Medya organlarında çıkan iç karartıcı o kadar çok haber var ki... Bunları okuyunca insanın dehşete kapılmaması mümkün değil. Üstelik bu iç karartıcı haberler ne bayram dinliyor, ne seyran... Ne akıl ne mantık, ne yaşlılık ne eğitim vs. Tablo bir felaket! Bu topluma bu insanlara ne oluyor böyle? -81 yaşındaki kişi, 75 yaşındaki karısını bastonla öldürdü. -70 yaşındaki adam, niye yan bakıyorsun diyen 81 yaşındaki komşusunu bıçaklayıp öldürdü. -Tuzla'da işçiler kız meselesi yüzünden birbirine girdi: Üç ölü, bilmem kaç yaralı. -Barda hesaplaşma: Üç ölü. -Üç kişi bir kadına tecavüz ettikten sonra, öldürüp parasını ve cep telefonunu gasbetti. Sonra bu parayla içki alıp içti. - Şizofreni hastası genç, annesini, babasını ve kardeşini balta ile doğradı. - 14-15 yaşındaki üç çocuk, bayramlaşma bahanesiyle evine girdikleri 46 yaşındaki kadını dövüp tecavüz etti... Çocukların yaşına yeterince dikkat ettiniz mi? Bu yaşta canavarlaşan, suça bulaşan, hatta suç makinesi haline gelen o kadar çok sayıda çocuk var ki; haddi hesabı yok. Tehditle arkadaşının parasını gasbeden, kendinden küçük çocuklara tecavüz eden, hırsızlık, kap-kaç yapan vs. vs... Bir de emniyet raporlarından taşan kırmızı alarm var: Eroin kullanma yaşının 10'a düştüğü yolunda bilgiler yer alıyor... Küçük yaşta uyuşturucu kullanan, bali-tiner koklayan çocuklar canavarlaşmaz da ne olur? Bu bahtsızlar, her türlü istismara açık ve her türlü suça kolaylıkla sürüklenebilir. Bunları koruyacak mekanizmalar ne âlemde acaba? Tablo acı, tablo feci... Toplumun ruh sağlığında büyük bir bozulma var. Yaşlısı, olgunu, genci, çocuk yaştaki fertleriyle bu toplumda, sanki kitlesel bir cinnet yaşanıyor. Ama hiçbir şey yokmuş veya her şey yolunda imiş gibi, televizyonlarda vur patlasın çal oynasın gidiyor... Bazı gazetelerin internet sayfaları, pavyonların reklam panosundan farksız! Ama bunlara karşı doğru dürüst bir uyarı, bir tepki filan da yok. Toplum tam bir tefessüh içinde. Hak, hukuk, saygı, edep, vicdan, insaf hak getire... Gücü yeten yetene!.. Babalar silahla düello yapıyor... Biri ölüyor, bir yaralanıyor. Yarım kalan işi ölenin oğlu tamamlıyor. Tehdit, şantaj, kavga filan. İki taraftan birer ölü, iki ailenin başına gelen felaket, kan davası vs. Bu gidişat gerçekten ürkütücü... İnsanlar sabırsız, insanlar tahammülsüz, insanlar kendi hakkını tanımıyor, başkasının hakkına hiç saygı göstermiyor. Ve insanlar bile bile felakete hızla dalmaktan vazgeçmiyor. Aşırı sür'at yapan otomobil, yolun karşısına geçip ters istikametten gelenle kafa kafaya çarpışıyor. Sonuç: Sekiz ölü. İki aile yok oluyor. Çocuklarını askere götüren ailenin arabası, aşırı sür'atten takla atıyor. Sonuç: Beş ölü!.. Bunlar, birkaç gün içinde medyada yer alan haberlerden gelişigüzel seçilmiş birkaç olay. Dokuz günlük bayram tatilinde meydana gelen trafik kazalarında kaç kişi öldü acaba? Toplamını bilmiyorum ama, günlük ortalama onun altına düşmedi? Soruyu bir kere daha soralım: Bu insanlara, bu topluma ne oluyor?