Bu heyecanı anayasa için de bekleriz!..

A -
A +

"Asfalt ağladı be...", repliğinin yer aldığı bir reklam vardı hani. Aşırı hız yapma konusunda gençlere kötü örnek oluyor diye, yayından kaldırılmıştı. Hatırladınız, işte o!.. Cem Yılmaz, "Sizin gibi gençleri pistlerde görmek isteriz..." diye, biraz nasihat, biraz özendirme ve kışkırtma ile karışık hedef gösteriyordu... "Şike yasası"na dair, siyasi partilerin enerjik tavır ve heyecanını gördükçe, nedense aklıma o reklam geliyor... Şayet AK Parti, CHP ve MHP; "Şike yasası"nda gösterdikleri bu refleksi, yeni anayasa için de ortaya koyabilirlerse, endişeye mahal yok demektir. En basit konularda dahi, bir araya gelmeleri büyük problem olan siyasi partiler, ne hikmetse bu şike konusunda çok çabuk mutabakat sağlayabiliyor ve bunu sürdürebiliyorlar! İktidar ve muhalefeti bu kadar güçlü biçimde, birbirine yaklaştıran ve uzlaştıran şike kanunundaki derin cazibeyi doğrusu çözmekte aciz kalıyoruz... İşin içinde bir iş var amma, rivayet ve ihtimaller muhtelif. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli'nin, bu husustaki çıkışı hayli dikkat çekici. Vetoyu hayretle karşıladığını belirtirken, "Cumhurbaşkanı daha önce kimler için özel yasa çıkarıldığını unutmuş görünüyor..." şeklinde tarizde bulunuyor. Anlaşılan Sayın Gül'ün veto gerekçeleri olan, suç ve ceza arasındaki bariz dengesizliği, kişiye özel örtülü af şeklinde algılanabilecek bir düzenlemeyi ve en önemlisi de, sporda şiddet ve şike konusunda caydırıcılığın ortadan kalkacak olmasını, yeterince önemli görmüyor. Tartışma konusu "Şike yasası"nın, hiç değiştirilmeden aynen Meclis'ten geçirilmesi konusunda imzalarının arkasında olacaklarını ifade eden Bahçeli'ye, benzer gerekçelerle CHP'li Emine Ülker Tarhan da katıldı. AK Parti de hem bu yolda diğer partilere çağrıda bulundu, hem de veto edilen metnin aynen parlamentodan geçirilmesinde kararlılığını açıkladı. Öyle anlaşılıyor ki, tartışmalı kanun değiştirilmeden Meclis Genel Kurulundan hızla geçecek ve bu defa, Cumhurbaşkanı onaylamak durumunda kalacak. Artık anayasa mahkemesine götürür mü, götürmez ömi, anayasa mahkemesi nasıl bir karar verir, hatta karar verinceye kadar köprülerin altından ne miktarda sular akar, orası meçhul... Fakat belli olan bir şey var, o da şu: Ülkede futbol sporunun gırtlağına kadar şaibeye battığı, bu kirliliğin uluslararası camiada Türkiye'nin başını fazlasıyla derde sokacağı kesin. Buna rağmen, bile bile ladesin manası nedir? Kim, hangi güç, hangi odaklar bu kadar etkili biçimde süreci yönetiyor? Sanki bir maskeli balo söz konusu... Herkes bu konuda bir şeyler söylüyor. Güya herkes pisliklerin temizlenmesini istiyor ama, gelişmeler tersi yönden ilerliyor! Anlayacağınız oldukça acayip bir durumla yüz yüzeyiz. İfratla tefrit arasında bir bocalama söz konusu. Yedi ay önce, sporda her türlü şike ve şiddeti önleme adına çıkarılan kanun, apar topar budanıp kuşa çevriliyor!.. En kötü şey nedir biliyor musunuz? Ciddi meselelerde, dürüstlük adına ikiyüzlülüklerin yaşanması... Durumun vahameti bazı cilaların dökülmesine kadar anlaşılamaz. O cilalar dökülene kadar da iş işten geçmiş olur zaten.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.