Aylardır şike ile yatıp şike ile kalkıyoruz... Kim yakalandı, kim yakalanmadı derken, dört yüz sayfalık iddianame mahkeme tarafından kabul edilip alenileşti. İçinde neler var neler! Dolar ve Euro destelerini poşet içinde koltuğunda, çuvallar içinde araba bagajında taşıyanlar... Şike organizasyonu için güya şifreli konuşup, "BÜTÜN TARLALARI EKTİK..." diye örgüt liderlerine tekmil verenler. Daha neler neler. Amma ve lakin bir taraftan şikeyi önlemle kanununu alelacele sulandırmalar... Kamuoyunun bütün tepkilerine rağmen, hem de! Şikeyi ve şikecileri gerçekten bertaraf edebilmek için, öncelikle samimi olmak ve bütün sistemi de ona göre, dizayn etmek lazımdır. Yoksa, kâğıt üstünde kalacak kanun hükümleriyle; polisiye tedbirlerle, birkaç düzine adamı bir süreliğine içeri tıkmakla, şikeyi filan önleyemezsiniz. Birkaç kulüp başkanı ve yöneticiyi, menajer denilen birkaç futbolcu simsarını, bir an evvel kesesini doldurmak için kolayca şeytana uyan birkaç oyuncuyu derdest etmekle meseleyi hallettiğinizi düşünürseniz, kendinizi fena halde yanıltmış olursunuz... Her şeyden önce bir zihniyet değişimine ihtiyaç var... Bakınız inkılap veya devrim demiyorum. Zira politik mugalata olur. Değişim, evet evet samimi bir değişim gerekiyor. Çünkü mevcut sistemde bilerek veya bilmeyerek, herkes şikeye bulaşabiliyor! Şartlar ne olursa olsun, daima kendi kulübünü haklı görenler şikecidir, en azından şike yanlısıdır. Sadece bir kulüp adına ve hesabına gazetelerde köşe yazan, televizyonlarda yorum yapanlar, doğrudan yahut dolaylı olarak şikecidir. Ne demek sadece futbol yazarı? Hadi onu geçtim, ne demek yalnızca bir kulübün namı hesabına kalem oynatmak? Ve o kalemi her türlü yalakalığa, körü körüne bir tarafgirliğe, yalana-dolana, hile-hurdaya alet etmek... Düpedüz şikedir, şikeciliktir, en hafif deyişle şikeye yardım ve yataklıktır. Çok yüksek ücretler karşılığı, televizyonlarda içi boş konuşmalarla seyirciyi saatlerce angaje eden, nüfuzlu-güçlü mafyatik kulüp başkanlarına yaltaklanan, onların talimatıyla kirli oyunlarda figüranlık yapan; sözüm ona yazar ve yorumcular, şikecinin ta kendisidir! Bunların şikeciden de öteye sıfatları var ama, sütunun nezahetini bozmayalım!.. Görülüyor ki, tam bir şike düzeni mevcut. Sadece futbolda değil bu şikecilik. Baksanıza televizyon reytingleri için ne şikeler yapılmış! Şikeciliğe, sahtekârlığa, düzenbazlığa ve her türlü dürüstlük ve centilmenliğe aykırı bozuk yapıya karşı topyekûn bir mücadele gerekiyor. Bunun anahtarı da bizatihi vatandaşın elinde. Mesela; Hangi takımı desteklerse desteklesin, öncelikle futbol seyircisi, şikecilerin kendilerini aldatmasına fırsat vermemelidir. Sportif faaliyetlerin kalitesi, para ve hile ile kazanılmış sahte başarılarla değil, gerçek rekabet gücü ile ölçülür. Türk Kulüplerinin Avrupa'daki başarı grafiği bunu ortaya koymuyor mu?! Anadolu kulüplerini engellemek için, kendi aralarında şike düzeni kurmak isteyen iri üç tane kulübün başkanını, öncelikle seyircisi diskalifiye etmelidir. Öylelerine "BÜYÜK BAŞKAN" diye alkış tutan seyirci, oyuncu, yorumcu vs. topyekûn şikecidir. Bütün şikecilere kırmızı kart gösterilmelidir...