Bu yangın kundakçıları da yakacak!..

A -
A +

Akdeniz'in Asya ve Afrika sahilleri bütünüyle tutuşmuş yanıyor... Libya, Yemen, Bahreyn, Suriye... Hangisine fokus yapacağımızı şaşırmış vaziyetteyiz. Bu yangının kimi kundakçıları içerden. Ama yangına füzelerle ve jetlerle benzin dökenler de Akdeniz'in ve Atlantik Okyanusu'nun öte yakasından! Fransa, İngiltere, İtalya ve Amerika; Irak, Suudi Arabistan ve Basra Körfezi'nde kurdukları etkinlik alanı gibi, Kuzey'den başlayarak Afrika'daki bütün petrol bölgelerinde de aynı şekilde hegemonya oluşturmak itiyor. Saddam'ın akıbetini çabuk unutan ve Irak'ın bugünkü içler acısı halini hiç ama hiç görmeyen diktatörcükler, ülkelerinin bugünü ve yarınını şahsi ihtirasları uğruna felaketin kucağına atacak kadar körleşmiş durumda... "Savaşların anasını biz kazanacağız..." ham hayaliyle, sonunda çoluk çocuğuyla birlikte helak olan Saddam'ın rolüne soyunmuş Kaddafi ile geçmişte yaşanan iç savaş ve bölünmeden hiçbir ders almamış olan Yemen'in diktatörü Ali Abdullah Salih, emperyalist güçlere topraklarını peşkeş çekmek için ne gerekiyorsa yapıyorlar... 1962'de Albay Abdullah El Sallal darbesinin neticesinde Kuzey Yemen Cumhuriyeti kuruldu. Sovyetler Birliği ve Mısır destekliyordu. 1967 yılında da Güney Yemen güya bağımsızlığına kavuştu! Onu da İngilizler ve Suudi Arabistan destekliyordu... 1990 yılına kadar Kuzey ve Güney Yemen'de iç çatışma ve sefalet hiç eksik olmadı. 1990'da Kuzey Yemen liderliğinde birleşme oldu. Şimdi yine aynı sürecin fitili ateşlenmiş durumda. 33 yıldır iktidarda olan Ali Abdullah Salih, hâlâ Hüsnü Mübarek gibi oğlunu yerine geçirmeyeceği, gelecek seçimlerde aday olmayacağı ve başkanlık seçimlerini erkene alacağı gibi vaatlerle durumu idare etmeye çalışıyor. Ama nafile!.. Yemen çok tehlikeli bir döneme girmiş bulunuyor. İlan edilen sıkıyönetime rağmen, halk sokakları ve meydanları doldurmaya ve maalesef kan da akmaya devam ediyor. Libya'yı zaten izliyorsunuz. Ülke şu anda fiilen ikiye bölünmüş durumda. Daha iki ay evvel yanı başında Sudan bölünmüştü... Emperyalist güçlerin otuz -kırk yıllık çalışmaları neticesinde! Emperyalistler için demokrasi ve özgürlük, onların hesabına ne kadar uyuyorsa o kadar lazımdır. Mesela Bahreyn ve Suudi Arabistan'da mevcut statüko onların yararına olduğundan, ABD üslerinin ev sahibi olan buralara müdahale farklı oluyor. ABD'nin yönlendirmesiyle Suudi askerleri Bahreyn'e gönderilip gösteriler bastırılıyor... Suudi Arabistan'da da Kraliyet hazinesinden ulufe dağıtılarak öfkeler dizginlenmeye çalışılıyor. Bakalım bu taktikler nereye kadar tutacak... Yemen çok kritik bir coğrafya'da. Aden Körfezi ve Bâb-ul Mendep Boğazı buradan kontrol ediliyor çünkü. Bahreyn de Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı için tarassut kulesi... Haritaya ve bu bölgelerdeki ABD ve İngiliz üslerine ve de donanma güçlerinin yerleşimine bakınız, tabloyu çok daha iyi anlarsınız! Ve Suriye... Babasının yerine geldikten sonra, ülkesine nispeten serbestlik getiren ve baskıcı rejimin vidalarını biraz da olsa gevşeten Beşşar Esad, şayet dikkatli olmaz ve Tunus - Mısır ve Libya örneklerinden ders çıkarmazsa, çok ama çok tehlikeli bir durumla yüz yüze gelecek... Aman ha! Bunlar yetmezmiş gibi, dün bir de Kudüs'te patlama oldu. Bakalım arkasından ne gelecek?! Şu kadarını hatırlatalım: Akdeniz sahillerini yalayan alevler bu ateşi yakanları da, körükleyenleri de yakacak... Bundan kaçış yok.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.