Öfke ile kalkan zararla oturur... Keskin sirke küpüne zarar verir... Evi camdan olan, başkasının penceresine taş atmamalı... İki testi birbirine çarparsa, muhakkak birinden biri çatlar... Yahut bu neticenin başka kelimelerle ifadesi... Atasözleri, deyişler, darbımeseller, tekerlemeler vs. Hepsi sert sözlerin ve tavırların zararını dile getirir. Acaba CHP Lideri Deniz Baykal, son zamanlarda neden bu kadar gergin ve sinirli? "Erdoğan hak ettiği sonu yaşayacak!.." derken sanki gözlerinden şimşek çakıyor. Tuhaf doğrusu! Gerçi Sayın Baykal'ın üslubu, öteden beri hep "agresif" olarak nitelendirilir ama; şu sıralarda sanki çok daha fazla asabi ve buna bağlı olarak daha öfkeli bir görüntü veriyor... Acaba neden? Bu gerginliğin sebebi yaklaşmakta olan Kurultay olabilir mi? Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek daha önce böyle bir iddiayı seslendirmişti. Üç gün sonra toplanacak olan CHP 32'nci Olağan Kurultayı'nın bir hayli sıkıntılı geçeceği görülüyor! Sıkıntı derken, yanlış anlaşılmasın; Baykal'ın genel başkanlık koltuğu pek de tehlike içinde değil. Zira CHP'nin parti tüzüğü sebebiyle, başka bir adayın güçlü biçimde Deniz Bey'e karşı rakip olması mümkün olmuyor. Tüzük iptali için başlatılan hukuki mücadelede, acemilik yapıldığı için; bu kurultayda da genel manzara değişmeyecek... Ancak, daha düne kadar Baykal'ın yanında olan CHP'nin ağır toplarından birçoğu (Ali Topuz, Haluk Koç, Eşref Erdem, Mehmet Tomanbay, Oğuz Oyan vb.) artık kendisine karşı ve bunlar dişe diş parti içi mücadele veriyor. Son iki seçimde, beklenen başarıyı gösteremediği için zaten büyük eleştiriler alan Baykal'ın; bu defa daha fazla hırpalanacağı, yıpratılacağı konusunda genel bir kanaat var!.. Tam da kurultaya gidilirken baş gösteren birtakım hukuki problemler, tuz biber oldu. Mesela on bin adet parti üyeliğinin yasal olmadığı (Medyadaki haberlerde "çakma" ifadesi kullanılıyor!) gerekçesiyle iptal edilmesi... Bundan daha ötesi, CHP'nin bir TV kanalına aktardığı 4 milyon dolarlık paranın (reklam karşılığı olduğu söyleniyor), yaklaşık üç milyon dolarının faturalandırılmamış olması ve bunun da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca şikayet konusu yapılıp dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmiş olması... Bu olayın arkasının nasıl geleceği ve CHP'yi ne şekilde ilzam edeceği şimdilik bilinmiyor ama, konunun CHP üst yönetiminin canını çok sıktığı açıkça belli oluyor. Bir şaşkınlık ve tedirginlik hâli öne çıkıyor... Bu arada dünkü Parti Gruplarında, Başbakan ve Ana Muhalefet lideri, birbirlerine çok sert ifadelerle yüklendiler. Tepedeki sorumluların, üslubu bu denli sert olunca, tabanda da daha büyük gerginlik meydana geliyor!.. Onun için, herkesin çok iyi bildiği bir şeyi tekrarlayalım: Bu sertlik hiç iyi değil... Çarpışan testilerden birinin muhakkak çatlayacağını unutmayalım; bunun yanında "Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" atasözünü de daima hatırda tutalım. Zira bu kadar sertlik, yalnız liderler için değil; herkes için zararlı!