Bu mayın işi sıktı birader!..

A -
A +

Millet Meclisi'nde, Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi ile ilgili kanun tasarısına dair görüşmeleri izliyorsunuzdur. Topu topu altı maddeden ibaret (Esasen dört maddeden ibaret!) bir tasarı için, günlerdir bu şekilde havanda su dövmek Türkiye'ye yakışıyor mu? Küçücük bir meselenin bu kadar büyütülmesi, her şeyden önce vakit israfıdır. Tartışmalardaki seviye ülke adına utanç vericidir. Koskoca Türkiye, 217 bin dekarlık bir arazinin mayından temizlenmesi işini bu kadar yüzüne gözüne bulaştırıyorsa, kimse kusura bakmasın; burada yasamanın da, yürütmenin de, siyasi partilerin de, milletvekillerinin de, ilgi ve alakası ve sorumluluğu bulunan devletin bütün birimlerinin de kesinkes hatası ve sorumluluğu vardır. Bu hususun altını kalın bir çizgi ile çizelim... Hamasi nutuklara gelince hepimiz mangalda kül bırakmıyoruz! Türkiye şöyle büyük ülkedir, böyle büyük devlettir falan filan. Bu kadar büyük ülke ve dünyada sayılı ordulardan birine sahip... Ona göre de istihkam birliklerine sahip. Taa 1992'de bu mayınların temizlenmesi görevi orduya verilmiş, ama 2008'e kadar, yani tam on altı sene hiçbir şey yapılmamış, yapılamamış. Sebep şu veya bu. Ama neticede yapılamamış. Önemli olan sonuç. Bu sonucu ayrıca irdelemek gerekir ki, ayrı bir yazı konusudur. Şimdi iş başka bir mecraya dökülmüş vaziyette. Bu satırları yazarken, bir yandan da Meclis'te devam eden tartışmaları izliyorum. Bu görüşme ve tartışmalar, bütün dünyanın gözü önünde cereyan ediyor... Bu iş bu noktalara gelmeli miydi? Demek ki, süreç doğru dürüst yönetilememiş. Türkiye sulu tarıma elverişli arazilerinin, halihazırda ancak yüzde elli beşinde sulu tarım yapabiliyor. Yani tarım arazilerimizin yarıya yakını için, hâlâ sulama şartları hazırlanabilmiş değil. Sadece GAP bölgesinde 1.8 milyon hektarlık arazinin sulanma meselesi önümüzde duruyor. 217 bin dekarlık arazinin mayınlardan temizlenmesi ve tarıma açılması konusunu; iktidar ile muhalefet arasında bu kadar zıtlaşmanın yaşanmasına, Meclis kürsüsünün işgaline yol açacak biçimde, siyasi ortamın gerilmesine meydan verecek derecede ajite etmek, edilmesine fırsat vermek akıl kârı mıdır? Hayır beyler, Türkiye bunu hak etmiyor. Kimin haklı veya haksız olduğu, sonraki mevzu. Öncelikle bu kadar küçük bir mesele, ülkeyi bu kadar germemeliydi. Açıkçası burada, meseleyi gerektiği ölçüde dikkatle ortaya getirip kamuoyuna anlatamayan hükümet de, ele geçirdiği fırsatı istismar edip; Meclis çalışmalarını tıkamayı siyaset olarak benimseyen muhalefet de, pekala kusurludur. Basit sayılabilecek bir meselenin çözümünde bu kadar zorlanan siyaset, daha büyük ve çetrefil konulara nasıl çözüm bulabilecek? Doğrusu insan endişeleniyor... Kamuoyu 'mayın meselesi'nin bu kadar sürüncemede kalmasından haklı olarak büyük rahatsızlık duyuyor. Ama maalesef bugünkü sevimsiz tabloyu da yaşıyoruz. Mayın tartışması bir an önce bitmeli. Zira sıktı artık!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.