Bu ayaklar koktu!..

A -
A +

Yazının başlığı hoşunuza gitmeyebilir. Hakkınız var, rahatsız edici bir amiyane tabir ama, bazı gerçekleri çarpıcı şekilde ifade etmek için gerekebiliyor!.. CHP'nin İstanbul Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, propaganda çalışmalarını; çamurlu ayaklar ve yırtık ayakkabılar üzerine oturtması bizi bu ifadeyi kullanmaya zorladı. Zannediyorum ki, fotoğrafı gören herkes böyle numaraların artık geçerli olmadığını belirtmek için şunu demiştir: "Bu ayaklar koktu..." Yani bayat ve ucuz bir yöntem... Yırtık ayakkabı hikâyesi, en son Barack Obama ismiyle gündeme gelmişti. ABD Başkanlığına talip olan bir kişinin, kendisine doğru dürüst bir çift ayakkabı bile alamayacak kadar yoksul olmasına, herhalde kimsenin inanması beklenemezdi. Lakin böyle görüntüler, magazin medyasına pekâlâ bol bol haber olur tabii. Propagandanın iyisi kötüsü yoktur derseniz mesele yok... Kılıçdaroğlu da, İstanbul için projelerle anılmak yerine, yırtık ayakkabı ile medyada yer almaktan sonuç bekliyor demek ki. Yalnız şunu unutmasın, bu tür şovların zinhar seçim sandığına faydası olmaz. Obama'yı Başkan yapan faktör, asla yırtık ayakkabılar değildi. İstanbul bir dünya kenti... Küresel finans merkezlerinden biri olmaya aday. Yunanistan nüfusunun bir buçuk katı insan barındırıyor. Türkiye'nin bütçe gelirlerinin, tek başına yüzde 43'ünü sağlıyor. Böyle bir şehri yönetme iddiasıyla ortaya çıkan bir kişinin, yırtık ayakkabı ile dolaşması, yapmacık bir gösteriden öteye geçemez. Daha önce Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz'in, yırtık çorapları ile görüntülenmesine; kimse "Aaa ne kadar da mütevazı, baksanıza yırtık çorap bile giyiyor..." gibisinden övgüler düzmediği gibi, Kılıçdaroğlu'na da yarık ayakkabı için kredi vermez. Kılıçdaroğlu şayet başarılı olmak istiyorsa, "400 bin kişiye maaş bağlayacağım" gibi; uçuk vaatlerde bulunmak yerine, gerçekçi projeler ortaya koymalıdır. Soğuk savaş döneminin Marksist parfümlü propagandası türünden fakirlik edebiyatıyla, insanların zekâsıyla alay eder şekilde yırtık ayakkabılarla poz vermek, ifrat ve tefrit arasında gidip gelmektir. Daha işin başındayken Sayın Kılıçdaroğlu'nu vatandaşlık namına uyaralım: Böyle çıkmaz sokaklara girerse; değil bir çift ayakkabıyı feda etmek, zoraki parlatılan siyasi kariyerini bile tehlikeye atabilir... Ankara'da Murat Karayalçın da, 90 bin kişiye hemşehrilik maaşı bağlamaktan söz etti ama, istihza ile karşılanınca bu rakamı 25 binlere indirmek zorunda kaldı. Kılıçdaroğlu'na gelince, 400 bin kişiye iş ve maaşı nereden bulacak hiç belli değil. 'Con Ahmed'in efsanevi devr-i daim makinesine sahip olsa bile, böyle bir şey mümkün değil... İstanbul'u yönetmek için ideolojik sivriliklere değil, akıllı plan-projelere ihtiyaç var.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.