Bu yangın kolay kolay sönmez!..

A -
A +

Evet, bu yangın kolay kolay sönmez ve önüne geleni de yakıp yıkacak kadar güçlü... Şu tabloya bakar mısınız: Libya, en az 84 ölü. Yemen, en az altı ölü. Bahreyn, en az sekiz ölü ve hastaneler yaralılarla dolu. Ürdün, sokaklar harekete geçti; en az sekiz yaralı. Ama bu ülkede çok daha dramatik gelişmeler yaşanabilir. Yani en erken burada yeni bir dönem açılabilir! Bahreyn... Çok dikkat edilmesi gereken bir yer. 1922 yılından beri Şii isyanları olur. Mesela 1938, 1954-56... 1971 yılında İngilizlerden bağımsızlığını kazanan, 2001'de emirlikten krallığa dönüşen Bahreyn'de, Sünni iktidarın mevcudiyetini koruması İngiltere'nin güvenlik politikası idi. (Nüfusun yüzde 60-65'i Şii.) Amerika'nın burada çok büyük bir askerî üssü var. Bahreyn açıklarında Amerikan uçak gemileri sıra sıra... Acaba bu yüzden mi, güvenlik güçleri göstericilere karşı çok sert ve acımasız davranıyor? Bahreyn'de dengeler değişirse neler olur? Cevabı kolay değil. Yemen, Afganistan'dan sonra ABD'nin işgal ihtimali bulunan bir ülke. Gerekçe yine aynı. El Kaide ve diğer terör örgütleri... Ne var ki, Yemen 1962 yılından beri, ülkeyi bir ara ikiye bölen (Kuzey ve Güney Yemen) iç savaş ve ideolojik-sekter çatışmalardan kurtulamadı. Dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Yemen, stratejik coğrafyası sebebiyle küresel güçlerin daima operasyon alanı... 33 yıllık Ali Abdullah Salih rejiminden, halka artık gına gelmiş. Tıpkı Hüsnü Mübarek gibi, o da başkanlığa yeniden aday olamayacağını ve yerine oğlunu da bırakmayacağını açıkladı ama, bu Yemenlileri hiç de tatmin etmedi. Ne yazık ki, bu fakir ülkede yine çok kan döküleceğe benziyor. Libya'ya gelince: 1969 yılından beri Muammer Kaddafi'nin yönetiminde olan bu ülkede, Tunus ve Mısır'daki halk hareketlerinin netice vermesinden sonra, birdenbire şiddetli olaylar patladı. Trablusgarp ve Bingazi'de olaylar bütün hararetiyle devam ediyor. Sağlıklı haberleşme olmadığı, katı sansür uygulandığı için, meydana gelen can kayıpları hakkında net bilgi alınamıyor. Ama yukarıda da belirtildiği üzere, en az seksen dört kişinin öldürülmüş olması, durumun vahametini açıkça ortaya koyuyor... Bakalım Kaddafi'nin eksantrik yönetim tarzı ve atraksiyonları, gelişmelere ne gibi katkılar yapacak!.. Bütün bu huzursuzluk ve isyanların kaynağı, şüphesiz kapalı ve baskıcı rejimlerin karakteri... İşsizlik, fakirlik ve sefalet yanında, insan hak ve özgürlüklerini de büyük baskı altına alan otoriter-despot rejimler, ayrıca gırtlağına kadar batmış oldukları yolsuzluk-hırsızlık ve nepotizm (yeğencilik, akraba-i taallükat kayırmacılığı) yüzünden, halkın kin ve nefretini kat be kat arttırmış durumda. Bu öfke patlamalarının artık kontrolü mümkün değil. Karşı koyma çabaları, dökülecek kanın artmasından başka işe yaramayacak... Ve İran... Esasen İran'ın bugünkü durumunu ele alacaktım. Ancak Arap âlemini bütünüyle sarsan sıcak olaylara değinmemek olmazdı. Cumhurbaşkanı Sayın Gül ile geçen pazar günü gittiğimiz İran'da, büyük bir siyasi ve sosyal rahatsızlığın hüküm sürdüğünü yakından müşahede ettik. Humeyni Devriminin 32. yılında, ülkedeki siyasi muhalefet ve taraftarları bütün baskılara rağmen, seslerini yükseltmeyi sürdürüyor. Eski başbakan Hüseyin Musevi (Cumhurbaşkanı adayı idi) ve eski Meclis Başkanı Mehdi Kerrubi göz ve ev hapsinde... Sertlik yanlıları, bunlar hakkında idam isteyecek kadar işi ileri götürüyor. Sokak gösterileri başlayınca bütün iletişim hatları kesiliyor. Besijler gösterilere karşı çok amansız davranıyor... Ama durdurmaları imkânsız. İran'a biraz daha derinlemesine bakmak lazım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.