Bu kan gölü kimi boğacak?!.

A -
A +

Son bir haftadır Filistin ve Irak'ta olanlar, insanı dehşete düşürüyor... Filistin'de İsrail füzesi ile vurulan sekiz ila 15 yaşlarındaki çocukların tabutları yan yana dizilmiş, yakınları başında çaresizce ağıt yakıyor. Onların yürek parçalayıcı feryatlarını pek duyan yok. İnsanlık âlemi, tarifi imkânsız bir vurdumduymazlık içinde! İşine geldiğinde bir fok balığı, yahut bir karabatak için ayaklanan o hassas dünyadan çıt çıkmıyor. Sizce bu normal bir şey mi? İnsanlar böyle vahşice katledilirken, duyarsız kalmanın izahı olabilir mi? Sivil katliamını sürdüren İsrail, bu ortamdan büyük cür'et alıyor. ABD'nin Güvenlik Konseyi'ndeki koruma şemsiyesi altında, şimdiye kadar kendisine yönelen bütün uluslararası yaptırımlardan korunabilen İsrail, işi öyle bir azgınlığa vardırdı ki, son keresinde Amerika bile "çekimser" kalmak mecburiyetini hissetti. Şüphesiz BM Güvenlik Konseyi'nin kınama kararı kâğıt üstünde kalmaktan öteye geçmeyecek sembolik bir yaklaşımdır. Ancak bugüne kadar, ABD böyle bir sembolik kınamaya bile müsaade etmiyordu. Şimdi, her zamankinden fazla bir öfke ve nefret dalgası ile yüz yüze olan Amerika Birleşik Devletleri, gün be gün Irak'ta daha fazla batağa saplanıyor. Bu ülkedeki işgal kuvvetleri, kontrolü sağlamakta başarısız oldukça, hırçınlaşıyorlar ve hırçınlaştıkça da, daha fazla hata ve daha fazla katliam yapıyorlar! İşte son olarak Ramadi'de bir düğün evinin bombalanması ve 15'i çocuk olmak üzere en az kırk kişinin suçsuz yere katledilmesi, bunun son örneklerinden biri. Eğer bugün, dünyada gerçekten tarafsız ve etkili bir savaş suçları mahkemesi mevcut olsaydı, Amerika son iki yılda, Afganistan ve Irak'ta yaptıklarından dolayı yüzlerce mahkumiyet alırdı. Hatırlayacaksınız aynı şekilde Afganistan'da da bir düğün evini bombalamış ve ağır yaralılar hariç ilk etapta, 60 kişi ölmüştü... Ama artık Amerikan kamuoyunda da, Irak'ta bir ABD yenilgisinin kaçınılmaz olduğu kanaati yaygınlaşıyor. Bush Yönetiminin tepe isimleri, bir bir hatalarını itiraf ediyorlar. Son olarak, savunma bakan yardımcısı Wolfowitz, Saddam rejimini devirmelerinin barış yerine savaşı getirdiğini teslim etti. Senatodaki soruşturmada, bir insanın başına 72 saat boyunca aralıksız olarak çuval geçirmenin insani olup olmadığı sorusu karşısında, önce hık-mık eden, ama senatörün sıkıştırması neticesinde; "Evet, sanırım bu insani bir durum değil!.." demek zorunda kalan Pentagon'un bir vakitler en güçlü ismi, Saddam Hüseyin ve destekçilerinin direnişinin hesapladıklarından çok da büyük olduğunu açıkça kabul etti. Wolfowitz ve diğer yetkililerin peş peşe gelen bu açıklamaları, Amerikan basınında şöyle değerlendiriliyor; "Amerika Irak'ta savaşı kaybedebilir..." ABD'nin Irak'ta savaşı kaybetmesi Irak'a barış geleceği anlamını taşımıyor maalesef. Irak'taki İşgal Güçleri Komutanı Gen. Abizait; egemenliğin Iraklılara devredileceği 30 Haziran'dan sonra direnişin daha da artacağını söylüyor. Bu direnişi kırmak ve azaltmak için, ülkede iç çatışmaları körükleycek politikaların devreye sokulacağı tehlikesi giderek büyüyor. Bu da Irak'ta parçalanma ihtimalini arttırıyor. Velhasıl durum vahim. Amerika, içine düştüğü çıkmazdan kurtulmaya çalışırken; İsrail fırsattan istifade Filistin'de evleri ve insanları imha ediyor. "Terörle savaş" diye girişilen işgal, katliam, işkence ve soykırım harekâtı sebebiyle, Filistin'de de, Irak'ta da kan gölü büyüyor. Bakalım bu kan gölünde kimler boğulacak...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.