusu ve lideri, yani çelik çekirdeği değil miydi? Süleyman Demirel DYP'nin önce muvazzaf, daha sonra da doğal lideri değil miydi? Dünyada da; parti lideri iken veya lider kadrosunda iken, Cumhurbaşkanı seçilen siyasiler yok mudur? Hem de pek çok... Lakin siyaset bilimci Baykal bütün bunları görmezlikten geliyor. Devlet Bahçeli de, son zamanlarda garip çıkışlarda bulunmaya başladı. Siyasi partilerin millet desteği ile kurulup, yine millet tarafından kapatıldığı gerçeğini bir tarafa bırakarak; iktidar partisi aleyhine açılmış olan "siyasi dava"yı peşinen kabullenmesi için Tayyip Erdoğan'a yükleniyor. Hatta ve hatta, AK Parti yerine kurulabilecek yeni partinin dahi kapatılacağından dem vuruyor!.. Nitekim insan sormadan edemiyor: Sayın Bahçeli bu ne biçim siyaset anlayışı?.. Bu ne biçim demokrasi algılaması?.. Maalesef bizde böyle liderler hüküm sürdükçe, demokrasinin gelişmesi kolay olmayacak! Öncelikle varlığını demokrasiye borçlu olan siyasi partilerin ve onların liderlerinin bu alanda dürüst, samimi ve ilkeli hareket etmesi gerekiyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.